image

Hüda Par Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu:

Hür Dava Partisi Batman İl Teşkilatı 4’üncü kuruluş yıl dönümü münasebeti ile Kültür Turizm İl Müdürlüğü konferans salonunda program düzenledi. Yoğun katılımın gerçekleştiği program kuranı kerim tilaveti ile başladı.

Hür Dava Partisi İslam’ı Referans Alan İlk Partidir

Programın selamlama konuşmasını il başkanı Davut Şahin yaptı. Partilerinin 4 kuruluş yıl dönümünün hayırlara vesile olması temennisinde bulunan Şahin; “Hür Dava Partisi İslam’ı referans alan ilk partidir.  Halkın kurtuluş reçetesi Hüda Par ve programındadır. Hüda Par’ı kurtuluş gemisi olarak görüyorum.  İl ve ilçe teşkilatlarımızla seçim zamanında olduğu gibi mefkûrelerimizi ev ev dolaşarak anlatmaya devam edeceğiz.” Dedi.

“Hüda Par Halkın Takdirini Kazanmıştır”

Daha sonra konuşmak üzere platforma gelen eski il başkanı Emin Doğru yaptığı konuşmada parti olarak halkın takdirini kazandıklarını söyledi. Konuşmasında Doğru; “Dört yıl önce “Dürüst Siyaset Gerçek Adalet” sloganıyla meydanlara çıkan partimiz Hüda Par takdir kazanmıştır.  Gün geldi saldırıya maruz kaldık. Gün geldi katledildik. Hamd olsun ferasetli lider ve ferasetli idarecilerimizin sayesinde en ufak bir sapma göstermeden bütün bunların üstesinden geldik. Böyle bir davanın ferdi dahi olmak bizim için mutluluktur.” Dedi.

“Yapıcı Eleştirilerimiz Dikkate Alınmadı”

Parti tanıtımının yapıldığı sinevizyon gösterimi sonrası konuşma yapan Hür Dava Partisi Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu partilerinin memlekete ve siyasete yol gösterdiğini söyledi. Çözüm sürecinden Suriye meselesine kadar izledikleri siyaseti anlatan Yapıcıoğlu, dün söyledikleri hakikatlerin bugün yaşanan acı gerçeklerden sonra daha da belirginleştiğini, yaptıkları yapıcı eleştiri ve uyarıların dikkate alınmamasının faturasının bugün ağır bir şekilde ödendiğini ifade etti.  

“Memlekete ve siyasete yol gösterdik”

 “Yola çıktığımızda bizim ölçümüz İslam’dır dedik. Siyasete yeni bir üslup kazandırdık. Muhalefetin, her şeye itiraz edip küfretmek olmadığını gördüler. Bizim adımız Hüda Par yani doğruyu gösteren, yol gösterendir. Memlekete ve siyasete yol gösterdik.” diyen Yapıcıoğlu: “Çukur siyasetinde ikazlarımıza kulak vermeyenler, dikkate almayanlar kendi kazdıkları çukura düştüler. Suriye politikasında söylediklerimizi ciddiye almayanlar, halada almamakta ısrar edenler Suriye’ye yıkım ve felaket getirdiler. Fetö ile ilgili uyarılarımızı dikkate almayanlar 15 Temmuz darbe girişimi ile sarsıldılar. Biz şimdi bazı uyarılar daha yapacağız, ben burada şu 4. kuruluş yıl dönümü münasebeti ile birilerine daha sesleneceğim. Bizim şimdiden gördüğümüz, birilerinin 5-10 yıl sonra fark edeceği bazı şeyleri burada tekrar söyleyeceğim. En başta hükümete sesleniyoruz çözüm sürecinde çıkmaz yol olduğunu söylediğimizde dudak büken, kulak tıkayan hükümet, o yol tıkandı diye çözmeye çalıştığın sorunu yok farz ederek varabileceğin bir yer yoktur. Şu andaki ortamdan dolayı çoğu kişi bunu söylemeye cesaret edemiyor, lakin sorun orta yerde duruyor. Adalet temelinde bu soruna çözüm bulmak zorundasınız. Bugünkü ortam ve şartlarda kimse sizi sıkıştırmıyor olabilir, lakin uzun vadeli planlarınızın içerisinde bu yoksa bilin ki bu sorun sizin, memleketin ve insanların başına sorun açmaya devam edecektir.” Dedi

“Çözüm sürecinde duvara toslayacaksınız dedik”

Çözüm süreci boyunca çokça uyarılarda bulunduklarını, bugün gelinen noktada haklılıklarının ortaya çıktığını ifade eden Yapıcıoğlu, “Çözüm sürecinde, süreci yürüten hükümete defalarca ‘Tutturduğunuz bu yol yol değil, bir yere çıkmaz, çıkmaz sokaktır, bakın duvara toslayacaksınız, bu süreç tıkanacaktır.’ dedik. Şimdi çözüm sürecinden bahsetmek bile artık kabahat görülüyor. Mesela o çözüm sürecinde birileri, önleri alabildiğine açılmıştır diye, pervasızca hareket ettiler. Memleketin altını bombalarla doldurdular. Mahallelerini silah depolarına dönüştürdüler. Bunu gördük, yapmayın dedik. ‘Şu çukur siyasetiyle varacağınız bir yer yoktur’ dedik. Bakın bunu bugün söylemiyoruz. Herkes zannediyor ki o çukur, barikat siyaseti 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra oldu. Zihinlerde böyle bir algı var. Fakat biliyorsunuz 6-8 Ekim olaylarında da bazı yerlerde sokak başlarında ördükleri duvarlarla mahallelere girişi kapatmışlardı. Bundan 3 ay kadar sonra Cizre’nin iki mahallesinde özellikle başta Nur Mahallesi olmak üzere etrafta çukurlar, barikatlarla orada özerklik ilan etmişlerdi, orada kardeşlerimize saldırmışlardı. Hatırlarsanız gece yarısı başlayan, öğleye kadar devam eden Tank Taburuna ve Emniyet Müdürlüğüne birkaç yüz metre mesafede on binlerce mermi atmışlardı oradaki kardeşlerimizin evlerine, bir camiye, Kur’an kursuna ve derneğe… Orada 66 yaşındaki Abdullah Deniz amcamız şehit edilmişti.” şeklinde konuştu.

 “Suriye’deki kardeşlerinizi ateşin içine atmayın dedik”

Konuşmasında Suriye meselesine de değinen Yapıcıoğlu, “Bakın biz Suriye meselesinde, hükümeti uyardık. Defalarca biz Suriye politikasının yanlış olduğunu, Beşar Esad’ın zalim olduğunu, Baas rejiminin zulüm ürettiğini, lakin bu zulümden kurtulmanın yolunun silahlı ayaklanma olmadığını söyledik. ‘Ey İslam ümmeti, Suriye’deki kardeşlerimiz, Suriye’deki halk mazlumdur, Beşar zalimdir. O mazlumları o zalimden kurtarmak gereklidir, hepimizin boynuna borçtur. Yalnız, Allah için o insanların eline silah verdiğinizde Beşar Esad onları katletmek için bir bahane bulacak ve bir kısım uluslararası kuruluşlar, devletler nezdinde de o katliamları da meşru hale getirecek. Yapmayın, etmeyin’ dedik. ‘Oradaki kardeşlerinizi ateşin içine atmayın’ dedik. Onlara tutuldukları yolun yanlış olduğunu söyledik. Bunları bugün söylemiyoruz.” dedi.

 “Çukurun içinden çıkmak istiyorsanız el ele tutuşun, başka çıkışınız yok”

Siyasi ve politik hatalar nedeniyle düşülen çukurdan çıkmanın bir yolu olduğunu söyleyen Yapıcıoğlu, şöyle konuştu:

“Oradan çıkmanın bir yolu vardır. Çukurun içerisindeyken, biz bu çukura niçin düştük diye kavga etmenin, o çukura düşmenin sebepleri üzerinde tartışmanın çok bir manası yok. Bakınız Allah-u Teâlâ Ali İmran Suresinin 103 ve 104’üncü ayetlerinde mealen şöyle hitap ediyor bize; ‘Hepiniz topluca Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Sakın ayrılığa düşmeyin. Allah’ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Sizler birbirlerinize düşmanlar iken o sizin kalplerinizin arasını uzlaştırdı. Böylece onun nimeti sayesinde kardeşler oldunuz. Sizler bir ateş çukurunun kenarında bulunuyordunuz, o sizi ondan kurtardı. Allah size ayetlerini böyle açıklıyor. Umulur ki hidayet bulursunuz. Hem sizden içinizden hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülüğü men eden bir topluluk, bir cemaat bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.’ Onlardır kurtuluşa erecek olanlar.’ Şimdi biz diyoruz ki, ey o çukurun içine düşmüş olan kardeşlerimiz; oradan çıkmak istiyorsanız el ele tutuşun. Başka çıkışınız yok.”

“Biz kardeşliğimizi kaybettiğimiz için ateş çukurlarına düştük, yanıyoruz”

“Şimdi kavganın sırası değil.” diyerek konuşmasını sürdüren Yapıcıoğlu, “Bakın küffar her çeşidiyle toplanmış etrafınıza, çeşit çeşit bombalarla, füzelerle, uçaklarla vuruyor. Yetmiyor, siz de birbirinize bomba yağdırıyorsunuz, kurşun yağdırıyorsunuz. Bugün Suriye ateş çukurudur. Biz kardeşliğimizi kaybettiğimiz için ateş çukurlarına düştük, yanıyoruz. Biz kardeşlik çağrısı yaptığımızda birileri bize küfrediyor. Biz onlara da küfretmeyeceğiz. Ama öyle inanıyoruz ki, bir gün bu söylediklerimiz anlaşılacak. Çok daha iyi, net anlaşılacak. Ve bugün ben gerçekten öyle inanıyorum ki, bizim söylediklerimizi alaya alanlar, bunlardan dolayı bize tavır alanlar, bize hakaret edenler bugün söylediklerini unutacaklar, bizim bugün söylediklerimizi onlar gelecekte söyleyecekler. Ve kendi cümleleri olarak söyleyecekler. Varsın onların olsun, yeter ki hakkı, doğruyu söylesinler.” ifadelerini kullandı.

 

 “Ayrılığa tefrikaya düşmeyeceğiz, birlik olacağız”

 

Müslümanların ittihadını savunmaya devam edeceklerini dile getiren Yapıcıoğlu, “Özellikle son dönemlerde biz ittihattan her bahsettiğimizde bunun mümkün olmadığını, bunun bir hayal olduğunu söyleyenlere de şunu söylüyorum; Allah’a, yani onun vahyine sımsıkı sarılacağız ve ayrılığa düşmeyeceğiz. Tefrikaya düşmeyeceğiz, birlik olacağız. Bu mutlaka bir gün gerçekleşecektir. Birliğin hayal olduğunu düşünenler, Allah’ın emrine rağmen ümitsizliğe düşmüş olanlar bilsinler ki, inkâr edenlerden başkası Allah’ın rahmetinden ümidini kesmez. İnşallah biz bir daha onun rahmeti sayesinde, onun lütfuyla kardeşler olacağız. Bu kardeşlik kervanına ‘ben katılmayacağım, ben burada yokum’ diyenler bizim zaten onlara söyleyecek bir şeyimiz yoktur. Onlar kendilerini bu kervanın bir parçası olarak görmüyor olabilirler. Biz inşallah hiçbir zaman ahretimizi dünyamıza feda etmeyeceğiz. Hele hele başkasının dünyası için hiç ama hiç heba etmeyeceğiz. Zira o en büyük ahmaklıktır.” dedi. (M. Emin Uraz)

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *