Uzmanlar, aile yapısının korunması ve sağlıklı bir ilişkinin
sürdürülmesi için aile içerisinde kadın ve erkeğin bazı sorumluluklarının
olduğunu belirtiyor.
Bu sorumlulukların neler olduğunu İLKHA’ya aktaran Psikolog
Merve Alpaslan, eşlerin evlerine ve birbirlerine karşı yükümlülüklerinin
olduğunun altını çizdi.
"Evdeki sıcak ortamın oluşması, iki tarafın da kendini
değerli hissetmesine sebep olacaktır"
Evliliğin temelini saygı ve sevginin oluşturduğuna dikkat
çeken Alpaslan, bu saygı ve sevginin sağlandığı takdirde aile içerisinde sıcak
bir ortam oluşacağını belirtti. Alpaslan, "Öncelikle evlilik ve insan
ilişkilerinin temeli biliyoruz ki sevgi, saygı ve güvene bağlıdır. Bu bağlar
aynı zamanda evliliğin temel ihtiyacıdır, bu bir erkeğin eve güven ortamı
oluşturması, eve ekmek getirmesinden belki de çok daha mühimdir. Evdeki sıcak
ortamın oluşması, iki tarafın da kendini değerli hissetmesine sebep olacaktır.
Değerli olma duygusu da yine bizim evlilikte temel ihtiyaçlarımızdan biridir. Eşlerin
evine ve eşine karşı olan sorumlulukları yükümlülük olarak görebiliriz. Erkek
ve kadın olarak ayrılsa da temelde ortak paydada buluşan bir paylaşım olduğunu
düşünüyoruz. Çalışan ve emek harcayan her iki taraf da olabilir. Biz burada
para kazanmanın evlilik için, hayatı idame etmek için önemli bir nokta olduğunu
düşünüyoruz, çünkü ilk sorumluluklarımızdan biridir. Eşler çoğunlukla maddi
aksaklıklar ve sorunlar sebebiyle ayrılık kararı alabiliyorlar, bunun için bize
gelebiliyorlar. Biz bu aşamada diyoruz ki aile kurumunda maddi tatmin önemli
bir nokta, bu sorumluluğu her iki taraf da üstlenebileceği gibi, erkek ya da
kadın ayrı ayrı da bu sorumluluğu alabilir. Karar ne olursa olsun sorumluluğu
üstlenen tarafa manevi anlamda destek olması gerekiyor. Bu anlamda da evdeki iş
bölümü, yine bu kararda da saygı önemli bir noktadır. Eşler gösterilen çaba
karşısında birbirlerine karşı borçlu hissetmemelidir, bu önemli bir noktadır.
Çünkü yapılanlar karşılıklı sorumluluk dâhilinde gerekli olduğu için biz bunun
yerine getirilmesini bekliyoruz. " ifadelerini kullandı.
"Sorumluluk duygusu evlilikte bize yardımcı olan
noktalardan birisidir"
Merve Alpaslan:
Evlilikte sorumluluk ve dayanışma duygularının ön planda
olduğunu söyleyen Alpaslan, "Evlilikte yakınlık ve dayanışma duygusu da ön
plandadır, önemli noktalardan birisidir. Örneğin sıkıntıya düştüğümde,
hastalandığımda ya da güçsüz hissettiğim zamanlarda eşim yanımda olacak mı?
duygusu. Kadınların yine güvende hissetmesi bizim evlilikteki önemli
noktalarımızdan biridir. Bunun yanı sıra sorumluluk duygusu da evlilikte bize
yardımcı olan noktalardan birisidir. Eğer eşlerden birisi sorumluluklarını
yerine getirmezse bir diğerinin onu tamamlaması gerekiyor. Çünkü İhmaller her
zaman bilerek veya isteyerek yapılmayabilir, burada yapılan ihmal telafi
edilebilecek düzeydeyse şayet karşı taraftaki çiftimize şunu söylüyoruz,
düzeltilmesi için gerekli zamanı ve saygıyı göstermemiz gerekiyor. Mutlaka bu
zamanda eşlerin birbirleriyle konuşup çözüm için ortak paydada buluşmaları
gerekiyor. Unutulmamalıdır ki biriktirilen her sorun ileride öfke ve anlık
sinir patlamaları olarak geri dönecektir. Bu noktada iletişimi kurmakta, doğru
kanalı bulmakta çekinmemeleri gerektiğini öneriyorum." şeklinde ifade
etti.
"Evlilikte sadece aynı ortamı paylaşmak değil, aynı
duyguyu da paylaşmak gerekir."
Evlilikte bireysellikten ziyade ortak hareket etmenin, ortak
düşünmenin, ortak tepkinin öneminin olduğunun söyleyen Alpaslan, "Bir
diğer noktaya bakarsak şayet, evlilikte bireysel tepki yerine ortak tepki
gelişmeli, biz eşimle ne yapabiliriz mantığıyla hareket edilirse şayet biz olma
kavramıyla alakalı problemler yaşanmamış olacaktır. Çiftler değerli olma,
kendini güvende hissetme, paylaşımda bulunma ve sorumluluk gibi konularda
hareket ettiğinde aslında temel ihtiyacının da farkına varmış olacaktır. Çünkü
evlilikte sadece aynı ortamı paylaşmak değil, istediğimiz şey aynı duyguyu da
paylaşmaları, burada şunu fark etmeliyiz ki eşlerden birinin zevk ve hayali
farklı olabiliyorken diğerinin de farklı olabilir, burada evliliği evlilik
yapan fiziksel olmaktan çok psikolojik beraberliktir. Peki, psikolojik
beraberlik nedir? Psikolojik beraberlik, kişilerin birbirine değil aynı noktaya
ve aynı hedefe bakıyor olmalarıdır. Eşlere bu bilinç yerleşirse zaten kaliteli
ve uzun bir evlilik hayatı olmuş olacaktır. Kişilerin birbirine olan güveni
yine evliliğin temelini oluşturduğu için güveni de karşılıklı sevgi ve saygı
ile taçlandırmamız gerekiyor." ifadelerine yer verdi.
"Çiftlere verebileceğim dört tane önemli nokta
var"
Evli çiftlere bazı tavsiyelerde bulunan Alpaslan, bu
tavsiyelere uyulduğu takdirde problemlerin azalacağını belirtti. Alpaslan,
"Şimdi evli çiftlere verebileceğim dört tane önemli nokta var,
bunlar gerçekten uygulanırsa problemlerin azalacağını düşünüyorum.
Eşimize özen göstermeli, eşimizin dilini öğrenmeli, eşimizin zamanını ve iznini
vermeliyiz. Bu noktalara da biraz değinmek istiyorum. Öncelikle eşinize izin
verin. Evlendikten sonra yapılan hatalardan biri de aslında her iki tarafın da
bireyselliğini kaybediyor oluşudur. Eşler kendi kimliğini ilişki esnasında
eritip yok ediyorsa bunu sağlıklı bulmuyorum, bu durumda yapılması gereken, eşin
de diğer tarafın da var olmasına, kendi gibi davranmasına alan tanıması
gerektiğini vurgulamış oluyoruz. Bu anlamda da yapılması gerekenlerden biri
eşinize kendi alanı için izin vermeniz gerekiyor. Bir diğer önemli noktaya
gelirsek şayet, eşinize zaman vermelisiniz. Bu da eşlerin sınırlarını ve
zamanlarını nasıl kullanması gerektiğiyle alakalıdır. Çiftlerin, her iki
tarafın da belirledikleri ve yine her iki taraf için de geçerli olan,
kendilerine ait özel zamanlarının olduğunu biliyor olmamız gerekiyor. Bir diğer
önemli noktaya değinirsek, özen göstermemiz gerektiğidir. Eşler birbiriyle
zaman geçirebilir, fakat geçirdikleri her zaman dilimi kaliteli olmayabilir. Bu
noktada da kaliteli zaman dilimini yaratabilmemiz için sevdiğimizi,
sevildiğimizi tam anlamıyla hissetmemiz önemli bir nokta. Bu anlamda da özen
göstermemiz bu ilişki için doğru yaklaşımlardan biri olacaktır. Bir diğer ve en
önemli noktalardan biri de ve sıkça danışanlardan aldığımız geri bildirimlerde
anlaşılmadığını düşünme duygusu var. Aslında burada eşinizin dilini iyi öğrenin
diyoruz biz. Bu noktada da yapılması gerekenlerden biri kadın ve erkeğin ifade
ediş şekillerinin farklı olduğunu bilmemiz gerekiyor. Biz işte bu noktada
diyoruz ki birbirinizin kullandığı dili, iletişim kanalını yine bulmalısınız."
dedi. (İLKHA)
0 yorum