İşgalci Siyonist barbarlar, ABD
ve batı ülkelerini de yanına alarak tam 36 gündür Gazze’ye ölüm yağdırıyorlar.
Her gün yüzlerce katliam fotoları
ve videoları sosyal medya platformlarında izliyoruz.
Halkı Müslüman olan
devlet liderlerinin üç maymunları oynamaları ya da somut bir adım atmadan
sadece kınamayla yetinmeleri ise Müslüman halkları kahrediyor.!
Müslüman halklar, üzerlerine
düşen sorumlulukları yerine getirip meydanları boş bırakmıyorlar. Ancak icra
makamları bu zulümlere sessiz kaldıkları için her an her yerde bir öfke
patlaması yaşanabilir.
Sınırlar açılsa, “gönüllü
olarak Gazze’ye gitmek isteyenler gidebilir” denilse inanıyorum
ki Müslüman halklardan milyonlarca gönüllü yollara revan olacaklar.
Evet, şehit olacaklarını bile
bile milyonlarca gönüllü sel olup Gazze’ye akacaklar.
Ancak şartlar el vermediği için
böyle bir imkânımız yoktur.
Ne Müslüman halkları
rahatlatacak bir lider var ne de sınırları açıp Müslümanlara yol verecek bir
irade.
Bu durumda bize düşen; Kudüs davası
ve Gazze direnişini gündemimizden düşürmemek, sürekli meydanlarda olmak, mali
olarak yardım toplayıp destek vermektir. Bunun yanında Mücahitlerin zaferi ve
Gazze halkın metaneti için en makbul zamanlarda dua etmek, işgalci Siyonistler
ile onlara yardım eden firmaların mallarını BOYKOT etmektir.
Boykot, ekonomik yaptırım
uygulamak için kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemin caydırıcılık etkisi çok
büyüktür. Hele hele Yahudiler gibi ekonomiye adeta tapan bir topluluk için
caydırıcılık etkisi bir kat daha fazladır.
Hem Siyonistler hem de onlara
yardım eden firmaları boykot etme meselesi hiç bu kadar gündemde yer almamıştı.
Halkta bu bilinç oluşmaya başlamışken bu konuyu sürekli gündemde tutup halkları
iyice bilinçlendirmeli ve boykotun sürekliliği için çalışmalıyız.
Mademki Gazze’deki
kardeşlerimizin yanında savaşacak ya da onların üzerindeki baskı ve kuşatmayı
kaldıracak gücümüz yok, o halde işgalcilerin mallarına boykot uygulama ve bu
boykotu sürekli hale getirme konusunda var gücümüzle çalışmalıyız.
Hz. İbrahim (a.s)’in atıldığı
ateşi söndürmek için su taşıyan karıncadan bile ibret alırsak bizim için
kâfidir. Velev ki bir kuruş bile olsa işgalci Siyonist ve onların destekçisi
olan firmaların mallarına para vermemeliyiz.
Vermeyelim ki küçücük bir taşla
Calut’u deviren Rabbimiz bizim küçücük hamlelerimizle de çağımızın calutlarını
devirsin.
Sakın “bir kahve,
bir cola ya da bir parça eşya ile ne olur” demeyelim. Biz
üzerimize düşeni yaparsak gerisini Allah (c.c)’a havale edelim. Sen, ben, siz,
biz… üzerimize düşeni yaptığımız takdirde Siyonist işgalciler ve onların
yanında saf tutanların nasıl da geri adım atacaklarını göreceğiz.
Unutmamak gerekir ki boykot
yoluyla işgalci çete ile savaşmak basit bir iş değildir. Hatta işgalcilerin en
çok korktukları hamlelerden biridir.
Bugün boykotu basite alıp
çeşitli bahanelerle gereğini yapmayanlar yarın cihad kapısı açılınca da
bahaneler üretip gerisin geri gidecektir.
Rabbim bizi ahdine sadık olanlardan eylesin.