Parlamenterê Mêrsînê û Alîkarê Serokê Giştî yê HUDA PARê Faruk Dînç ku di Sazîya Giştî ya Meclîsê de axivî, di rûniştina bûdçeyê de ji bo axavtinê destûrê xwest û axivî.
Dînç ji axavtina xwe re bi navê Xwedê dest pê kir û weha got, “Ez dixwazim ku ji gotina xwe re bi lenetkirina rejima terora sîyonîst ku ji 7ê Cotmehê vir ve li Xezzeyê qirkirinê dike dest pê bikim. Ev rejima wehş û hov ku Xalid Nebhan ku ji nevîya xwe re digot ‘Rihê rihê min’ qetil kir di heman demê de bi îşxalên li Sûrîyeyê ji herêmê re dibe tehdîdek. Alema Îslamê mecbûre ku li hember vê îşxala sîyonîst yekîtîyekî bi qewet saz bike û vê wehşetê bide sekinandin; bileqs, ev agir wê tenê li Xezzeyê nemîne û ew ê belavê temamê erdnigarîya Îslamê bibe.”
“Di bin navê ‘Kûrewîbûnê’ de neslên me têne xerabkirin”
Dînç, “Derheqê bûdçeya sala 2025an de gelek tişt hene ku bê gotin encax neyê jibîrkirin ku qezenca ewil a di aborîya de parvekirina bi adil û belavkirina refahê ji gel re ye. Hevalên biqîmet, em di dewra ku teknolojî bi lez û bez pêşve diçe de ne. Di bin navê ‘Kûrewîbûnê’ de neslên me têne xerabkirin. Li hember vê xerabkirinê parastina sazîya malbatê û nirxên civakî wezîfeya eslî ya dewletê ye. Weşan, dîzî, bername û fîlmên ku di televîzyonan de têne nîşandan û weşandin ku di nav de tiştên ji rê derketî û xerab hene bûye wek ûr û vîrûsekî ku ketîye nav civakê. Van bernameyan jî hevberdanên di nav jin û mêran de zêde kirîye, sazîya malbatê hilweşandîye û zêhnê ciwanên me qirêj kirîye. Ev fealîyetên îfsadî ku malbatê xera dikin, civakê hildiweşînin ji nirxên gelê me re herbekî vekirî daye destpêkirin. Ji ber vê yekê ev weşan û bernameyên ku exlaqê xera dike bêne lêkolînkirin, ger ku hewce bike bi temamî bêne qedexekirin. Em wehşîtî û hovîtîya rojavayê nekin nav malên xwe, em malbatên xwe û neslên xwe li gorî nirxên medenîyeta xwe perwerde bikin.”
Dînç di berdewama axavtina xwe de îfade kir ku emrê bikaranîtina tiryakê gelek ketîye.
Hat îfadekirin ku rêya herî baş a parastina ciwanan perwerdehî ye. Lê divê ciwanên me ciwanên ku bêkarên bidîplomayî nebin.
Faruk Dînç di dawîya axavtina xwe de weha got, “Ger ku ciwanîyekî me ya biexlaq, bierdem, bibawer û medenî hebe siberoja me jî heye. Bi van hest û fikran, dawxaz dikim ku bûdçeya 2025an bixêr be, sazîya Giştî bi rêz silav dikim.” (ÎLKHA)
HÜDA PAR Milletvekili Dinç: Gündemimizdeki asıl kriz ekonomik değil, ahlak krizidir
HÜDA PAR Mersin Milletvekili Faruk Dinç, TBMM Genel Kurulu'nda, bütçe görüşmeleri oturumunda konuştu. Dinç, "Ekonomide asıl olan verimlilik, adil paylaşım ve refahın tabana yayılmasıdır." dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda konuşan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Faruk Dinç, 2023 yılı merkezi yönetim kesin kanunu teklifinin 5. maddesinin görüşüldüğü 3. yasama yılı 39. birleşimde HÜDA PAR adına söz aldı.
Besmeleyle konuşmasına başlayan Dinç, "Sözlerime 7 Ekim'den bu yana Gazze'de soykırım yapan siyonist terör rejimini lanetleyerek başlamak istiyorum. Torunu Rim için 'Ruhumun ruhu' diyen dede Halid Nebhan'ı da katleden bu barbar rejim aynı zamanda Suriye'deki işgalleriyle bölgesel tehdide dönüşmektedir. İslam dünyası siyonist işgale karşı güçlü bir birlik kurarak bu vahşeti durdurmak zorundadır; aksi hâlde, bu yangın yalnızca Gazze'yi değil tüm İslam coğrafyasını saracaktır." dedi.
"'Küreselleşme' adı altında nesillerimiz yozlaştırılmaktadır"
Dinç, "2025 bütçesiyle ilgili söylenecek çok şey var ancak unutulmamalıdır ki ekonomide asıl olan verimlilik, adil paylaşım ve refahın tabana yayılmasıdır. Değerli arkadaşlar, teknolojinin hızla geliştiği, kültürel şokların yaşandığı bir çağdayız. 'Küreselleşme' adı altında nesillerimiz yozlaştırılmaktadır. Bu yozlaşmaya karşı aile kurumunu ve toplumsal değerleri korumak devletin asli görevidir. Televizyonlarda yayınlanan aldatma temalı diziler, gündüz kuşağı programları ve sapkın içerikler toplumun ruhunu kemiren virüsler hâline gelmiştir. Bu programlar boşanmaları artırmakta, aile yapısını çökertmekte ve gençlerimizin zihin dünyasını kirletmektedir. Aileyi yıkan, toplumu çökerten bu ifsat faaliyetleri milletimizin değerlerine açıkça savaş açmaktadır. Bu nedenle, ahlaki çöküşe neden olan bu yayınlar denetlenmeli, gerekirse tamamen yasaklanmalıdır. Batı'nın barbarlığını hanelerimize sokmayalım, ailelerimizi ve neslimizi medeniyet değerlerimize göre yetiştirelim." dedi.
"Uyuşturucu kullanım yaşı her geçen gün düşmektedir"
Konuşmasının devamında Dinç, şunları aktardı:
"Maddi zorlukların yanı sıra manevi buhranlar gençlerimizi çeşitli illetlerin pençesine sürüklemektedir. Yeşilay Danışmanlık Merkezine yapılan başvuruların dörtte 1'i kumar bağımlılığıyla ilgilidir. Sanal kumar oynayan gençlerin oranı yüzde 80'e ulaşmıştır. Uyuşturucu kullanım yaşı her geçen gün düşmektedir. Bu sorunlar 'Bize ne?' denilerek geçiştirilemez. Gözlerimizin önünde bir nesil yok oluyor. Bugün gündemimizde bütçe olabilir ancak nesli kaybedersek bütçenin de bir anlamı kalmaz. Unutulmamalıdır ki gündemimizdeki asıl kriz ekonomik kriz değil, ahlak krizidir. Bu kriz çözülmeden ne terör biter ne de yoksulluk. Nesli ifsada uğratan gizli eller fark edilmedikçe bu memlekete huzur gelmez. Gençlerimizi korumanın en etkili yolu eğitimdir. Eğitim sistemimiz; toplumun inanç ve değerleriyle uyumlu, mesleki yönlendirmeyi esas alan planlı bir yapıya dönüştürülmelidir. Üniversite mezunu gençlerimiz yıllarca okuduktan sonra işsiz kalmamalıdır. Gençlere umut vadeden bir anlayışla yarınlara yürümek mümkündür. Maddi imkânsızlıklar nedeniyle evlenemeyen gençlerimiz vardır. Gençlerimizin huzurlu yuva kurmaları için teşvik ve destekler artırılmalıdır. Enflasyon oranı göz önünde bulundurularak verilmesi planlanan 150 bin TL evliliğe destek kredisi revize edilmelidir. Aile ve gençlik toplumumuzun iki temel sacayağıdır. Bu iki sacayağının yıkılması toplumun çökmesi demektir. Bu nedenle, her ikisinin de korunması için azami özen gösterilmeli, sosyal ve ekonomik şartlar iyileştirilmelidir. Rakamların değeri refahın tabana yayılmasıyla anlam kazanır. Rakamlar, komşusu açken tok yatmayan bir anlayışın hâkim olmasıyla değer kazanır. Bir kez daha ifade ediyorum, nesli kaybedersek geleceğimizi de kaybederiz. Bugün, kumar, uyuşturucu, alkol ve ahlaki yozlaşmayla mücadele etmezsek yarın ekonomiyi de toplumu da kurtaramayız. Gençlerimize umutsuzluk değil umut vadetmeliyiz, mazeret üreten değil marifet üreten bir nesil yetiştirmeliyiz."
Son olarak Dinç, "Ahlaklı, erdemli, inançlı ve medeniyet değerlerine bağlı bir gençliğimiz varsa geleceğimiz vardır. Bu duygu ve düşüncelerle, 2025 yılı bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum." ifadelerine yer verdi. (İLKHA)