Gazze, bütün dünyaya ve
insanlığa mal olmuş insanlık kalesidir. Gazze, bütün özgür dünyayı temsil
etmektedir. Gazze demek, küresel şer güçlere ve emperyalist statükoya meydan
okumadır. Gazze, yeni bir dünya düzeninin ve zulüm yüklü köhnemiş düzenin tarihe
gömülmesi sürecinin kıvılcımıdır. Gazze direnişi, özgür dünya için de bir
fırsattır. Yeni bir dünya düzeninin kurulması için tarihi bir fırsat doğmuştur.
Amerika’nın önderliğinde ve israil’in güvenliğini önceleyen bir dünya
düzeninin, insanlığa sadece felaket getirdiği görülmüştür. Hiroşima ve
Nagazaki’ye atom bombası atılmasından sonra kurulan dünya düzeni, bugüne kadar
sadece kan ve gözyaşı getirmiştir. Gazze direnişi, böyle bir düzene mahkûm
olmadığımızı ve küresel bir intifada ile yeni bir dünya düzeninin mümkün
olduğunu göstermiştir. Yıkılmaz denilen kalelerin, Allah’ın yardımı ile nasıl
yıkıldığı; yenilmez denilen orduların aslında nasıl kağıttan kaplanlar olduğu
görüldü. Başta Hollywood olmak üzere çeşitli illüzyon vasıtalarıyla zihnimizin
nasıl işgal ile köleleştirilmiş olduğu bir kez daha müşahede edildi. Küresel
şer güçlerin ve Siyonistlerin yenilmezliğine inandırıldık. İslam ümmetinin ve
insanlığın bir avuç yetimi, bu yalanın ve aldatmacanın gerçek yüzünü ortaya
çıkardı. Hz. Musa’nın asası gibi uydurulan bütün yalan ve algıların defterini
dürdü. Çağdaş Firavun’un sihirbazlarının debdebesi yerle yeksan oldu. İşte
artık sıra, bu düzenin mağduru olan özgür dünyadadır. Kölelik kelepçe ve
prangalarının kırılması için ne olursa olsun Gazze cephesi düşmemelidir.
Ey özgür dünya, Firavun’u
firavun yapan şey; kölelerin sessizliği, teslimiyeti ve zihinsel esareti idi.
Aslında zalimlerin kaleleri örümcek ağı gibidir. Bu düzenin zayıflığına ve
yıkılabileceğine kendimizi ikna ettiğimiz gün, özgürlüğe susamış irademize
kimse pranga vuramaz.
Gazze düşerse, küresel şer
güçlere meydan okumanın meşalesi söner. İnsanlığın, küresel şer güçlere karşı
isyan umudu ölür. Bu umudun ölmemesi adına; tarihi bir sorumluluk ile karşı
karşıyayız. Bütün imkân ve kabiliyetimiz ile bu meşalenin sönmemesi için çaba
harcamamız gerekir.
Özellikle İslam dünyasının
şunu bilmesi gerekir: Bugün Gazze’de bir hezimet yaşanırsa, bu hezimet her
açıdan tüm İslam ümmetinin hezimeti olur. Sonuçları, tüm ülkeleri ve halkları
etkileyecek tarihi bir süreç başlatacaktır. Bugün Gazze’de patlayan bombalar
susturulmaz ise, yarın bu bombalar, halkı Müslüman olan devletlerin
başkentlerinde patlayacaktır. Özellikle de toprakları Fırat ve Nil arasında
olan ülkeler, bir gün mutlaka sıranın kendilerine geleceğini bilmelidirler ve
unutmamalıdırlar. Bu toprakların işgal edilmesi, sadece imkân, kabiliyet ve
zaman meselesidir. Şartlar oluştuğu zaman muhakkak ki, israil topraklarınızı
işgal edecek; şu an Gazze’de yapmış olduğu gibi şehirlerinizi yerle bir edecek
ve beşikteki bebeğinize varıncaya kadar hepinizi öldürecektir. Evlatlarınızın
yüzlerce parçaya ayrılmış bedenlerini sokaklardan toplayacaksınız. Bir kanser
uru olan Siyonizm ortadan kaldırılmaz ise, önce bütün Müslümanların, sonra da
insanlığın bünyesini kemirecektir.
Tekrar ediyoruz:
Özgür dünyada siyonizme yer yoktur. Artık yeni bir dünya düzeni kurmanın ve çağdaş firavunlara başkaldırmanın zamanı gelmiştir. Ey özgür dünya, kölelik asla bizim kaderimiz değildir ve firavunlar da yenilmez değildir. Firavunlara başkaldırı için mutlaka Gazze insanlık cephesi ayakta tutulmalıdır. Zira Gazze, küresel intifadanın kalbi ve ruhudur.