36,7272
35,1895
2.968,28
Camiler kimsesiz, okullar kapalı, cenaze
merasimleri boş, hastanelerde poliklinikler kapalı, ihracat-ithalat durmuş,
illere, ülkelere giriş çıkışlar yasak… Ve daha sayısızca aktifliğini yitiren
noktalar. Evet, corona virüsünden söz ediyoruz. Çin’in Wuhan kentinde ortaya
çıkıp tüm dünyayı etkisi altına alıp, hayatı durma noktasına getiren, görünmez
bir etkenden söz ediyoruz.
Dünya olarak büyük bir imtihandan geçmekteyiz,
süreç herkes için eşit bir şekilde ilerlemekte. Virüs hiçbir ayrım yapmadan
herkese uğramakta. Dünyanın süper gücünü de tehdit etmekte dünyanın en fakir
ülkelerini de rahatsız etmekte. Kraliyet ailesini de sakladığı delikte bulup
musallat olmakta, köyüne sığınana da selam vermekte.
İl-il, ülke-ülke salgın virüs karşısında
önlemler alınmaya çalışılmakta. Dünyanın her yerinde mücadele ve seferberlik
söz konusu. Bunların yanında gayri İslami ülkelerin, özelikleavrupa ülkelerinin
ikili ilişkilerinde nasıl da birbirlerine sırt çevirip hata nasıl tıbbı
malzemelerini gasp ettiklerine de şahitlik etmekteyiz.
Böylesine şiddetli bir musibetle imtihan
olurken olayları doğru bir şekilde okumak gerekir. Olayı iki yönüyle
değerlendirmek doğru olacaktır. Birinci yönü ile bunun manevi olarak bize
kesilmiş bir ceza olduğunu iyi bilmemiz gerekir. Diğer bir yönü ile ise tıbbi
açıdan değerlendirilip açıklanmasıdır.
Müslümanlar olarak duygularımızı yitirdik,
vicdanlarımızı dünya tamahına esir ettik, inancımızın gerekliliklerine sırt
döndük. Suriye’de, Yemen’de, Filistin’de,Arakan’da Afganistan’da,
Türkmenistan’da ve daha birçok İslam beldesinde zalimler kardeşlerimizi
katlederken sessiz kaldık, ülkemizde adaletsizlik, zina, uyuşturucu vs. almış
başını giderken dünya malından daha çok kazanmanın derdine düştük, toplumun
ahlak yapısı bozulup doğanın dengesi katledilirken daha refah hayatlar
içerisinde yaşamak adına dünya malına daha çok daldık. ‘Komşusu aç iken yatan
bizden değildir’ hadisini unuttuk değil açlıkla, yatacak yerleri yokken
komşunun ne olduğunu unuttuk. Komşumuz aynı site içerisinde karşılıklı olarak
oturduğumuz daireler değildi, komşumuz aramıza çizilen kara sınırlarının
ötesinde olanlardı. Zira Müslümanlar arasında hiçbir sınır yoktur. İnancımızın
emirlerini unuttuk, ibadet diye günde beş vakit farz namazlarını yerine getirip
görevimizi yaptığımızı düşündük. Oysa ibadetin sadece günde beş vakit rabbinin
huzuruna varıp namaz kılmaktan ibaret olmadığını hepimiz iyi bilirdik.
Bu hastalığın manevi birçok hikmetini daha da
sıralaya biliriz. Bundan ziyade Müslümanlar olarak nerede hata yaptığımızın
farkına varıp evlerimize hapsolduğumuz bu günlere bolca tefekkür etmeliyiz,
imtihandan hayırla çıkıp samimi Müslümanlardan olmak adına çokça dua etmeliyiz.
Dünyanın savaştığı bu virüsü bir musibet olarak görüp bundan kendimize,
ailemize, toplumumuza nasihatler çıkarmak gerekir.
Tedbirlerimizi hem manen hem de dünyevi olarak
almalıyız. Virüs ile mücadele eden sağlık kurumlarının ikazlarına kulak verip
mümkün mertebe kurallara uymaya özen gösterelim.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için "çerez politikasını" inceleyebilirsiniz.