Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, evliliklerde çiftlerin eğitim durumları ve
ego savaşlarına ilişkin değerlendirme ve tavsiyelerde bulundu.
Eş seçiminde kimi zaman kişinin eğitim durumunun ya da sahip
olduğu diplomanın çok daha fazla gözetildiğini belirten Prof. Dr. Nevzat
Tarhan, oysa kişilik özellikleri ve karakterinin çok daha önemli olduğunu
söyledi.
Diplomayla değil, kişiliğiyle evleniliyor…
Kişinin karakterinin ve kişiliğinin önemli olduğunu kaydeden
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Evlenilecek kişide diploma elbette önemli olabilir
ama kişiliği de önemlidir. Yani o kişinin diploması ile evlenmiyorsunuz.
Kişiliği ile evleniyorsunuz. Evlilikten önce, kişide evlilik olgunluğunun olup
olmadığı önemli. Evlilikte herkesin artıları da vardır eksileri de vardır.
Bazıları, bazı alanlarda üstündür. Fiziksel görünüm, eğitim seviyesi, karakter
özellikleri, sosyal rolleri bunların arasından hangisi denk gelirse ona göre
karar verilir. Evliliğe karar verirken, kişinin evliliğe verdiği anlamı hem de
diplomaya verdiği anlamı iyice değerlendirmek lazım.” dedi.
Diploma ve meslek kimlik değildir
Yüksek egolu kişilerin eğitim seviyesini bir kimlik olarak
görebildiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Zaman zaman bu tip kişiler
diplomayı bir elbise gibi değil de bir cilt gibi görür. Cilt değiştirilmez.
Halbuki meslek, elbise gibidir. Kimlik değildir. Meslek yaşam tarzı değildir,
geçim tarzıdır. Bazıları mesleğinin getirdiği özellikleri eve de taşımak ister.
Kişinin iş hayatındaki rolüyle evdeki rolleri farklıdır. Rol paylaşımı doğru
yapılmalıdır. Yanlış rol paylaşımında kişi eşi ya da çocuklarıyla doğru
iletişim kuramaz.” Dedi.
Eş adayıyla akli ve kalbi yönden denklik önemli
Eş seçiminde kimi zaman kadının eğitimli, erkeğin ise
ekonomik olarak güçlü olması halinde de bir denge kurulabileceğini ifade eden
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Erkeğin diploması yoktur ama müthiş bir hayat
başarısı vardır. Onlarca diplomalı insanı çalıştırır. Böyle durumlarda onun
ilkokul mezunu olması bir kusur değildir. Ticari zekasını kullanması, doğru
yerde doğru pozisyon alması, doğru kararlar alması ve doğru adım atması çok
önemlidir. Evlilikte iki tarafın birbirlerine akli ve kalbi yönden denk geliyor
olması önemlidir.” dedi.
Görünürlük üzerine kurulan evlilikler yürümüyor
İnsanın hayatındaki iki önemli tasarrufun eş seçimi ve iş
seçimi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kişi ikisini de ince
eleyip sık dokuyacak. Evlendikten sonra kusur aramayacak. ‘Evlenmeden önce
gözünüzü dört açın. Evlendikten sonra yarım açın’ derken aslında eşinizi olduğu
haliyle kabul etmeniz gerektiğini söylemiş oluyoruz. Kimse kusursuz değil. Daha
önce makyajlı gördüğün eşini artık makyajsız göreceksin. Sabah en doğal
halinizle uyanacaksınız.
Sersem sersem dolaşan iki tane kişi olacak evde. Öyle
kendine bakımlı kişiler olmayacak. Özellikle yaş ilerledikten sonra da bazı
erkeklerin ekonomik açıdan güçlendikçe eşini beğenmemeye başladığını görüyoruz.
Görsele dayanan bir dünyada yaşıyoruz. Daha önce Descartes ‘Düşünüyorum o halde
varım’ demişti. Şimdilerde modernizm ‘Görünüyorum o halde varım’ diyor.
Modernizm, hayatı ve her şeyi görünmeye, görselliğe indirgedi. Görünürlük
üzerine kurulan evlilikler de yürümüyor. Bazıları kendini olduğundan farklı
şekilde tanıtıp sunar ama uzun bir yolculuğa çıkınca, bakarsınız ki bu kişi
yanlış kişiymiş. O nedenle bilinçli evliliklerde kişi ‘doğru aday mı?’ diye,
artıları ve eksileri bir kenara koyup hangisi ağır basıyorsa ona göre karar vermelidir.”
tavsiyesinde bulundu.
Evlilikteki başarının sırrı duygusal zeka eğitimi
Evlilikteki başarının sırrının duygusal zeka eğitimi
olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “İş hayatındaki başarının sırrı da
duygusal zeka eğitimidir. Davranış geliştirme olarak bilinen şey aslında,
duygusal zeka eğitimi. Çünkü davranışın oluşması için yani kişinin o davranışı
geliştirmesi için önce düşünce olması lazım. Bir amacının olması lazım. Amacına
duygu eklenecek. Duygu eklendiği zaman, bu inanış haline dönüşür. İnanış haline
dönüşünce, tekrar etmeye başlayınca alışkanlık haline dönüşüyor. Altı ay kadar
tekrar ettikten sonra artık alışkanlık haline dönüşüyor. Beyinde otomatik
haline gelmesi için, 6 ay tekrar etmesi lazım. İnanışa dönüşünce eyleme
dönüşür. Bu bir emektir, çabadır, hedef belirlemek gerekiyor.” diye konuştu.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan evliliğin düşmanını açıkladı!
Evliliğin en büyük düşmanının bencillik olduğunu kaydeden
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Sadece ben odaklı, kişi odaklı sistemlerde sorunlar
ortaya çıkıyor. Bireysel fayda değil, aile fertlerinin ortak faydası
düşünülmeli ve gözetilmelidir.” dedi. HABER MERKEZİ
0 yorum