image

 

İkisi de eylülün son günlerinde bir yıl arayla şehit edilen iki kardeş 25 yıla yakın geçmesine rağmen hala hayırla yâd ediliyorlar.

ŞEHİT NASIR PEKİNCE

Eylül'ün son demlerinde geldi beklemekte olduğu, gönüllerde büyüyen sıla özleminin kavuşma vakti. Terk edip herşeyi, geçiverdi dünya denen iki kapılı handan... Tehdit mektubu almıştı o gün. İşe gitmesi, balıklarını satması gerekiyordu. Babası gitmemesini söylemişti. Şehid Nasır ise her zamanki gibi balıklarını alıp evden çıkmıştı. O gün balık satmak için gittiği bir köyden şehadet haberi gelmişti. 29 Eylül 1992'yi gösteriyordu takvimler.

ŞEHİD ŞÜKRÜ PEKİNCE

Şehid Şükrü 6 Haziran 1967 yılında Batman'ın Beşiri (Qubînê) ilçesine bağlı Asmadere (Kinaske) köyünde dünyaya geldi. İmam Hatip Ortaokulunu okuduktan sonra Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde medrese eğitimi aldı.19 yaşındayken evlendi. Üç çocuğu dünyaya geldi. Evlenmeden önce batıda Şehid Nasırla beraber inşaatlarda çalışıyordu. Evlendikten sonra artık Batman'da inşaat işlerinde çalışmaya devam etti. Daha sonra seyyar satıcılık yapmaya başladı. Bir dönem ilahi kasetleri satmaya başladı. Şehid olmadan önce Fatih Lisesi önünde tantuni büfesi açtı.

ŞEHADETİ

Şehid Şükrü de bir hüzün vakti terk eyledi bu dünyayı… Ağabeyi Şehid Nasır'dan bir sene sonrasıydı. Nasibine düşen makam çağırıyordu şehidi. Büfesinde oturuyordu. Silah sesleri yankılandı sokakta. Kan dökülmüş, sırtından vurulmuştu şehid. Yaralıydı, kan revandı her yanı. Kimse hastaneye götürememişti şehidi. Yaşıyordu, ölmesi bekleniyordu. Kimse yardıma gelmiyordu. 30 Eylül 1993'ü gösterirken takvimler, düştüğü yerde ruhunu Rahman'a teslim edecekti. Cansız bedeni hastaneye götürülecek, hastane önü sevenleri tarafından dolup taşacaktı. İlhan Yıldız

 

 

 

 

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *