14 Mayıs seçimleri öncesinde
sıklıkla duyuyorduk 6’lı masayı. Seçimi kazanacaklarını ve Erdoğan’ı
devireceklerini söylüyorlardı. Görünür bir ittifakları vardı; düzenli olarak
bir araya geliyor, kendi gündemleriyle ilgili değerlendirmeler yapıyorlardı.
Basın medya yoluyla birlik beraberlik mesajları vermekten de geri
kalmıyorlardı.
Ancak birlikteliklerinin uzun
süreli olmayacağı ön görülüyordu. Çünkü onları bir araya getiren etken, Erdoğan
karşıtlığıydı. Erdoğan’ın seçimi kazanması durumunda birlikteliklerinden eser
kalmayacağı tahmin ediliyordu.
Seçim bitti, Erdoğan ikinci turda
da olsa kazandı, AK Parti mecliste en çok milletvekili çıkaran parti oldu.
Seçimlerde, 6’lı masanın tüm birlikteliği ve çok yolu denemesine rağmen
kazanamaması, onlara oy verenleri ciddi anlamda rahatsız etti ve ittifakta
çatırdamalara sebebiyet verdi.
Seçim sonrası, İyi Parti Genel
Başkanı Meral Akşener’in açıklamaları aslında ittifakın devam etmeyeceğini
ortaya koyuyordu. 24 Haziran’daki İyi Parti’nin 3. Olağan Kongresinde konuşan
Akşener, seçimlerde birlikte yürüdüğü CHP’yi topa tutarak, CHP’den istediği 15
milletvekilinin hayatının pişmanlığı olduğunu, o günden bugüne 15 milletvekilinin
bedelini ödeyemediğini söyledi.
Akşener’in kongre konuşması aslında
CHP ile bir daha yol yürümeyeceklerinin açık beyanıydı. Yani Akşener seçim
öncesinde olduğu gibi bir kez daha masayı devirmişti.
Akşener bugünlerde de yerel
seçimlerle ilgili açıklamalar yapmaktadır. Yerel seçimlerde, İstanbul ve Ankara
dâhil her yerde kendi adaylarını çıkaracaklarını dile getirmektedir. Akşener’in
söylediklerinde ne kadar gerçekçi, samimi olduğunu zaman gösterecektir. Malum
seçim sürecinde de masadan kalkmış, daha sonra ise yeniden masaya oturmuş ve
CHP ile birlikte hareket etmişti.
Akşener’in yerel seçimlerle ilgili açıklaması,
İyi Parti tabanına yönelik verilen bir mesajdır kanaatimce. Aynı zamanda bu
çıkış; 6’lı masa ya da Millet İttifakı eğer devam edecekse Akşener’in elini
güçlendirecektir.
Akşener’in yerel seçimlerle ilgili
çıkışından sonra 6’lı masanın varlığından söz etmenin bir gereği yoktur
sanırım. Sadece bu çıkışı yok Akşener’in. Hem seçim öncesinde hem de seçim
sonrasında Akşener’in CHP ile yol yürümek istemediğine ilişkin yaklaşımları söz
konusuydu.
HDP faktörünü de düşündüğümüzde İyi
Parti’nin bundan sonra CHP’nin bulunduğu bir ittifakta yer alması zor bir
ihtimal gibi gözükmektedir.
İyi Parti’nin CHP’ye yönelik
eleştirilerinin olduğu gibi, 14 Mayıs’ta tüm seçmenlerini Kılıçdaroğlu’na oy
vermeleri ve çalışmaları için yönlendiren HDP’nin de CHP’ye yönelik sert açıklamaları
mevcuttur.
Kılıçdaroğlu’nun, Özdağ ile kapalı
kapılar ardından yaptığı pazarlıkların ortaya çıkması, HDP yönetimini ve
tabanını çok ciddi anlamda rahatsız etti; kendilerinin kullanılmış olduklarını
hissettirdi.
Tüm bunlar göz önüne alınıp
değerlendirildiğinde yerel seçimlerde hem İyi Parti’nin hem de HDP’nin kendi
adaylarını çıkaracakları ön görülmektedir. Bu da yerel seçimlerde AK Parti’nin
iyi bir oy alacağını ortaya çıkarmaktadır.
Bundan mütevellit AK Parti 14
Mayıs’ta birlikte yol yürüdüğü ortaklarıyla, muhalefetin dağınıklığını ve
parçalanmışlığını bir fırsata çevirerek seçmenlerin gönlünü kazanacak
çalışmalar yapmayı hedeflemelidir.