"Pek çok sebzede pişirildikten sonra vitamin ve
mineral değerinde oldukça ciddi azalmalar meydana gelir." diyen Dr. Fevzi
Özgönül, konuyla ilgili şu bilgileri verdi:
Mesela C vitamini bakımından zengin brokolinin sadece 3-4
dakika haşlanması veya buharda pişirilmesi C vitamini değerinin yaklaşık yüzde
25 azalmasına neden olur. Daha uzun sürelerde pişirmek ise (10-20 dakika)
vitaminin yüzde 50’sinin kaybolmasına yol açar. Bu nedenle, vitaminin tam
olarak alınabilmesi için sebze ve meyvelerin çiğ ya da çok az pişirilerek
tüketilmesi önerilmektedir. Önceden pişirilen ve dondurulmuş olarak satılan
sebzeler normal C vitamini değerinin sadece 1/3’ünü içerir.
Bu nedenle özellikle salata şeklinde yenilebilecek sebzeleri
pişirmeden tüketmek, meyveleri de taze olarak yemeklerle birlikte yemek,
yiyecekler ile birlikte çok daha fazla vitamin almamızı sağlar.
Yemeklerde kullanacağımız sebzelere gelince;
İlk baharda yeşil yapraklı sebzeler gözdedir.
Marul, ıspanak, maydanoz, fesleğen gibi yeşilliklerin
yanında
Havuç, kuşkonmaz, enginar, bakla, bezelye, roka, semizotu,
taze sarımsak, biberiye, tere, kekik ve taze soğan sofralardaki yerini alır.
Mandalina ve portakal son demlerini yaşarken, muz ve elma
sofradaki yerini korumaya devam edecektir.
Güneşin yükselmesi ile domates de yenilebilecek sebzeler
arasında bulunur.
Bahar aylarının en gözde yemekleri arasında bol yeşillik
içeren sebze yemekleri önceliklidir.
Kesinlikle bezelyeyi, baklayı, kuşkonmazı, Barbunyayı,
brokoliyi, karaciğer dostu enginarı haftanın 6 gününe yaymanızı öneririm.
Her yemekte kullanacağımız, biber, tere, maydanoz, havuç,
güneşten yeterince nasibini almış domates, roka da sofralardan eksik
kalmamalıdır
Çok kısa süren mevsimi nedeni ile karaciğer dostu enginarın
hemen hemen her zerresinden yararlanmak için enginarı pişirirken, ege usulü
yaprakları ile birlikte pişirmenizi öneririm. Sadece dip kısmı besleyici
olabilir fakat küçük bireylere yapraklarının dip kısımlarını sıyırmayı
öğretirseniz, hem burada hapsolan değerli bölümleri midelerine indirdirerek bağışıklık
sistemlerine ve karaciğerlerine ekstra destek olurlar. Üstelikte küçük yaşta
tutumlu olmayı ve yedikleri yiyeceğin her tarafından yararlanmayı önerirler.
Etli, tavuklu veya kıymalı bezelye de çok güzel bir öğündür.
Yanında güzel bir pilavla hem yüksek enerji hem de besleyici bir yiyeceğe
kavuşmuş ve bahar aylarındaki canlanmayı vücutlarında yaşamış olurlar.
Bahar aylarında hem protein hem de vitamin mineral almak,
vücudun değişen hava koşullarında güçlenmesine de katkı sağlamaktır. Bu yüzden
yemeklerde alınacak proteini de eksik etmemeliyiz. Çünkü küçük bireylerin
baharda dışarıda oynarken çok miktarda enerjiye ihtiyaçları olacaktır.
Yoğurtlu bakla ve bol domatesli mevsim türlüsü de güzel bir
alternatiftir.
Bahar aylarında hem çocuklarımızın hem de bizim enerjik
olamamızı sağlayan bir diğer önemli besin de çiğ olarak tükettiğimiz ve sabah
harici ekmeğe alternatif olarak sofralarımızdan eksik etmeyeceğimiz badem,
ceviz ve fındık var.
Hem enerji hem omega 3 kaynağı olan bu yemişleri de
öğünlerde eksik etmeyelim.
Günümüzde bağırsakların 2. Beyin olarak sıkça konusu
geçiyor. Bağırsaklarımızın ve genel olarak sindirim sistemimizin en çalışkan
bireyleri Probiyotik bakterilerdir. Bahar aylarını doğa gibi vücudumuzun da
yeniden yapılanma ayları olarak değerlendireceksek bu aylarda beslenmenin
yanında yediğimiz gıdaların sağlıklı sindirilebilmesi için Probiyotik
destekleri de unutmamalıyız. Birçok probiyotik gıda mesela lahana turşusu,
sarmısak, soğan, peynir yoğurt dışında eczanelerimizde bulunan hazır probiyotik
takviyeleri de destek olarak tüketebiliriz." (İLKHA)
0 yorum