Sözde sivil işgalcilerin vurulduğunu söyleyenler, vurulan hatta paramparça edilen Gazzeli çocuklar için neredeydiniz? Zulmün renk körlüğünü mü yaşıyordunuz?
Yardım tırlarının önünü kesen sözde siviller, bir gün market reyonlarını boşaltmak için koşacağınız aklınıza gelmemiş miydi? Böyle koştururlar işte.
Vurulan Rishon Lezion Belediye başkanı, İran’ın attığı füzelerle yıkılan enkaza bakarken “Hayatımda çok şey gördüm ama hiç bu kadar yıkım ve tahribata tanık olmadım. Sahneler çok acı verici.” derken hemen burnu dibindeki Gazze’yi de mi görmedi/tanık olmadı; tüm dünya görmüşken ve şahitken? “Sahnelerin acı”lığını ise Gazze’ye yaşatılanlar karşısında henüz yaşamamış anlaşılan.
Tünellerde direnişi göstererek iki yıla yakındır onur mücadelesi veren HAMAS’la alay eden ve İran’ın füzeleri karşısında sığınaklara koşan işgalci israilliler, siz de mi bir gün yer altına ineceğinizi düşünmediniz? Hatta bir gün toprağın bağrındaki yerlerinize dahi gidebilirsiniz!
Çocuklar ve kadınların başlarından vurulmasını ve uçaklarla bombalanmasını zıplayarak kutlayanlar, başta Tahran meydanı ve Gazze’de olmak üzere bilin ki dünyanın birçok yerinde acıyı yüreğinde hisseden herkes bombalanmanızı sevinçle karşılıyor. Dünya yanınızda değil bilesiniz!
Bombalar altında titreyen küçük kız çocuğunun kendini tutamaması aklıma geldikçe, Arapça konuşan sözcünüzün konuşurken elinin korkudan titremesi azıcık da olsa yüreğimi serinletiyor; korku nedir, nasıl yaşanır öğreniyorsunuz.
Bugün Refah sınır kapısına dayanan onur kervanındaki insanlığın, yarın kapılarınızı kırıp duvarlarınızı aşarak sonunuza sizi yakın etmeleri korkutuyor vallahi. Korkmakta da haklısınız hani!
Havaya yükselen toz bulutunun Gazze’de bir soykırımın habercisi olduğunu üzülerek izlerken, aynı toz bulutunun Tel Aviv’de de olabileceğini unutmuş gibiydiniz de ondan mı şaşkın şaşkın bakakaldınız?
F-35 diye yere göğe sığmayan soykırım uçağınızın bir füzelik ömrü olan bir teneke parçası olduğunu da böylece öğrenmiş olduk, havada zikzaklar çizmesinden.
Zulmünüze, soykırımınıza ve katliamlarınıza bedel bir darbenin size de gelebileceğine olan inancımız tamdır: “Eğer bir yara aldıysanız, o kavme de benzeri bir yara değmiştir. İşte o günleri biz, onları insanlar arasında devrettirip dururuz.”(Al-i İmran, 140)
Ve bir ahmak süfli arzuları için sizi uçurumun kenarına getirmiş de haberiniz yok!
Bu rezillikten kurtuluşunuz için kalkın ve başta o olmak üzere, suç ortaklarını devirerek kendinize bir iyilik yapın. Yoksa sonunuz yakındır.