Evleri yıkılan vatandaşların devletten hak talebinde
bulunabilmesi için mülk sahibi olması gerektiğini vurgulayan Altun, bu hakların
kanunlar çerçevesinde belirlendiğini, vatandaşın hak arayışını E-devlet
üzerinden yapabileceğini vurguladı.
Hatası veya ihmali bulunan müteahhitlerin de bu süreç
içerisinde mahkemeye verilebileceğini, onlardan da hak talebinde
bulunabileceğini hatırlatan Altun, mülk sahibi olmayan vatandaşların da maddi
ve manevi kayıplarının karşılanması için hukuki haklara sahip olduklarını ifade
etti.
Türkiye'nin yüzyılın felaketini yaşadığını belirten Altun,
"Türkiye yaşanan depremle yüz yılın felaketini yaşıyor. Merkez üssü
Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi olan iki büyük deprem yaşadık. 250 bin metre
kareyi kapsayan ve yaklaşık 13 milyondan fazla insanın etki alanına aldığı bir
depremdi bu. Dolayısıyla çok büyük bir depremle karşı karşıyayız. Depremin
tesir ettiği alanlarda büyük yıkımlar ve hasar gören evler bulunmaktadır.
Vatandaşlarımızın özellikle yıkılan veya kullanılamaz hale gelen evleriyle
ilgili kafalarında bazı hukuki sorular bulunmaktadır. Öncelikle şunu belirtmek
gerekir ki kanunlarla belirlenen çerçevede depremzede olarak geçen insanlar hak
sahibi olarak tanımlanmaktadırlar." dedi.
"YIKILAN EVLERİN YENİDEN İNŞASI DEVLET GARANTİSİ
ALTINDA BULUNMAKTADIR"
Depremde yıkılan evlerin tekrar yapılmasının devlet
garantisinde olduğunu söyleyen Altun, "Hak sahibi olan şahıslar evleri
yıkıldıktan sonra veya kullanılamaz hale geldikten sonra devletten bazı
destekler alabilmektedir. Yıkılan evlerin yeniden inşası devlet garantisi
altında bulunmaktadır. Eğer kişi hak sahibiyse ve kendi mülkü olan evi
yıkıldıysa devlet ya o evi yıkıp yerine yeni bir daire tahsis edip kişiye
teslim edecek ya da yıkılan evin karşılığında o evin bedeli olarak kişiye
tamamıyla hibeli konut kredisi vererek kişi kendi evini kendi inşa
edebilecek." ifadelerini kullandı.
"TEK SORUMLU DEVLET DEĞİLDİR. MÜTEAHHİTLERDE BU İŞİN
SORUMLUSU OLARAK BULUNMAKTADIR"
Depremde yaşanan kayıpta müteahhitlerin de sorumluluğunun
bulunabileceğini vurgulayan Altun, "Peki, hak sahibi ibaresi kimdir? Hak
sahipleri öncelikle yıkılan evin mülk sahibi olması gerekiyor. Dolayısıyla
kiracıysanız veya yıkılan evde misafir olarak bulunuyorsanız; devletin vermiş
olduğu konut ve bedelsiz kredi, kişiye verilmiyor. Bununla beraber depremin
sonuçları itibariyle tek sorumlu devlet değildir. Müteahhitler de bu işin
sorumlusu olarak bulunmaktadır. Depremde vefat edenlerin yakınları veya
yaralanan şahısların kendileri müteahhitlere karşı cezai bir sorumluluklarının
olduğunu düşünüyorlarsa bunlara karşı suç duyurunda bulunabilirler. Suç
duyurusuyla beraber açılan soruşturma neticesinde var olan kusura göre müteahhitler
veya mühendislere karşı bir ceza davası yürütülür." şeklinde konuştu.
"DEPREMZEDE E-DEVLET ÜZERİNDEN HAK TALEBİNDE
BULUNABİLİR"
Altun, son olarak şu bilgilendirmede bulundu: "Depremde
vefat eden vatandaşlarımızın yakınları veya yaralananların kendileri sorumlu
kişilere maddi ve manevi talepte de bulunabiliyorlar. Yapılan başvuru üzerine
deliller toplandıktan sonra varsa bir kusurlu, maddi ve manevi ceza alabiliyor.
Tabi ki hak sahipliği kavramında devletin kendilerine tahsis edeceği veya konut
hibeli konut kredisi alacak olan şahıslar bu başvuruyu E-devlet üzerinden
yapabiliyorlar. E-devlet üzerinden hak sahipliği diye sisteme girdiklerinde,
orada başvurularını yaparlar ve devlet bu başvuru üzerinden bir araştırma
yapar. Şayet başvuru kabul edilmezse, kişiler idari yargı sürecinde devlete
karşı tam yargı davası açabiliyorlar. Tam yargı davasıyla mahkemede kişinin hak
sahibi olduğu tespit edilebilecektir. Yargı sonucunda kişi hak sahibi sonucuna
da ulaşmaktadır." İLKHA




