Uludağ'ın eteklerinde 850 metre rakımlı Aras Şelalesi'nden kaynağını alan, Nilüfer ve Mudanya ilçelerinden geçen Nilüfer Çayı, Bursa Ovası'nda Susurluk Çayı ile birleşerek Karacabey ilçesinden Marmara Denizi'ne dökülüyor. Kestel, Gürsu ve Yıldırım ilçelerinden gelerek Osmangazi ilçesinde birleşen dereler de Nilüfer Çayı'nı besliyor.
Uludağ'dan başlayıp, Bursa Ovası'ndaki birçok dere ve Susurluk Çayı ile birleşerek, Karacabey'den Marmara Denizi'ne dökülen Nilüfer Çayı, katı atık ve sanayi atıkları nedeniyle her yıl tarım için büyük bir tehdit olmaktadır.
Bursa Ovası'nda tarım arazilerinde sulamada kullanılan Nilüfer Çayı'nın hali endişe yaratmaya devam ediyor.
Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barış Bülent Aşık, İLKHA muhabirine yaptığı açıklamada, Nilüfer Çayı etrafındaki sulama alanlarındaki toprakların ciddi şekilde kirlendiğini ve bunun hem tarımı hem de halk sağlığını tehdit ettiğini belirtti.
Aşık, sorunun derhal çözülmesi gerektiğinin altını çizdi.
'Nilüfer Çayı etrafındaki topraklar sağlığını kaybediyor'
Nilüfer Çayı'yla ilgili olarak bazı çalışmalar da yaptıklarını söyleyen Aşık, 'Yapmış olduğumuz çalışmaların sonuçlarını paylaşırken de üzülüyorum. Çünkü gerçekten su kirli, suyun aktığı yataktaki dip çamuru dediğimiz materyal kirli. Nilüfer Çayı'nın sulama amaçlı kullanıldığı bölgelerden toprak örnekleri aldık. Maalesef onlar da kirli çıktı. Bursa'nın tarımına ve Nilüfer Çayı'nın geçtiği bölgelere baktığımızda gerçekten burada yetiştirilen ürünler hem iç tüketimde hem de dış tüketimde tüketilen ürünlerdir. Son zamanlarda gıda sağlığı, insan sağlığı diyoruz. Sağlıklı gıdalar, sağlıklı topraklarda yetişir diyoruz. Ama Nilüfer Çayı'nın etrafındaki sulama amaçlı olarak kullanılan bölgelerin toprakları sağlığını kaybetmek üzeredir.' dedi.
'Kilometrelerce nehir akan büyük bir su kütlesi söz konusudur'
Devletin Nilüfer Çayı için bir yöntem bulması gerektiğini belirten Aşık, 'Yoksa bir yerel belediyenin yapabileceği bir iş değil, çok büyük bir projedir. Kilometrelerce bir nehir akan büyük bir su kütlesi söz konusudur. Devletin Nilüfer Çayı'nı mutlaka belli bir kaliteye kadar temizlemesi gerekiyor. İlerleyen süreçte bu kirlilik devam ederse, çiftçi mağdur olacak. Çiftçi de tarımsal üretimde tarlasını sulamak zorunda. En yakın su kaynağı neyse, oradan sulamak zorunda. Çiftçilere hiçbir bahane bulmuyorum. Ama kirlenen yine çiftçinin tarlası oluyor. Kirlenen ve sağlığını kaybeden, bizim ülkemizin toprağıdır.' diye belirtti.
'TÜBİTAK projesi kapsamında raporu paylaştık'
İnsan sağlığını kaybettiğinde sağlığının kıymetini yeni anladığını vurgulayan Aşık, 'Toprak da sağlığını kaybettiğinde ancak biz o zaman anlayacağız toprağın kıymetini diye düşünüyorum. Mutlaka bir şeyler yapılması, sağlığını yavaş yavaş kaybeden toprağın da sağlığına tekrar kavuşması için hükümetin, devletin, belediyelerin herkesin elinden geleni yapması gerekiyor. Bursa, ülkemizde tarım açısından önemli bir yerdedir. Yurt dışı tarımsal ürün satışında da gerçekten önemli bir yerdedir. Akademik personel ve bir araştırmacı olarak elimizden geleni yaparız diye düşünüyorum. Yapmış olduğumuz çalışmada kirlilikle ilgili TÜBİTAK projesi kapsamında durumu ortaya koyduk. Raporu tüm paydaşlarla paylaştık.' diye konuştu.