Bu sürecin aslında bebeklikten çocukluğa geçişin yansıması
olduğunu ve özerkleşme çabasıyla çok sağlıklı bir gelişimin parçası olduğunu
belirten Şahbaz, "2 yaş sendromunu ergenlikten önceki ilk bireyselleşme
süreci olarak da nitelendirebiliriz. Ebeveynlere itiraz etmeden de onlardan
ayrışmak, bireyselleşmek mümkün değildir. Çocuğun ağlaması, öfkelenmesi veya
inatlaşması değil anne ile babanın verdiği davranışsal tepkiler süreci daha
zorlayıcı hale getirebiliyor. Çocuklardaki bu süreci rekabet ve güç savaşına
dönüştürmemek gerekiyor. Aksi halde çocuğun bireyselleşme süreci sekteye
uğrayabiliyor ve çocuk ebeveynlerinin sevgisini kaybetmemek için bebeksi
pozisyonda kalma çabasına girebiliyor." dedi.
ÖFKE PATLAMALARINI YARIDA KESMEYİN!
Şahbaz, "Çocuklarda 2 yaş sendromunda ağlama krizlerine
ve öfke patlamalarına alan açmak, bir başka deyişle içinden gelen yoğun duyguyu
dışarı yansıtabilmesine (gerek ağlama gerek bedensel tepkilerle) izin vermek ve
bu duyguları kesmemek çok önemli. Zira, dışarı yansıtılamayan duygular
kaybolmuyor, aksine bastırıldıkları için psikosomatik olarak beden üzerinden
ifade yolu buluyorlar. Bu duyguları yaşadığında sakinleşinceye dek yanında
beklemeniz, ona iyi geliyorsa sarılmanız, tıpkı bebeklik dönemlerinde
yaptığınız gibi ‘hımm hımm’ gibi yumuşak bir ses tonu ile sürecine eşlik
etmeniz, hiçbirini istemiyorsa sessizce beklemeniz sağlıklı olacaktır."
ifadelerini kullandı.
KÜSMEYİN, ODASINA YOLLAMAYIN
"Ağlama krizlerinde çocuğa küsmek, onu odaya yollamak
ve bağırmak kesinlikle olmasını istemediğimiz tepkilerdir." uyarısında
bulunan Psikolog Şahbaz, bunun nedenini şöyle açıkladı: "Çocuğu
yalnızlaştırarak sakinleşmeye zorlamak ileride güvensiz hisseden ve zor
zamanlarında yardım isteyemeyen birey olmasına sebep olabiliyor. Dolayısıyla
sakinleşinceye dek yanında kalmanız bu anlamda önemli olacaktır."
İNAT EDİYORSA, SEÇENEK SUNUN
Bu dönemde çocuğun tepkilerinin arkasındaki duyguyu
yakalayabilmenin büyük önem taşıdığını ifade eden Şahbaz, 2 yaş sürecinin
çocukların sınır algısının oluşmaya başladığı bir dönem olduğunu belirtti.
Şahbaz, "Anne ve baba olarak ne çok serbest olmalı ne
de çok katı durmalısınız. Çocuğunuza seçenek sunarak, kararı o veriyormuş gibi
hissettirmeniz kişilik gelişimine fayda sağlayacaktır. Bunun yanında seçenek
sunulamayacak bir durum ise yaşadığı hayal kırıklığına eşlik etmeniz yeterli
olacaktır. Çocuğunuz yediği yemeye itiraz edebilir ya da sizin seçtiğiniz
pijamayı giymek istemiyor olabilir. Böylesi anlarda onun sınırlarına bir adım
geri çekilerek alan açmanız gerekiyor. ‘Bunu şimdi yemek istemiyorsun, ben
yanlış anlamışım’ diyerek birkaç saat sonra yemek teklif edebilirsiniz. Giymek
istemediği pijama yerine makul bir şeyler giymesi için seçenek
sunabilirsiniz" diye konuştu. HABER MERKEZİ
0 yorum