Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı
özetinde, "Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal
sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak
güçlendirilecektir" ifadesine yer verildi.
TCMB'nin 24
Ağustos 2023 tarihli PPK toplantı özetinde şöyle denildi:
"Küresel
enflasyon yakın dönemde gerileme gösterirken, halen uzun dönem ortalamalarının
ve merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde seyretmektedir. Gelişmiş
ekonomilerin tüketici enflasyonları bir önceki PPK dönemine göre yüzde 4,91
düzeyinden yüzde 4,08 seviyesine gerilerken, gelişmekte olan ülkelerde tüketici
enflasyonu, Rusya, Türkiye, Hindistan gibi görece büyük ekonomilerin etkisiyle,
yüzde 5,41 düzeyinden, yüzde 5,84 düzeyine yükselmiştir. Son 10 yıllık dönemde
ise ortalama enflasyon gelişmiş ekonomilerde yüzde 2,2 ve gelişmekte olan
ekonomilerde yüzde 5,6 seviyesinde gerçekleşmiştir. Enflasyon, gelişmiş
ülkelerde yüzde 2; gelişmekte olan ülkelerde ise ortalama yüzde 3,5 olan hedef
oranların belirgin olarak üzerinde seyretmeye devam etmektedir. 2023 yılı son
çeyrek ortalama yıllık enflasyonun gelişmiş ekonomilerde yüzde 3,1, gelişmekte
olan ülkelerde ise yüzde 6,2 seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir. Bir
önceki PPK dönemine göre çekirdek enflasyon gelişmiş ülkelerde yüzde 5,02’den
yüzde 4,74’e gerilerken, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 6,03 düzeyinde
yatay seyretmiştir. ABD ve Euro Bölgesinde 2023 yılı son çeyrek ortalama yıllık
enflasyon beklentisi sırasıyla yüzde 3,1 ve yüzde 3,0 iken; çekirdek enflasyon
beklentisi sırasıyla yüzde 3,6 ve yüzde 4,1 seviyesindedir.
Emtia
fiyatları son dönemde başta petrol fiyatları olmak üzere enerji emtia fiyatları
kaynaklı yükselmektedir. Emtia Fiyat Endeksinin mevcut seviyesi son on yılın
ortalamasının yüzde 30,6 üzerindedir. Endeks geçen yıl ulaştığı en yüksek
seviyeye göre yüzde 26,2 gerilemiştir. Benzer şekilde geçen yıl ulaştığı tepe
noktasına göre yüzde 10,9 gerileme kaydeden Tarımsal Emtia Fiyat Endeksi son on
yılın ortalamasının yüzde 16,6 üzerindedir. Bu durum, gıdanın tüketici sepeti
içerisindeki yüksek payı nedeniyle enflasyon üzerinde halen etkili olmaktadır.
Çekirdek
enflasyonun ve enflasyon beklentilerinin yüksek seviyeleri küresel enflasyonun
bir süre daha merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde seyretmeye devam
edeceğini ima etmektedir. Bu nedenle, dünyanın birçok ülkesinde merkez
bankaları parasal sıkılaştırma sürecine devam etmektedir. Takip edilen 12
gelişmiş ülke merkez bankası son 18 ayda toplamda 138 toplantı yapmış, bu
toplantıların 97 tanesinde politika faizleri artırılmıştır. (1) Aynı dönemde
takip edilen 15 gelişmekte olan ülke merkez bankası toplamda 205 toplantı
yapmış, bu toplantıların 100 tanesinde politika faizleri artırılmıştır.
Uygulanan para politikasının sonuçları finansal koşullara da yansımaya başlamış
ve merkez bankalarının finansman ve kredi koşullarındaki sıkılaşmaya yönelik
vurguları güçlenmiştir. Bununla birlikte, enflasyonun artmaya başladığı dönemde
faiz artırım döngülerine erken ve güçlü adımlarla başlayan ve kararlılıkla
uygulayan Brezilya ve Şili merkez bankaları, tüketici enflasyonunda meydana
gelen düşüş ile faiz indirim süreçlerine başlamışlardır. Buna karşın,
enflasyonun yüksek seviyeleri ve merkez bankalarının politika iletişimleri göz
önüne alındığında, söz konusu ekonomilerde parasal sıkılığın devam edeceği beklenmektedir.
Küresel
büyüme görünümündeki yatay seyre rağmen, görece güçlü talep ve işgücü
piyasalarındaki sıkılık devam etmektedir. Türkiye’nin dış ticaret ortaklarının
ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksi bir önceki PPK
toplantısı dönemine kıyasla oldukça sınırlı bir düzeyde artış kaydetmiştir.
Endeksin 2023 yılı için tahmin edilen büyüme oranı ocak ayındaki dip seviyenin
yaklaşık 0,5 puan üzerinde yüzde 1,8 düzeyindedir. Bununla birlikte, söz konusu
endeksin 2022 yılındaki yüzde 3,5 olan büyüme oranı göz önüne alındığında,
Türkiye’nin dış talep görünümünde yıllık bazda kayda değer bir yavaşlama
gözlenmektedir. Küresel PMI verilerinde haziran ayında yaşanan düşüş eğilimi
temmuz ayında da devam etmiştir. Temmuz ayında küresel imalat sanayi PMI verisi
bir önceki aya ait 48,7 düzeyini korurken küresel hizmetler PMI verisi 1,2 puan
azalmış ve 52,7 olarak gerçeklemiştir. Böylece, küresel bileşik PMI göstergesi
temmuz ayında bir önceki aya kıyasla 1 puan gerilemiş ve 51,7 olmuştur. Temmuz
ayında hem gelişmiş ülkelerin hem de gelişmekte olan ülkelerin bileşik PMI
verilerinin gerilediği gözlenmektedir. Çin’de bileşik PMI göstergesi temmuz
ayında gerileme eğilimini sürdürerek 0,7 puan düşmüş ve 51,9 düzeyinde
gerçekleşmiştir. İmalat sektörü PMI verisi 1,3 puan azalarak 49,2 düzeyi ile
eşik değerinin altına inerken hizmetler PMI verisi 54,1 düzeyinde nispeten
yatay seyretmiştir. Türkiye’nin önemli ticaret ortaklarından Euro Bölgesine ait
bileşik PMI göstergesindeki gerileme ağustos ayında da devam etmiş ve söz
konusu gösterge 1,6 puan azalarak 47 olmuştur. İmalat sektörü PMI göstergesi
ağustos ayında 1 puan yükselmesine rağmen 43,7 olan düzeyi ile salgının ilk
dalgasının atlatıldığı 2020 yılının haziran ayından beri en düşük
seviyelerinden birine ulaşmıştır. Özellikle hizmetler PMI göstergesi ağustos
ayında da gerilemeye devam etmiş ve 2,6 puan azalarak 48,3 düzeyi ile eşik
değerinin altına inmiştir.
Gelişmekte
olan ülkelere yönelen portföy akımları haziran ayında, iyileşen risk algısına
bağlı olarak devam etmiştir. 2023 yılı ilk yarısında hisse senedi piyasalarına
yaklaşık 54,2 milyar dolar fon girişi olurken, borç senetleri piyasalarından
yaklaşık 2,4 milyar dolar fon çıkışı olmuştur. Temmuz ayı başından 11 Ağustos
tarihine kadar 1,3 milyar doları hisse senedi piyasalarına olmak üzere toplam 3
milyar dolar fon girişi olmuştur.
Para Politikası
Politika
faizi, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5
hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde
belirlenecektir. Enflasyon görünümü ve yukarı yönlü riskler göz önüne
alındığında Kurul, para politikası çerçevesinin yüzde 5 enflasyon hedefini
gerçekleştirme kapasitesinin güçlendirilmesi gerektiği değerlendirmesinde
bulunmuştur. Fiyat istikrarındaki bozulmanın makroekonomik istikrar ve
özellikle finansal istikrar üzerinde oluşturabileceği risklere de dikkat
çekilmiştir. Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal
sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak
güçlendirilecektir.
Kurul,
dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması,
fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal
sıkılaştırma sürecinin devamına karar vermiştir. Bu çerçevede, Kurul, politika
faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 17,5’ten yüzde 25
düzeyine yükseltilmesine karar vermiştir.
Kurul,
mevcut mikro- ve makroihtiyati çerçeveyi, piyasa mekanizmalarının
işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde sadeleştirmektedir.
Sadeleşme adımları kademeli olarak sürdürülecek, bu süreçte dönüşümün hızı ve
sıralaması etki analizleri ile belirlenmeye devam edecektir. TCMB tarafından
yapılan düzenlemelere ilişkin etki analizleri söz konusu çerçevenin tüm
bileşenleri için enflasyon, faizler, döviz kurları, rezervler, beklentiler,
menkul kıymetler ve finansal istikrar üzerindeki yansımalarıyla birlikte
bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilerek yapılmaktadır.
Bu kapsamda,
Türk lirası mevduat payının artırılmasına yönelik düzenlemeler parasal aktarım
mekanizmasını güçlendirecektir. Kurul, faiz artırımının yanı sıra, parasal
sıkılaştırma sürecini destekleyecek seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma
kararları almaya devam edecektir. Bu kararlarla, temel politika aracı olan
politika faizleri parasal, finansal koşullar ve beklentileri etkilerken, Türk
lirası likidite ve tüketim talebindeki aşırılıkların dengelenmesi ve para
politikasının etkinliğinin artırılması hedeflenmektedir.
Bireysel
kredilerdeki ivmelenmeyle birlikte iç talebin hem doğrudan hem de cari denge
üzerinden fiyat istikrarını bozduğu değerlendirilmiştir. Seçici kredi
sıkılaştırması kararları sonucunda yurt içi talepte dengelenme sürecinin
destekleneceği öngörülmektedir.
Döviz kuru
gelişmelerinin etkisiyle kur korumalı mevduat hesaplarının kur farkı ödemeleri
nedeniyle finansal sisteme girişi gerçekleşen Türk lirası likidite yakından
izlenmektedir. Mevcut piyasa koşulları ve önümüzdeki döneme ilişkin likidite
projeksiyonları dikkate alınarak yapılan etki analizleri çerçevesinde gerekli
adımlar atılmaktadır.
Enflasyon ve
enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul,
fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla
kullanmaya devam edecektir.
Kurul,
kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede almaya devam
edecektir."



