Zaman zaman memleketin kıyılarına
sorunlar dalgası vurur, bizi ıslatır, biz de biraz üstümüze bakar, kendimizi
silkeler ve yolumuza devam ederiz. Dalga da geri gitmiştir. Ama geri gelmek
üzere… İşte o sorun dalgalarından bir tanesi de “Kira dalgası”dır. Bu dalga
ayda bir gelir, fakiri mahvedip gider…
Ayda bir maaşın üçte birini
kiraya vermek nasıl bir duygu düşünebiliyor musunuz? En azından her ay bir
travma geçirdiklerini tahmin edebilirsiniz. Bir de o kapıcı, asansör, şu bu
ücreti yok mu, tam da yaraya tuz basan vaziyetler. Böyle bir psikolojinin
aileye etkisini de unutmayalım. Eğer yöneticiler bu duyguyu bilmiyor ise,
biliyor ve gereğini yapmıyorlarsa hükmen yöneticilik vasıflarını
kaybetmişlerdir.
Hey gidi günler hey! Evet, kira
öder gibi ev sahibi oluyordu millet. Ne günlere kaldık. Başta AK Parti
seçmenlerinin olmak üzere, kira kâbusu milletin üzerine çökmüş. Çünkü AK Parti
seçmeninin büyük çoğunluğu dar gelirlilerden oluşuyordu. Yoksa dar gelirliye
ihtiyaç kalmadı mı? İktidar, yirmi yıllık iktidarını dar gelirliye borçlu
olduğunu unutmamalıdır. Yoksa yüksek gelirlinin oylarını kendisi için yeterli
mi görüyor? Yoksa artık onlarla mı ahbap çavuş? Yoksa yeni seçim kanunuyla dar
gelirli ile yüksek gelirlinin oylarının eşitliliği bozulacak mı? Çobanın oyu değersizleşecek
mi?
Malum olduğu üzere eğer size
yanlış bilgiler verilirse, sağlam kaynaklardan size bilgiler gelmiyorsa, size
gelen veriler yanlış ise vereceğiniz bilgiler de alacağınız kararlar da yanlış
olur ve abarttığımızı söyleyeceksiniz. Veri-bilgi yanlış olursa bunlar üzerine
kurulacak hüküm de yanlış olur. Ama su götürmez gerçek şudur ki; ev
sahiplerinin gözü dönmüş, kiracıların kanı donmuş…
Ülkede lokal-mahalli olmayan bir
kira terörü var. Beri tarafta gıda teröründen şikâyet eden var. Bir tarafta da
mutfakta yangın var, diye bağıranlar… 112 telefonu tarihinde hiç bu kadar
meşgul olmamıştı.
Kira fiyatları dudak
uçuklatmıyor, beyin yakıyor.
Geçenlerde bir kiracı ile kirayı
konuşuyorduk. Kira artırımında 12 aylık TÜFE ortalaması esas alınır, dedi. Ev sahipleri,
kira baronları olmuş kendilerine yasal olarak belirlenmiş kira bedeli sınırını
aşmış durumdalar. Yani hadlerini aşmışlar. Had aşmak demek, bir işin olması
gereken yerde durmaması demektir, bir işin yerinde olmaması demek, zulüm
demektir. Zulmün gelmesi demek, adaletin pılını pırtısını toplayacağı anlamına
gelmektedir. Kira fiyatları deyip geçmemek lazım. Görüldüğü üzere kira
fiyatlarının domino, belki de kelebek etkisi vardır.
Evlenecek gençlere önüne yeni bir
duvar örülmüş, yeni bir bariyer kurulmuş durumda o da kiralık ev fiyatı…
Psikolojide hastalığı kabul etmek
süreçleri vardır. Şok dönemi, inkâr dönemi, öfke dönemi ve en sonunda
kabullenme dönemi gibi…
Belki kira fiyatları konusu
sembolik bir konudur. İktidar bir şok dönemi yaşıyor. Normaldir, her iktidarın
başına gelecek bir durumdur. İnkâr etmesi de anlaşılır bir durumdur.
Öfkelenmesi de anlaşılabilir. Kabullendiklerinde önümüzü göreceğiz…
Peki, sorunun varlığı tamam da
nasıl bir çözüm geliştirebiliriz. Kimsenin işin içinden çıkamayacağı çetrefilli
bir hal var gibi. Devlet, sosyal devlet gereği kiralık ev sektörüne girip dar
gelirliler için, kiralık evler inşa etmek için sahaya inmelidir. Tanzim
et-sebze satışları gibi…
Belki de kurbağa misali uzun
zamandır, yavaş yavaş suyu ısıtılması gibi hükümetin zıplama yeteneği de
kalmamış. Sorun ciddi. Yoksa abarttık mı?
Başka ne denilebilir ki? Allah
kiracıların yardımcısı olsun. Onları kira öder gibi ev sahibi yapsın.