Yaklaşık 18 milyon evladımız
dün karnelerini aldılar. Pandemi gölgesinde başlayan bir Eğitim Öğretim yılının
daha sonuna geldik.
Uzun ve yorucu bir eğitim
döneminden sonra genellikle ebeveynler ve öğrenciler tatil psikolojisiyle kendilerini
tamamen boşluğa bırakıyorlar. Bir sonraki Eğitim Öğretim dönemine kadar
kitaplar kapatılıyor, programlar askıya alınıyor ve gezmek, oynamak, seyahat
ile zaman geçiriliyor.
Eğitim sisteminin,
evlatlarımızın manevi duygularını eğitme noktasında eksik olduğu hepimizin
malumudur. Duruma göre bazı konularda çocuklarımızın daha da inanç
değerlerinden uzaklaştığı, ahlaki sapkınlık ve ideolojik sapmalar yaşadığını
bilmeyenimiz yoktur.
Bunun için ebeveynler olarak,
3 aylık yaz tatillerini fırsata çevirip okullarda eksik bırakılan manevi
eğitimi vermek ile meşgul olmalıyız. Belki evde çocuklarımıza bu eğitimi verme
imkânımız yoktur. Ancak Diyanet’in yaz Kur’an Kursu programları, duyarlı
STK’ların yaz programları bu boşluğu doldurabilecek seviyededir.
Elbette tatil de
yapacağız, dinleneceğiz, seyahat da edeceğiz. Ancak bunlarla birlikte eğitim
sistemindeki manevi boşluğu doldurma konusunu da ihmal etmemeliyiz.
27 Haziran'da Diyanet’in,
“Haydi Koş Gel Camiler Seninle Güzel” temasıyla hazırladığı program yaklaşık 90
bin camide başlayacak. Bununla birlikte duyarlı birçok STK’da benzer programlar
hazırlamış ve bu alanda hizmet verecektir.
Gerek Diyanet’in gerekse
İslami STK’ların bu organizasyonlarından ziyadesiyle istifade etmeliyiz. Eğer
neslimiz günden güne inancından, kültüründen uzaklaşıyorsa bunun temel sebebi
manevi eğitimsizliktir. Toplumumuzda; alkol, uyuşturucu ve ahlaki sapkınlık
yaşı 12-14’lere kadar inmişse, üzerimize düşeni yapmıyoruz demektir.
Elbette bu eğitim sorununu
devlet erkânı çözmelidir. Ancak duyarlı ebeveynler olarak bizler de üzerimize
düşeni yapmıyoruz.
Eğer çocuklarımızın dünyalık
gelecekleri adına olan endişemizin onda biri kadar manevi eğitimlerine verirsek
neslimiz bu durumda olmayacaklar. Evet, itiraf etmeliyiz ki; geleceğimiz olan çocuklarımızın
manevi eğitimlerine gerekli önemi vermiyoruz.
Oysa biz Allah (c.c)’ın
kelamını ve aziz İslam dininin vasat çizgisini çocuklarımıza hikmetle
belletirsek gerisini onlar zaten öğrenmiş olurlar. Hani meşhur bir söz vardır;
“Evladına Kur’an’ı öğret zira Kur’an o’na her şeyi öğretir.”
Bizler neslimize Allah
(c.c)’ın kelamını gereği gibi anlatıp, öğretmediğimiz için onlarla imtihan
oluyoruz.
Unutmamalıyız ki;
evlatlarımız sadece çocuğumuz olarak kalmayacak. Yarın birilerinin eşi, işçisi,
patronu olarak toplumu etkileyen bir birey olacak. Bunun için onları, vahyin
çerçevesinde vicdanlı, imanlı ve kişilikli olarak yetiştirmeye çalışmalıyız.
Yine unutmamalıyız ki;
çocukların en büyük düşmanı kendisine vahiy kültürünü ve vasat İslam çizgisini
tanıtmayan, sürekli bu Dünya’da yaşayacakmış gibi yetiştiren anne ve
babalardır.
Evet, bir hafta sonra bütün
camiler ve duyarlı birçok STK’nın hazırladığı kurslar başlayacak.
Ey ebeveynler! Çocuklarımızı
bu manevi ortamlara gönderme konusunda gevşeklik göstermeyelim.
Haydi Çocuklar!
Arkadaşlarımızı da toplayıp Camilere gidelim. Hem manevi iklimi teneffüs edelim
hem de Cami’de yeni kardeş ve arkadaşlar edinelim.