Batman Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Profesör Doktor
Şemsettin Dursun, dünyaya nur saçan âlim Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin
vefatının 59'uncu yıl dönümü dolayısıyla açıklamalarda bulundu.
Vefatının yıl dönümü dolayısıyla Üstad Bediüzzaman Said Nursi’yi
rahmetle, minnetle yâd ettiğini belirten Dursun, Üstad Bediüzzaman’ın yanında
davasının her şeyin önünde olduğunu, küfre karşı son derece dik duran bir insan
olduğunu söyledi. Üstadın davasının eri olarak her zaman umudu aşılayan biri
olduğunu vurguladı.
Üstad Bediüzzaman’ın ümmet için üç hastalıktan bahsettiğini, bunların
cehalet, yoksulluk ve ihtilaf olduğunu ve bu üç hastalığa karşı Üstadın ilim,
marifet ve ittihad silahını tavsiye ettiğini belirten Dursun, Üstadın kurtuluş
reçeteleriyle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Dursun,“O aslında İnsanlık âlemi
içerisinde bir yıldızdı. Üstad Bediüzzaman’ın hayatını analiz ettiğimizde,
Üstad Bediüzzaman her alanda sözünü söylemiş ve analizler yapmış bir insandır. Dolayısıyla
Üstad Bediüzzaman’ın gerek toplumsal ilişkilerde, sosyolojik tahlillerde,
psikolojik yaklaşımlarda, insanlarla olan iletişimde son derece makul görüşleri
ve ikna edici sözleri vardır. Bir yerde der ki, ‘Mesleğimiz ikna iledir, icba
ile değildir.’ O insana bakarken insanı âlemin özü olarak niteliyor. Der ki, ‘İnsan
kâinatı suradır ve kâinatta insanı Kübra’dır.’ Yani insan küçük evrendir, evren
büyük insandır. Bu tahlil son derece önemlidir. Başka bir bilge insan, ‘Kendini
bilen Allah’ı bilir’ der. Bu iki sözü bir araya getirdiğimiz zaman insanın;
sosyolojik, psikolojik, anatomik, fizyolojik olarak analiz edildiğinde
gerçekten bir küçük evren olduğu ortaya çıkar. İnsan bunun farkında olduğu zaman
bu muazzam kâinatı görmesi durumunda bunun bir yaratıcısının var olduğunu
mutlaka anlayacaktır. Üstad da buna dikkat çeker.” Dedi.
Dursun, “Üstad Bediüzzaman’ın yanında davası her şeyin önündedir. Küfre
karşı son derece dik duran bir insandır. Üstad hiçbir zaman yakınmadı. O
davasının eri olarak her zaman umudu aşılar.” Dedi.
Dursun, “Şu anda birçok insan ufak tefek şeylerden dolayı sürekli olumsuz
bir enerji yaymaya çalışırken Üstad Bediüzzaman hapisten hapise, zindandan
zindana giderken kendi talebelerine ve Müslümanlara şu tavsiyede bulunur; ‘Ümitvar
olunuz, şu istikbal inkılabı içinde en gür sada İslam’ın sadası olacaktır.’ Bu
umudu hep aşılamıştır. Üstad’ın aynı zamanda sosyolojik tahlilleri var. Üstad
Bediüzzaman bir yerde der ki, ‘Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen
hayattan lezzet alır.’ Bu reçete bile günümüz dünyasında bunalım, buhran içinde
olan insanlara muazzam bir reçetedir.
Dursun,Üstad Bediüzzaman’ın her alanda reçete ortaya koyduğunu
söyleyerek, “ O reçeteler insanlığın bu dünyada kendi hayatlarını inşa ederken,
olaylara ve olgulara bakarken sürekli mantıksal, olabilir şeyler ifade
etmiştir. Örneğin Üstad Bediüzzaman der ki, ‘Her dediğin doğru olmalı, ama her
doğruyu her yerde söylemek doğru değildir. Her dediğin hak olmalı, ama her
hakkı her yerde söylemeye hakkın yoktur.’ Olaylara ve olgulara yaklaşırken her
zaman metanetle, hikmetle yaklaşmamız gerektiğini ortaya koymuştur.” Dedi.
Dursun, “Üstad Bediüzzaman ümmet için üç hastalıktan bahseder; bunların
cehalet, yoksulluk ve ihtilaf olduğunu ve bu üç hastalığa karşı ilim, marifet
ve ittihad silahını kuşanmamız gerektiğini ortaya koymaktadır. Bugün günümüz
dünyasında cehalet son derece almış başını gidiyor, yoksulluk ve ihtilaflar
var. İlim, marifet ve ittihad silahını kuşandığımız zaman 2 milyara yaklaşan
Müslümanların bir araya gelmesi, ittihad etmesi ve kendi enerjilerini birlikte
kullanmaları durumunda ne muazzam bir birlikteliğin ortaya çıkacağını ve küfür
dünyasının buna karşı bir şey yapamayacağı ortadadır. O bakımdan Üstad
Bediüzzaman reçeteleri ortaya koyarken bugün biz ümmete düşen Üstad’ın bu güzel
nasihatlerine, ilim ve irfanına sahip çıkarak hem kendi hayatımızı hem
çocuklarımızın hem de ümmetin çocuklarının hayatını inşa etme noktasında
bizlere muazzam dersler vermektedir.” İfadelerini kullandı. ŞEVKİ ASLAN
0 yorum