image

15 Temmuz darbe girişimi sonrası başlatılan soruşturmalar kapsamında FETÖ ile ilişkili binlerce yargı mensubu açığa alınmış, yüzlercesi de tutuklandı.

Söz konusu yargı mensuplarının kumpaslar sonucu yaşanan mağduriyetler giderilmeyi beklerken, 28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağdurları Aileleri, "Zindan Bahadırlarına Adalet" konulu kadınlara yönelik bir panel düzenledi.

Batman İl Kültür Turizm Müdürlüğü Konferans Salonunda gerçekleştirilen panele, cezaevlerinde bulunan mağdur yakınları katıldı. Program Ramazan Biçer Hocanın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Modaratörlüğünü Muhammed Şerif Durmaz'ın yaptığı panelin birinci bölümünde HÜDA PAR GİK Üyesi Avukat Cemal Çoban, Özgür-Der Batman Şube Başkanı Ramazan Çelikal ve Yusufi-Der Genel Başkanı Avukat Mirhan Özbekli birer konuşma yaptı.

Panelin açılış konuşmasını yapan 28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağdurları Ailelerinin sözcüsü Hüseyin Olam, 28 Şubat ve FETÖ'nün mağdur ettiği Yusufîlerin alileri olarak bir inisiyatif kurduklarını belirti. 

FETÖ YARGI KUMPASINI AKTİF BİR ŞEKİLDE KULLANMIŞTIR

Amaçlarını kısaca anlatan Olam, "Müebbet cezalara çarptırılan yusufilerin yıllardır çile çeken ailelerin mağduriyetleri gidermek için bir şeyler yapmak istiyoruz.  Daha öncede yusufilerin mağdur edildikleri ve onlara kumpasları kuranların olduğunu dile getirmiştik. 1980 askeri darbesinden bu yana işbaşına gelen hemen hemen tüm hükümetler FETÖ şebekesine sempati ile bakılmış ve onlara olmakta bir sakınca görmemişler. Bundan dolayı devlet içinde ordu, emniyet ve yargı alanında ciddi bir yapılanmaya giden bu yapı yargıyı bir zülüm ve haksızlık aracı olarak kullanmaktan çekinmemiştir. Bu yapı 1990 yıllarda çeşitli illerde ve bölgelerde yargı kumpasını aktif bir şekilde kullanmıştır." dedi.

FETÖ'nün İslami bir yapı görüntüsünü kullandığını ifade eden Olam, "Fesat şebekesi FETÖ'nün İslami bir cemaat görüntüsüyle kamuoyunda meşruiyet kazanma stratejisi göz önüne alındığında kuruluş ve gelişme aşamasında birinci hedefine Türkiye'de faaliyet gösteren İslami kişilikler ve cemaatler olduğu görülecektir. Bu yapının devlet gücünü kullanarak mağdur ettiği, hapishanelere doldurduğu, itibarini yok ettiği, ülke dışına çıkarmak zorunda bıraktığı ve geleceklerini çaldığı pek çok kişi veya kuruluşun haklarının iadesi ve mağduriyetlerin giderilmesi gerekir." şeklinde konuştu.

Olam'ın konuşmasının ardından panelin birinci oturumu başladı. İlk konuşmacı olan Avukat Cemal Çoban, FETÖ'nün çeşitli kumpaslar ve hilelerle dindar insanlara yönelik zulümler yaptığını kaydetti.

YUSUFİLERE YÜKLENEN CİNAYETLER, DERİN YAPININ İŞLEDİĞİ KİRLİ CİNAYETLERDİR

Çoban, "Türkiye'nin genelinde dindar insanlar ve şahsiyetlere yönelik zulümler yapılırken aslında Kürdistan'da daha farklı şeyler vardı. 'Avrupa sevdalısı Türklerin' batılılaşma sevdasıyla Osmanlıya yaptıklarının bir benzeri de PKK tarafından bu bölgedeki dindar insanlara yönelik baskılar yapılmaya başlandı. Bu baskılar adam kaçırma ve öldürmeye kadar gitti. O zamanki devlet, örgüt tarafından saldırıya maruz kalan insanları koruması gerekirken derin devlet kendisine düşman olarak belirlediği insanları öldürdü ve işlediği bu kirli cinayetleri de üstünü kapatmak için gözaltına aldığı dindar insanların başına yıktı. Bugün birçok kardeşimizin yargılandığı dava dosyasına baktığımız zaman her birisine birer tane cinayet yüklemişler. Bu cinayetler derin yapının işlediği kirli cinayetlerdir." ifadelerini kullandı.

Çoban, "90'lı yıllarda öyle bir çete kurmuşlardı ki biz buna beşli çete diyorduk. Polis, savcı, tutuklama hâkimi, mahkeme ve en yukarda da Yargıtay... Kim ne yapsaydı bunlardan kurtulamazdı. Polis yakalıyor, savcı sorguluyor ve tutuklama mahkemesine sevk ediyor, hâkim de gelen talimat üzerine tutukluyor. Ondan sonra düzmece iddianameler ve nihayetinde ısmarlama kararla dosya temyiz ediliyor Yargıtay'a gidiyor. Yargıtay da çetenin beşinden biri o da uzaklardan gelen talimat doğrultusunda kararı olduğu gibi tasdik ediyor." şeklinde konuştu.

"Tekbir getiren bir halka helikopter ve tanktan eğer kurşun sıkılıyorsa bu İslami bir yapı olamaz" diyen Özgür-Der Batman Şube Başkanı Ramazan Çelikal, "Bu zihniyet Müslümanlar karşı bir zihniyettir." dedi.

'BAŞÖRTÜSÜ TEFERRUATTIR' SÖZÜYLE BAŞÖRTÜSÜ DİRENİŞİNİ KIRDILAR

Çelikal, konuşmasını devamında şu ifadeleri kullandı: "Bunların önemli özelliklerinden bir tanesi amacı kutsayarak, bu amaca götüren her türlü aracı meşru olarak görmeriydi. Amaca götüren araçların en önemlisi kumpas olaylarıdır. Sadece onlar bu dinin temsilcisi görünerek piyasada İslami çalışma yapan hangi kesim varsa onlarla ilgili olarak bir kumpasla ayaklarını kaydırıyorlardı. Bir daha ayağa kalkmamaları için ellerinden gelenini yapıyorlardı. Sadece kumpasla kalmıyorlardı. Belli makamlara gelebilmek için çok rahat bir şekilde içki içmeyi meşru görebiliyorlardı. Başörtüsü eylemlerini bunlar kırdılar. 28 Şubat'ta başörtüsü direnişi yapılırken bunların büyüğü 'başörtüsü teferruattır' sözüyle birçok genç bacımız başörtülerini açarak okula gitmeleriyle başörtüsü direnişini kırdılar."

Son olarak Yusufi-Der Genel Başkanı Avukat Mirhan Özbekli ise 90'lı yıllarda dindarlara yönelik ciddi operasyonların yapıldığı söyledi.

Özbekli, "Bilindiği üzere 92'den beri özellikle Kürdistan coğrafyasında dindarlara yönelik çok ciddi operasyonlar yapıldı. 92'den beri tutuklu ve hükümlü birçok arkadaşımız cezaevinde... Bu gerekçeyle böyle bir kampanyayı başlatma ihtiyacını hissettik. Çünkü 15 Temmuzdan sonra arkadaşlarımız böyle bir kampanyaya zeminin oluştuğu görüşüne vardılar. 24-25 yıldır kimilerin bu konudaki sıkıntıları artık sonlandırılması gerektiği görüşü de daha belirgin bir şekilde ortaya çıktı. Şu an da cezaevindeki arkadaşlarımızın en azı muhtemelen 13-14 yıl yatan şahıslardır. bu acıdan bu kampanya gerekliydi. Ben inanıyorum ki bu kampanya ile bir sonuca ulaşabiliriz. Biz bu konuda umutlu olmak zorundayız. Kısmen de olsa önümüzdeki günlerde sonuçlarını alabileceğimize inanıyoruz." diye konuştu.  Mehmet Emin Uraz

 

 

 

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *