Keşmir'in sadece bir coğrafi bölge değil, aynı zamanda emperyalist politikaların, dini baskıların ve küresel çıkar savaşlarının merkezi olduğuna dikkat çeken yazarlarımız, Müslümanların bu konudaki duyarlılığına ve birlik ihtiyacına vurgu yaptılar.

Sadullah Aydın: “Hindistan, Siyonist Politikaların Asya’daki Taşeronudur”

Gazetemiz yazarı Sadullah Aydın, Hindistan’ın Keşmir’deki tutumunu açık sözlerle eleştirdi. Hindistan’ın Keşmir’de meydana gelen şaibeli bir turistik saldırıyı bahane ederek Pakistan’a savaş dayatmak istediğini belirten Aydın, bu adımın altında yatan gerçek niyetin Pakistan’ı sindirip, Keşmir’deki işgali kalıcı hale getirmek olduğunu ifade etti. Ona göre Hindistan, adeta Siyonist politikaların Asya’daki taşeronu gibi hareket ediyor. Aydın, Hindistan’ın Keşmir’deki Müslüman halka yönelik baskılarını ve sistematik hak ihlallerini gizlemek için çeşitli uluslararası manevralara başvurduğunu da vurguladı.

“Keşmir’deki Zulüm, İnsanlık Onuruna Saldırıdır”

Aydın, Keşmir’in yıllardır işgal altında olduğuna dikkat çekerek, bu bölgede yaşayan Müslümanların temel insani haklardan yoksun bırakıldığını belirtti. Hindistan yönetimi geçmişte özerklik tanıdığı Keşmir halkına bu hakkı da çok görmüş, son yıllarda bölgenin özerk statüsünü kaldırarak Keşmir’i fiili olarak bir polis devleti haline getirmiştir. Paralı askerlerin ve ağır silahlı birliklerin gölgesinde yaşayan halk, özgürlük ve adalet taleplerine karşılık olarak şiddet, baskı ve sindirme politikalarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Aydın bu durumu, sadece Keşmir halkına değil, insanlık onuruna yöneltilmiş bir saldırı olarak tanımlamaktadır.

“Tarihten Ders Alınmazsa Gelecek de Karanlık Olur”

Sadullah Aydın, Hindistan’ın uyguladığı politikaların tarihte birçok kez denendiğini, fakat sonuçsuz kaldığını hatırlatarak, bu tür baskıcı ve sömürgeci yaklaşımların sonunun her zaman hüsran olduğunu belirtti. Hindistan’ın da bir zamanlar İngiltere’nin sömürgesi olduğunu hatırlatan Aydın, “İngiltere bile Hindistan’ı kalıcı olarak asimile edememişken, Hindistan şimdi başka halklara aynı şeyi reva görüyor” diyerek bu çelişkiye dikkat çekti. Emperyalizmin ve zorbalığın hiçbir zaman uzun vadeli başarı getirmediğini belirten yazar, halkların iradesi karşısında hiçbir şeyin duramayacağını savundu.

“Sömürgecilik Sadece Batı’ya Has Değildir”

Aydın’a göre, sömürgecilik sadece Batılı güçlerle sınırlı değil. Çin gibi Asyalı güçlerin de benzer zulüm politikaları uyguladığına işaret eden yazar, Çin’in Doğu Türkistan’daki Uygur Müslümanlarına yönelik baskılarının da Hindistan’ın Keşmir’deki zulmünden farksız olduğunu dile getirdi. “Asya’da Budist Çin ve Hindu Hindistan, Batı’da Hristiyan emperyalizm... Hepsinin ortak paydası mazlum Müslüman halkları sindirmek ve kendi kültürel, siyasi hegemonyalarını dayatmaktır” diyerek ideolojik farklılıkların aslında aynı zulüm amacına hizmet ettiğini vurguladı.

“Keşmir, Uygur Türkleri, Çeçenler… Acılar Ortak, Direniş de Ortak Olmalı”

Aydın, Rusya’nın Çeçenistan ve Dağıstan’da yaptığı zulümlerin, Çin’in Türkistan’daki soykırımının ve Hindistan’ın Keşmir’deki katliamlarının farklı coğrafyalarda aynı acıları yaşattığını ifade etti. Tüm bu örnekler, Müslüman halkların küresel bir zulüm sarmalında sıkıştığını gözler önüne sermektedir. Sadullah Aydın’a göre bu baskılara karşı verilecek cevap, ortak bir direniş bilinci ve İslam kardeşliğidir. Ayrı düşen her Müslüman halk, emperyalist güçlerin işini kolaylaştırmaktadır.

“Beşeri Sistemler Çözüm Sunamaz, Sadece Zulüm Getirir”

Sadullah Aydın, Doğu veya Batı fark etmeksizin tüm beşeri sistemlerin zulüm üzerine kurulu olduğunu belirtti. Demokrasi, sosyalizm, liberalizm ya da milliyetçilik gibi ideolojilerin Müslüman halklara özgürlük değil, yalnızca daha sofistike baskılar getirdiğini savundu. “Hiçbir beşeri sistem mazluma umut, zalime fren getirmemiştir. Adalet yalnızca ilahi sistemde bulunur” diyerek çözümün ancak İslam’ın adalet ilkelerinde aranması gerektiğini vurguladı.

Kış Ortasında Batmanlılara Lezzetli Sürpriz: Hormonsuz Balpınar Domatesi
Kış Ortasında Batmanlılara Lezzetli Sürpriz: Hormonsuz Balpınar Domatesi
İçeriği Görüntüle

“Müslümanlar Birbirine Sırt Çevirmemeli, Birlik Olmalıdır”

Aydın yazısını, tüm Müslüman halklara bir çağrıyla sonlandırdı. Ona göre, kurtuluş Doğu’ya veya Batı’ya yaslanmakta değil; Müslümanların Allah’a güvenip birbirlerine sahip çıkmasındadır. “Müslümanlar tek bir vücut olursa, ne Hindistan ne de başka bir zalim rejim onların iradesini kıramaz” diyerek İslam kardeşliğinin önemine dikkat çekti.

Emrullah Güneş: “Keşmir, Coğrafyanın Ötesinde Bir Direniş Alanıdır”

Gazetemizin bir diğer yazarı Emrullah Güneş ise Keşmir’i yalnızca bir sınır ihtilafı değil, küresel emperyalizmin ve dini çatışmaların merkezi haline gelen sembolik bir direniş alanı olarak tanımladı. Keşmir’in, İngiltere’nin 1947’de Hindistan alt kıtasından çekilmesiyle doğan kaotik mirasın en trajik halkası olduğunu ifade eden Güneş, bu bölgedeki acıların tarihsel bir temele dayandığını belirtti.

“Keşmir’in Üçe Bölünmesi, Barış Değil Daha Fazla Savaş Getirdi”

Emrullah Güneş, Hindistan, Pakistan ve Çin arasında bölünen Keşmir’in bu parçalanmayla birlikte sürekli çatışmaların ve gerginliğin odağı haline geldiğini söyledi. Keşmir halkının çoğunluğunun Müslüman olmasına rağmen, bölgenin Hindistan’a bağlanmasıyla başlayan ilk savaşın ardından, sorunun bugüne kadar çözülemediğini ve her an yeni bir savaş tehlikesi doğurduğunu vurguladı.

“ABD, Çin, İsrail… Herkesin Bir Hesabı Var”

Keşmir’in bugün yalnızca iki ülkenin değil, aynı zamanda ABD, Çin, İsrail gibi büyük güçlerin de dahil olduğu bir çıkar çatışması merkezi haline geldiğine dikkat çeken Güneş, bu güçlerin Keşmir üzerinden stratejik oyunlar oynadığını ifade etti. Hindistan’ın ABD ve İsrail’le kurduğu askeri ittifaklara işaret eden yazar, Çin’in ise Pakistan’a verdiği desteğin bölgedeki dengeyi karmaşık hale getirdiğini vurguladı.

“Pakistan’ın Nükleer Gücü Denge Unsurudur”

Emrullah Güneş’e göre, Pakistan sadece savunma pozisyonunda kalmayarak caydırıcı bir strateji geliştirmiştir. İslam dünyasında nükleer silaha sahip tek ülke olan Pakistan, bu özelliğiyle hem Hindistan’a hem de Batı’ya karşı önemli bir denge unsuru oluşturmaktadır. Bu durum, Keşmir’deki gelişmeleri sadece bölgesel değil, küresel bir krize dönüştürebilecek potansiyele sahiptir.

“Keşmir’in Özgürlüğü, Tüm İslam Dünyasının Onurudur”

Güneş yazısını, Keşmir’in özgürlüğünü sadece bir coğrafi mesele değil; tüm İslam dünyasının vicdan, onur ve birlik sınavı olarak değerlendirdi. “Keşmir özgür olmadıkça Müslümanlar gerçekten özgür sayılmaz” diyerek, uluslararası kamuoyunu da Keşmir meselesinde adaletli ve cesur bir tutum almaya çağırdı. Müslüman halkların dayanışması ve hukuki platformlarda oluşturulacak baskı olmadan bu yaraların kapanmayacağını ifade etti.

Kaynak: HABER MERKEZİ