Heyecanın, dinamizmin, cesaretin ve aktifliğinle Sen ey Genç Kardeşim, hareketin itici gücü olduğunu hiçbir zaman aklından çıkarma. Bil ki bütün hareketler, gençlerin omuzlarında gelişir, gençlerin fedakârlıklarıyla büyür ve gençlerin, hayatları pahasına davaya bağlılıklarıyla hedeflerine ulaşır.
Sakın ha kendini küçümseme, değersiz görme, “harekete katkım ne olur” diye aklından geçirme. Kur’an kıssalarına, peygamber hayatlarına bir bak hele, tarihin kırılma noktalarının tam başında gençlerin oturduklarını göreceksin Genç Kardeşim. Mesela Peygamberlerin atası olan Hz. İbrahim’in, kavminin putlarını kırdığında ve tarihe “Putkıran” olarak geçtiğinde henüz bir genç olduğunu Kur’an-ı Kerim bize şöyle bildirmiştir: “Dönüp durumu gördüklerinde: ‘Bunu ilâhlarımıza kim yaptı? Her kimse, onun zalimlerden biri olduğunda şüphe yok!’ diye bağrıştılar. İçlerinden bir kısmı: ‘Sahi, İbrahim denilen bir gencin onları diline doladığını duymuştuk’ dedi.” (Enbiya: 59-60)
Ulu’l-Azm peygamberlerden biri olan Hz. Musa’ya yol arkadaşlığı bir gence nasip olmuş ve Kehf Suresinde anlatılan hikmetli olaylara şahitlik yapmıştır.
Hz. Yusuf, kadınların hilelerinden kurtulmak için “Rabbim, zindan benim için onların çağırdıkları şeyden daha sevimlidir. Eğer onların düzenlerini benden savmazsan onlara meyleder ve cahillerden olurum” (Yusuf: 33) dediğinde ve tarihe “iffetin sembolü” olarak geçtiğinde henüz gençliğinin baharındadır.
Yine Kehf Suresinde anılan Eshab-ı Kehf, iman ettikleri için zalim yönetimin zulmünden kaçarak mağaraya sığınan gençlerin hikâyesini konu edinmektedir.
Kur’an örnekleri sadece erkekler üzerinden değil, kadınlar üzerinden de gitmekte ve gençliğin dinamizminin ve hizmetinin kadın-erkek ayırımı olmadan sürmekte olduğunu bize göstermektedir. Örneğin; Hz. Meryem’in daha çocukken mabed hizmetine verilmesi, başlı başına bir olaydır. Sonrasında ise mucizevi bir şekilde hamile kalıp babasız bir çocuk dünyaya getirdiğinde, henüz çocukluktan yeni çıkmış genç bir kızdır. Ancak o genç kız, tarihe yön veren bir doğum yaparak insanlığın kaybolan umutlarını tekrar diriltmiştir.
İffet ve hayâlarıyla Kur’an’a konu olan Hz. Şuayb’ın genç kızları ile günah bataklığına saplanmış, Kur’anî bir tabirle “âlemlerden hiç kimsenin yapmadığı bir kötülüğü” işleyen koca bir toplum içinden, sadece iki genç kızının Hz. Lut’a iman etmesinde, günümüz bacıları için örnek alınacak çok hususlar bulunmaktadır.
Peygamber Efendimize (sav) iman eden ve İslam Tarihinde ismini en çok duyduğumuz ilk nesil sahabelerin büyük çoğunluğunun gençlerden oluştuğunu bilmelisin Kardeşim. Hz. Ali’nin, iman ettiğinde henüz 10, Zeyd b. Harise’nin ise 15 yaşlarında olması, seni heyecanlandırmalı Genç Kardeşim. Cafer b. Ebi Talib’in, Necaşi’nin huzurunda muhacirleri savunan ve tarihe geçen konuşmasını yaptığında 17, Medine’yi İslam ve hicret yurdu haline getiren Mus’ab b. Umeyr’in iman ettiğinde 18, Abdullah bin Mes’ud ve Zübeyr bin Avvam’ın 16, Abdurrahman bin Avf ve Sa’d bin Ebu Vakkas’ın ise 17 yaşlarında iman kervanına katılarak her açıdan İslam’ın yükünü omuzlamaları, seninle onlar arasında bir bağ oluşturmalı Genç Kardeşim.
Uğrunda her türlü zorluğa katlanacak, gerektiğinde her şeyden vazgeçecek hatta seve seve ölüme koşacak kadar sevmelisin davanı… Allah’a imanın, Resulü’ne olan bağlılık ve sevgin, davana olan itaat ve teslimiyetin ile genç sahabelerden birini kendine rehber edinmelisin Genç Kardeşim. Ta ki imana, teslimiyete, fedakârlığa, ihlasa, takvaya onun gözüyle bakıncaya kadar…
Tarihin bu çok kötü zamanında, yeni bir kırılma noktası anını yaşıyoruz bir kez daha. Hazırlığını yap, eksiklerini tamamla, enerjini depola ve yürü davanın gösterdiği istikamete doğru emin adımlarla… Ali bayraktarın, Mus’ab öğretmenin, Zeyd yoldaşın olsun Genç Kardeşim.