Bilge Kral Aliya, vefatının 22. yılında saygı ve minnetle anılıyor
Bilge Kral Aliya, vefatının 22. yılında saygı ve minnetle anılıyor
İçeriği Görüntüle

Dünden bugüne Müslüman Kürt halkına zulmeden, büyük acılar yaşatan PKK, tarih 26 Haziran 1992'yi gösterdiğinde kanlı bir vahşete daha imza atmıştı. Tarihi zulüm ve zorbalıklarla dolu olan PKK, Silvan (Farqîn) ilçesine bağlı Yolaç (Sûsa) köyünde karanlık yüzünü bir kez daha göstermişti.

Köydeki yandaşlarından aldıkları destekle hareket eden PKK, askeri üniformaları giyerek, bir Cuma akşamı Susa Camii'ni bastı. Cami kapısını kırarak içeriye giren PKK'liler, yatsı namazı sonrası Hz. Muhammed'in (sav) hayatını konu alan sohbeti dinleyen cemaati zorla dışarıya çıkardılar.

Ellerini arkadan bağladıkları 14 Müslüman'ın kutsal değerlerine küfreden PKK'liler, ardından uzun namlulu silahlarla Müslümanları kurşuna dizdiler. Yaşanan vahşet sonucunda Zeki (12), Medeni (18), M. Meki (19) ve M. Sait Fidancı (28) isimli 4 kardeş, M. Emin (15), Adnan (20) ve Ahmet Kantar (48), M. Ali Uslu (26), Hüseyin Çetinkaya (30) ve köy imamı Abdulhaluk Ugas (37) şehit oldu. 4 kişi ise kaldırıldığı Silvan Devlet Hastanesi ve Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde tedavi altına alındı.

Susa Camii katliamının üzerinden 24 yıl geçti ama katliam tanıkları yaşadıkları o günleri unutamıyor. Katliamın tanıklarından Fesih Çetinkaya, olay günü 13 yakınıyla birlikte camide bulunduğunu söyledi. Ayağına aldığı kurşunla yaralanan ve topallayarak yürümek zorunda kalan Çetinkaya, PKK'lilerin, katliamı gerçekleştirmeden önce camiye olan bağlılıkları nedeniyle kendilerini ölümle tehdit ettiğini hatırlattı.

Köy halkının camiye gitmesinin PKK'yi rahatsız ettiğini belirten Çetinkaya, 'Arkadaşlarımızla beraber sürekli camiye gidiyorduk. PKK'liler, 'Camiye gitmeyin. Ne işiniz var orada?' diyerek birkaç defa bizi tehdit ettiler. Camiye gelenlerin sayısının artması onları rahatsız etti. Camiye gitmemizi engellemeye çalışıyorlardı.' dedi.

'AYAKLARINDA SPOR AYAKKABI VARDI, BAZILARI YÜZLERİNİ BOYAMIŞTI'

PKK'lilerin askeri üniforma giyerek camiyi bastığını söyleyen Çetinkaya, olay anını şöyle anlattı:'Olay günü biz camide yatsı namazı kıldık. Şehit Muhammet Sait su içmek için dışarıya çıktı. Biz de çıkmaya hazırlanırken dışarıda askerlerin olduğunu öğrendik. Amcam olan Şehit Hüseyin, 'Ayakkabılarını çıkarıp camiye gelsinler. Kötü bir şey yapmamışız. Ne hesapları varsa görelim' dedi. Bunlar Said'e Bismil'den geldiklerini ve dışarıya çıkmamız gerektiğini söylediler. Şehit Said, Şehit Hüseyin'e seslendi. Şehit Hüseyin ise 'Bunlar asker değil, teröristtirler.' dedi. Çünkü ayaklarında spor ayakkabı vardı ve bazıları da tanınmamak için yüzlerini boyamıştı.'

Dışarıya çıkmadıkları için PKK'lilerin kapıyı kırarak camiye girdiklerini ifade eden Çetinkaya, silah dipçikleriyle darp edile edile avluya çıkarıldıklarını belirtti.

'PKK'LİLER 'ALLAH NEREDE? GELİP SİZİ KURTARSIN' DEDİLER'

Cami imamı Şehit Hüseyin'in PKK'lilere çok direndiğini hatırlatan Çetinkaya, ardından ellerinin arkadan bağlanarak kurşuna dizildiklerini şu sözlerle anlattı: 'Şehit Hüseyin, 'Bir sorun varsa konuşarak halledelim.' dedi. 'Sen konuşma' diyerek onu aramızdan aldılar, arka tarafa götürdüler. Amaçları onu başka bir yere götürmekti. Cami imamı Şehit Hüseyin çok direndi. PKK'liler ona 'Hani Allah'ın nerede? Gelip sizi kurtarsın' dediler. Şehit Hüseyin birkaç defa tekbir getirdikten sonra şehit edildi. Sonrada bizi taradılar. Ben ayağıma aldığım kurşunla yaralandım.' şeklinde konuştu.

Köylülerin, katliamdan sonra köyü terk etmek zorunda bırakıldığını belirten Fesih Çetinkaya, korucu olmaları için yapılan teklife olumsuz cevap verdikleri için yeni bir zulümle karşı karşıya geldiklerini söyledi.

'KÖYLÜLER PKK'LİLERİ EVLERİNDE SAKLAMIŞ'

Katliamın bir diğer tanığı olan Mehmet Mehdi Fidancı, olay gerçekleşmeden önce cami cemaatini evine misafirliğe davet ettiğini söyleyerek şöyle konuştu: 'Camiye girdiğimde şehitler gruplar halinde oturuyordu. Kimi ders yapıyordu, kimi ise sohbet ediyordu. Bana, dersten sonra evime geleceklerini söylediler. Olay benden sonra meydana geldi. Asker kılığına giren PKK'liler, köyden bazı yandaşlarını alarak camiyi basmışlar. Köylüler daha önceden onları evlerine saklamışlardı.' dedi.

'HASTANEYE YETİŞEBİLSEYDİK BELKİ BİRÇOĞU ŞEHİT OLMAYACAKTI'

Birçok şehidin kan kaybı nedeniyle yolda ruhunu teslim ettiğini dile getiren Fidancı, şunları ifade etti:

'Köyde araba kullanmayı bilenler, yaralıların taşınmasına yardım etmediler. PKK onları tehdit etmişti. Bizde de şoförlüğü olan olmadığı için arabaları iteleye iteleye yol üstüne gittik. Eğer hastaneye yetişebilseydik belki birçoğu şehit olmayacaktı. Şehitlerin çoğu kan kaybı nedeniyle ruhlarını teslim etti. Eğer köylü işbirliği yapmasaydı PKK'liler dışarıdan gelip bu katliamı yapamayacaklardı. Hayatta olduğumuz sürece o günü unutmayacağız ve İslam için çalışacağız. Allah bizi şehitlerin yolundan ayırmasın.'

Camide şehit düşen 4 kardeşin annesi Remziye Fidancı (73) da bu vahşeti asla unutmayacaklarını ve mahşer gününde zalimlerle hesaplaşacaklarını vurguladı. Haber Merkezi

Kaynak: HABER MERKEZİ