limler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA) tarafından
gerçekleştirilen "7'nci Âlimler Buluşması" devam ediyor. Programa
Türkiye, Afganistan, Suriye, Irak, İran, Lübnan, Libya, Ürdün başta olmak üzere
ümmetin bir çok coğrafyasından ulema iştirak ediyor. HÜDA PAR Genel Başkanı
Zekeriya Yapıcıoğlu da programa iştirak ederek buluşmayı yakından takip ediyor.
Suriye Kürdistanından alim ve müderris Şeyh Zahid
El-Haznevî, Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHADUL ULEMA) tarafından
gerçekleştirilen "7'nci Âlimler Buluşması"nın birinci oturumunda
"Günümüz Şartlarında Davet Metodları" konulu bir konuşma yaptı.
Kurtuluş yolunun "Allah' koşmak ve Allah'tan güç
almak" olduğunu vurgulayan Haznevî, davetçi olması gereken en önemli
özelliğin başında sabrın geldiğini söyledi.
Haznevî, "Sabrı az olanın derdi çok olur. Biz bu
dinin davasını savunurken anlatırken yaymaya çalışırken önümüze gelen engelleri
aşmaya çalışırken şüphesiz sabra sarılmalıyız. Kur'an'ın deyimiyle Allah
'Şüphemiz bizim için çalışanları yolumuza ulaştıracağız' buyurmaktadır."
dedi.
"DAVETÇİ DAHA İHLASLI, SABIRLI OLMALI"
Davetçilerin, kendi zamanını anlaması, çağın
gerektirdiklerinin farkında olması gerektiğini belirten Haznevî, şöyle konuştu:
"Aksatılmaması gereken bir mesele de geceleri ganimet olarak bilmektir.
Rabbani ulema bu şekilde yetişir. Allah, Peygambere tebliğ görevini yüklediği
bir çok ayette 'Kum' yani 'Kalk! Ey Peygamber' ifadesini kullanmaktadır ki
dava sahibi kalkmayı bilmelidir öncelikle.
Müslümanlar, Kur'an-ı Kerim'i temel bir kaynak edinmeli ve
okumalı. Allah'ın ipine sımsıkı sarılmalıyız.Bu ümmetin başı ne ile muzaffer
olmuşsa ümmetin sonu da ancak aynı metodla başarılı olabilir. Kurtuluş, selefi
salihinin metodudur.
Davetçiler bu dünyanın en büyük mesajının sahibidirler.
Allah, 'Allah'a çağırından ve salih amel işleyenlerden daha hayırlı kim
olabilir?' diye buyuruyor.
Bu görevin başarıyla var edilebilmesi için ilim ve basiret
vazgeçilmezdir. Öncelikle ihlas, her amelin ruhudur. Ameller onunla makbul
olurlar. İhlas, sadece davetçilerde olması gereken bir özelik değildir. Her
Müslümanda olması gerekiyor. Peygamber, amellerin niyetlere göre olduğunu
belirterek ihlasın, niyetin önemini ortaya koymaktadır.
Davetçi daha ihlaslı, sabırlı olmalı. O Allah'ın rızasından
başkasını düşünmemeli. Davetçiler yaptıkları çalışmalarda Allah'ın rızasını
gözetmezlerse başarılı olamazlar.
İşin sırrı ihlastır. Kelimelere ruh kazandıran ihlastır.
Davetin yolu zordur. Bu anlamda davetçi sabra, meşakkatlere göğüs görmeye
muhtaçtır. Bu sabır ancak ihlaslı biri tarafından gerçekleştirilebilir.
Davetçi başarılı olması için nefsi hatalıklardan kurtulmalı.
Bu hastalıklardan biri de şöhret aşkıdır. İnsanlar tarafından tanınma ve
bilinme isteğidir. Her daim ismini duyuracak şeylerin peşine düşen davetçi
helak olur.
Batı, İslam devletlerinde zahiren çekilmiş gibi görülse de
fikirleriyle, ürettikleriyle, kanunlarıyla İslam devletlerinde maalesef
bulunmaktadırlar. Bu anlamda onlara kolaylık sağlayanlar, bizim içimizden
onlara tasmalık yapan ve bu aşkla yanan, onlara işbirliği yapan vardır ki bu
maalesef ümmetlerin yokluğuna neden oluyor. Günümüzde bunun sonucunda kültürel
ve fikri anlamda maalesef dengemizi kaybettik ve kendi aramızda ihtilafa
düştük."




