Bismillah…
Malum bu yılki eğitim ve öğretim faaliyetleri, Covid-19 salgınının gölgesi ve
olumsuz etkileri altında gerçekleşti.
Cuma günü 2020-21 eğitim-öğretim
sezonu sona erecek. Önümüzdeki eğitim-öğretim yılının küresel çapta yaşadığımız
pandemiden kurtulmuş olarak sorunsuz başlamasını Şafi olan ve her şeye güç
yetiren Cenab-ı Mevla’dan diliyorum.
Bu zorlu süreçte yaklaşık 19 milyon
öğrencimiz yalnız öğrenim kaybına uğramamış, aynı zamanda akranlarıyla değil
dijital ekranlar ile daha çok hemhal olduklarından dolayı çocuklarımızda
ruhsal, sosyal ve bedensel bir takım sıkıntılar peyda olmuştur.
Bunun farkında olan birçok veli
beni arayarak “Hocam bu yaz ne yapalım?” sorusunu yöneltmekte…
Elbette yapılabilecek çok şey
var.
Okul merkezli olarak düzenlenen
telafi eğitimi programı kapsamında yapılacak etkinliklere katılarak arkadaşları
ve öğretmenleriyle buluşabilir.
Kitap okuma ve özet çıkarma
çalışmaları yapılabilir.
Yaşadıkları coğrafyayı tanımak
için geziler düzenlenebilir. Atalarının yaşadıkları yerler ve müzeler
dolaşılabilir.
Dinlenmek için suyun ve yeşilin
bol olduğu yerlere piknikler düzenlenebilir.
Tüm bunlarla birlikte;
Okullar kapanınca, karneler
alınınca insanın aklına gelen ilk şey camiye koşmak gelir.
Bu bizim kadim medeniyetimizin
bir pratiği…
Örf ve adetlerimizin
vazgeçilmezi…
Zihnimize kazılmış gönlümüzün
nurlu nakışı…
Caminin manevi atmosferini
solumak…
O manevi mekânda melekleri
hissetmek…
İlahi kitabı okuyarak Rahman(cc)
ile hasbihal etmek…
Hep birlikte secde ederek ümmete
tevhidi muştulamak…
Çocukluğumuzdan beri yaşadığımız,
kalplerimizin mutmain olduğu, arkadaşlıklarımızın kardeşliğe dönüştüğü, duygu
ve düşüncelerimizin aklaştığı ve paklaştığı kurtuluş mekânlarına çocuklarımız
ile birlikte tatlı bir heyecan ve İslami bir şuurla koşmak…
Bu, ne büyük bir nimet!..
TRT-DİYANET ÇOCUK KANALININ
AÇILMASI
Eğitim ve öğretim faaliyetleri;
kişinin ruhsal, zihinsel ve bedensel gelişimini sağlayan en önemli
çalışmalardır.
Kişinin davranışlarında, kadim
medeniyet değerlerimiz başta olmak üzere çağın gerekleri de gözetilerek müspet
yönde değişim ve gelişim oluşturabilmek, eğitimde öncelikli amacımız olmalı...
Günümüzde eğitim sadece
medeniyetin üzerine kaim olduğu ve bu yönüyle de bir ülkenin başat
kurumlarından olan okullar üzerinden gerçekleşmemekte...
Aynı zamanda gazete, dergi,
radyo, televizyon ve internet gibi birçok iletişim ve bilişim araçları da
kişinin davranış kazanımında etkili olmaktadır.
Esasında eğitim ve öğretim sadece
dört duvar arasında değil hayatın her alanında ve anında söz konusudur.
Bundan dolayı geleceğimiz olan
çocuklarımızın ruhsal ve sosyal yönden sağlıklı yetişmesi ve gelişmesi;
kendisine, ailesine, çevresine ve tüm insanlığa faydalı bir birey olması
meselesi bizler için hayati bir öneme haizdir.
İnternet ve sosyal medya alanı
çocuklarımız için büyük tehlikeler barındıran içeriklerle dolu olmakla birlikte
evlerimizde başköşeye konumlandırdığımız TV’lerde yayın yapan kanalların
çoğunluğu da çocuklarımızda ahlaki, ruhsal ve sosyal yönden menfi etkiler ve
hastalıklar oluşturmaktadır.
Yayınlanan çizgi filmler dahi
gayri ahlaki unsurlar, aile içi iletişim ve ilişkilere yönelik saldırılar ve
subliminal mesajlar barındırmakta...
Bu içeriklerle aile ve toplum
doğrudan veya dolaylı, bilinçli veya bilinçsiz olarak yıkıma uğratılmaya
çalışılmaktadır.
Geleceğimizin teminatı olan
çocuklarımızın madden ve manen ideal ve erdemli bireyler olarak
yetiştirilmesinde görsel medyanın hayli etkili olduğuna bizatihi şahit
olmaktayız.
Tüm bunlara binaen TRT ile
Diyanet İşleri Başkanlığı arasında TRT Diyanet Çocuk kanalı için bir protokol
imzalanmış olması değerlidir.
TRT ile Diyanet İşleri Başkanlığı
birlikteliği ile yapılacak bu çalışmada, özellikle programların içeriklerinin
inancımız ve kadim medeniyetimiz çerçevesinde oluşturulacak olması var olan
mühim bir ihtiyacı karşılaması yönüyle sevindiricidir.
Şimdiden hayırlı ve bereketli
olsun.
Selam ve dua ile…