Yıllar önce cezaevindeyken
bizim alt koğuşta kalan bir adli mahkûm vardı. Bir Seyda’mızın ona olan ilgisi
sonucu namaza başlamıştı. Kur’an okumayı da öğrenmek istediğini Seyda’ya
söylemişti: “Seyda! Ben Kur’an okumayı öğrenmek istiyorum. Ancak, şu küçük
çocuklara ders verdiğiniz gibi bana ders vermeyin. Kur’an okumayı öğrenmenin
mutlaka kısa bir yolu, bir formülü olmalı. Bana o formülle Kur’an okumayı
öğret. İşte bana o yolla Kur’an okumayı öğret”
Bunu neden anlattım? İnsanın
belasını bulmasının da kısa bir yolu vardır. Ve o yol da Allah’ın “Biz o
kitapta eksik bir şey bırakmadık.” (En’am 38) diye buyurduğu Kur’an-ı Kerim’de
mevcuttur. Açıklayayım; uzun yıllardır yeryüzünde 2 milyar Müslüman var,
diyoruz. Muhtemelen o sayı 2 milyarı da aşmıştır. İster 1,5 milyar olsun, ister
2 milyar olsun hiçbir işe yaramıyor bu Müslüman dediklerimiz. Belki de bunlara
çakma Müslüman dememiz gerekiyor. Neden mi? 23 gündür Filistin’de Gazze’de
Müslüman kardeşlerinin, dindaşlarının üzerine tonlarca bomba yağıyor, yasaklı
fosfor bombaları atılıyor, çocukların parça parça cesetleri ekranlardan çarşaf
çarşaf yayınlanıyor, kıyımdan geçiriliyorlar, enkazda yüzlerce ceset bulunuyor,
denizden karadan top yağmuruna tutuluyorlar, elektrikleri suları kesiliyor,
dünya ile bağlantıları kesiliyor, düpedüz bir katliam yapılıyor. O küsuratıyla
2 milyar Müslüman televizyon ekranlarından canlı olarak çekirdek çitleyerek,
çaylarını yudumlayarak, yemeklerini yiyerek izliyorlar.
Bir de Hristiyanların veya
başka bir dine mensup bir grup insanın başkaları tarafından böyle topa
tutulduğunu, üzerlerine yağmur gibi bombaların yağdığını, çocuklarının parça
parça edildiğini düşünün. Onlar da din kardeşlerini bizim izlediğimiz gibi izlerler
miydi? Allah vekil hayır. Duçar olduğumuz bir bela, bir musibetle karşı
karşıyayız.
Belamızı nasıl bulduğumuz
bakın nasıl formüle edilmiş; bir âlime Müslümanların pısırık, düşmanları
karşısında ezik olmalarının sebebi sorulmuş. O da: “Bunu 8 tercih 3= Rezalet diye formüle
edebiliriz” diye cevaplamış. Açılımını sormuşlar şöyle cevaplamış: “Biz sekiz
şeyi üç şeye tercih ettiğimiz için başımıza bu belalar geldi. Duyarsız olduk.
Birbirimizin derdiyle dertlenmez olduk. 8 tercih 3= Rezalet formülünü anlamak
için şu ayeti okuyun: “De ki: 1-Eğer babalarınız, 2-Oğularınız,
3-Kardeşleriniz, 4- Eşleriniz, 5- Aşiretiniz, 6, Kazandığınız mallar, 7- Kesada
uğramasından korktuğunuz ticaretiniz, 8-Hoşlandığınız meskenler size
1-Allah’tan, 2-Peygamberinden, 3-Onun yolunda cihattan daha sevimli ise; artık Allah’ın emri
gelinceye kadar bekleyin” (Tevbe 24)
Üçü, sekize tercih ettik ve
belamızı bulduk. Allah’ın emri geldi. İlk beş maddemiz varken pek iyiydik. Ne
zamanki 6-7-8’inci maddeler eklendi sistemimiz bozuldu.
Başka bir şey söylemeye gerek
var mı? Kuyumuzu kendi elimizle kazmışız. Biz, biz olmaktan çıkmışız. Müslüman
kimlikli birçoğumuzun içine Siyonist
ruhu kaçmış. Ya da Siyonistlerin geçtiği bu yollardan tohumlarını bırakmışlar.
Ve biz karuşlu, aylandızlı bir bahçede yaşıyoruz artık.