1965’lerde Şehid Seyyid Kutup
şöyle söylemektedir;”Batıdan ve Amerika’dan nefret ediyorum, fakat amerikanın
peşine takılan Müslümanlardan daha fazla nefret ediyorum” şeklinde, günümüzde
bazı müslümanların içerisine yuvarlandıkları zilleti daha o zamanlarda biz
anlatmaya çalışmıştır.
Şehadetinin sene-i devriyesinde,
bu güzel insanı rahmet ve minnetle anarken; zulme ve tuğyana karşı verdiği
onurlu mücadele ile milyonlarca mümini yeniden uyandırmış, eserleri ile yeni
nesilleri irşad etmeye devam etmektedir. Kanı ile bedel ödemiş bu İslam
âliminin, günümüz şirk ve tuğyan bataklığında debelenen ve hele batı,
dolayısıyla amerikayı kendine kıble edinenlerin çirkin yüzlerini bize bir kez
daha göstermektedir.
Onu idam edenler, peşine takılmış
oldukları Rusya ve Arap baasçılığı onları zillet girdabına sürüklemiş ve
müslüman Mısır’ı adeta bir zulüm adasına çevirmişler. Zalim Abdunnasır Siyonist
işgalcileri memnun etmek, batı ve Rusya’dan bir aferin almak için müslüman halkına
eşine az rastlanır zulüm ve katliamlar yapmıştır. 29 Ağustos 1966 da Seyyid
Kutub’u şehid ederek, bir İslam âlimini idam etmenin ihanetini ortaya
koymuştur.
Seyyid Kutub yaşadığı dönem
itibariyle, Amerika ve Rusya’yı kendilerine yol gösterici olarak gören
müslümanlara, acımış ve büyük bir delalet içerisinde bulunduklarını
haykırmıştır. Tevhidin dışındaki bütün yolların batıl olduğunu söylemiş,
tevhidin dışında hala başka yollar arayan Müslümanların delaletten başka bir
yere varamayacağını bildirmiş; “amerikanın peşine takılan Müslümanlardan nefret
ettiğini” söyleyerek tevhidi mücadelesinden ayrılmaması gerektiği ısrarla
vurgulamıştır.
O gün baasçılık ve Arap
milliyetçiliğiyle Rusya’nın peşinden gidip müslümanlara eziyet ve zulümleri
reva görenler nasıl ki tarih sayfalarındaki zillet çukurlarında yerlerini
almışlarsa; bu günde amerikanın peşine takılıp bütün bir Mısır başta olmak
üzere İslam coğrafyasının tamamında küfür adına müslümanlara eziyet ve
zulümlerde bulunanlar da, tarihte lanetle anılmaktan kurtulmayacaklardır.
O gün müslümanca iradelerini bir
kenara bırakarak, dört elle baasçılığa sarılanlar; tevhid gibi ilahi bir davayı
terk ettikler, dünyada rezil oldular ve başkalarının emir kulu olmaktan
kurtulamadılar. Aynı zaman da sosyalizm gibi batıl bir ideolojinin peşine
takılarak ahiretlerini de mahvettiler. İşte Seyyid Kutub bu bedbahtlara ve bu
karanlık zihniyetli İslam dünyasındaki diğer bütün beyinsizlere tevhidi yeniden
hatırlatmıştır.
Bugün de köle ruhlu ve beyinleri
iğdiş edilmiş basiretsizlerin, batı ve amerika peşinden giderek dünyada
zilletten başka bir paylarının olmadığı açıkça ortaya çıkmış bulunmaktadır.
Ahirette ise binlerce müslümanın kanı, on binlerce mazlumun ahı ve yüz binlerce
gözü yaşlı anne-babanın laneti yakalarına yapışacaktır.
Küfrün safında yer alıp halkına
zalim kesilen diktatörlerin, dünyada iken zillet boyunduruğundan başka
kazançları olmadığı gibi, mazlum halkın lanetinden başka da öbür dünyada bir
azıkları olmayacaktır. Dün küfür cephesi için halklarının dünyasını zehir
edenler, bu gün de hiç ders almamış gibi halklarının geleceğini zehirlemekten
geri durmuyorlar.
Ancak geçmişte Seyyid Kutub ve
daha önceki değerli âlimlerimizin yol göstericiliğiyle hainlerin karanlık
yüzlerini tanıyabildiğimiz gibi, bugün de bu âlimlerimizin bize bıraktıkları
mücadele mirasıyla, zamanımızın karanlık ve hain yüzlerini daha net görme
imkânına sahibiz.