İstanbul'un en işlek caddelerinden biri olan Büyükdere Caddesi üzerinde, 6 Ekim 2025 tarihinde gerçekleşen kanlı bir silahlı saldırı, Türkiye siyasi ve yargı gündemine bomba gibi düştü. Eski MHP'li avukat ve aynı zamanda Eski Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı olan Serdar Öktem, aracında uzun namlulu silahlarla düzenlenen suikast sonucu hayatını kaybetti. Öktem'in, eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin davanın kilit sanıklarından biri olması, olayın siyasi boyutunu ve yarattığı infiali derinleştirdi.
Serdar Öktem Kimdir? Siyasi ve Hukuki Kariyeri
Doğu Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Serdar Öktem, özellikle ceza hukuku alanındaki çalışmalarıyla tanınıyordu. Hukuk camiasında adı, tartışmalı davalarda üstlendiği avukatlık görevleriyle sıklıkla anıldı. MHP'ye yakın bir isim olarak bilinen Öktem, 2015 genel seçimlerinde MHP'den milletvekili aday adayı olmuş, 2023 seçimlerinde de İstanbul milletvekili adayları arasında yer almıştı. Siyasi kimliğinin yanı sıra, Ülkü Ocakları'nda da Sinan Ateş'in 2020 yılında genel başkanlıktan alınmasının ardından Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirilmişti.
Öktem'in kariyerinde dikkat çeken diğer davalar arasında, Bahadır Grammeşin cinayeti katillerinin ve Gülsuyu davasında azmettirici olarak müebbet hapis cezası alan Doğukan Çep'in avukatlığını üstlenmesi bulunuyordu. Bu davalar, Öktem'in yer altı dünyasıyla iddia edilen bağlantılarını gündeme getiriyordu. Ayrıca, Emniyet'in avukatlığını yaptığı da biliniyordu.
Sinan Ateş Cinayeti Davası'ndaki Kilit Rolü
Serdar Öktem'in kamuoyunda en çok tanınmasına neden olan gelişme, 30 Aralık 2022'de Ankara'da öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı Doç. Dr. Sinan Ateş cinayeti davası oldu. Cinayetin soruşturması kapsamında Ocak 2023'te tutuklanan Öktem, iddianamede "tasarlayarak kasten öldürmeye yardım" suçundan yargılanıyordu. Yaklaşık 21 ay tutuklu kalan Öktem, Ekim 2024'te adli kontrol şartıyla tahliye edilmişti.
Dava sürecinde Öktem, önemli iddialarla gündeme geldi. Özellikle soruşturmada telefonunun şifresini vermeyi reddetmesi ve bunu Avukatlık Kanunu'na dayandırması dikkat çekmişti. Öktem'in tahliyesine itiraz edilmiş, hatta Ateş ailesinin avukatları, Öktem'in tutukluluğu sırasında hastanede Ülkü Ocakları Genel Başkanı ile özel bir görüşme ayarladığı iddiasıyla suç duyurusunda bulunacaklarını açıklamıştı. Suikasttan bir gün önce, 5 Ekim 2025'te ise, Öktem'in de yargılandığı davanın, Sinan Ateş'in öldürülmesinden önce kişisel bilgilerinin teminine yönelik davayla birleştirilmesine karar verilmesi, davanın seyrini değiştirebilecek bir gelişme olarak görülüyordu.
Silahlı Saldırı ve "Daltonlar" İddiası
Avukat Serdar Öktem, 6 Ekim 2025 Pazartesi günü İstanbul Şişli Zincirlikuyu'daki ofisinin önünde veya yakınında, seyir halindeki aracına düzenlenen saldırıda uzun namlulu silahlarla hedef alındı. Kalaşnikof marka silahların kullanıldığı saldırıda, Öktem'in vücuduna çok sayıda kurşun isabet etti ve ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
Saldırının hemen ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatırken, kısa sürede aralarında 18 yaş altı kişilerin de bulunduğu altı şüpheli gözaltına alındı. Soruşturmanın odak noktası, saldırının arkasındaki azmettiricilerin kim olduğu ve olayın organize suç örgütü tarafından bir "taşeron" olarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği oldu.
Cinayetle ilgili en çarpıcı iddia ise "Daltonlar" adlı suç örgütünden geldi. Saldırıyı üstlendiği iddia edilen örgüt yöneticileri, sosyal medyada "İntikam alındı" paylaşımları yaptı. Öktem'in, Daltonlar'ın rakibi olduğu bilinen "Casperlar" suç örgütü liderleriyle sosyal medyadan takipleşiyor olması da, çatışmanın arka planında bir organize suç hesaplaşması olabileceği ihtimalini güçlendirdi.
Öte yandan, saldırıdan yaklaşık bir buçuk ay önce, 15 Ağustos'ta İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün ilgili birimlere "Daltonlar Suç Örgütü'nün Öktem'e yönelik eylem planladığı" uyarısı gönderdiği ortaya çıktı. Bu uyarıda, Öktem'e can güvenliği tebliğinin yapılması istenmişti. Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş de, duruşmalar sırasında sanıkların can güvenliklerinin sağlanması gerektiğini mahkeme heyetine ilettiğini belirterek, "Bu siyasi cinayetin aydınlatılması noktasında önem arz ediyor. Çünkü hepsi konuşacak ve bu siyasi cinayeti onlara ihale eden asıl canilerin adını verecek" açıklamasını yapmıştı.
Serdar Öktem'in öldürülmesi, Sinan Ateş cinayeti davasının seyrini nasıl etkileyeceği ve suikastın ardındaki karanlık ilişkiler ağının ne zaman çözüleceği sorularını gündeme taşıyor.
