image

 

 

Ulusalcı, milliyetçi, ırkçı akımların dünyanın her yerinde varmak istedikleri hedefe ulaşmak için önce kültürel anlamda değişim için adımlar atıkları biliniyor. İşe evvela çocuklara konulan isimlerle başlayan bu tek tipçi, kafatasçı akımlar; kendi fikri egemenliklerini oluşturmak ve hâkim kılmak için ürettikleri isimleri toplumda yaygınlaştırmaya çalıştı, çalışıyor.

Söz konusu zihniyet, bu konuda özellikle toplumda bütünlüğü, dayanışmayı, birlikte yaşamı kapsayan, tevhidi, Kur’anî, İslami isimleri önce yozlaştırmaya, karikatürize etmeye ve ardından da kendi tornalarından çıkmış yeni isimleri topluma aşılamaya, empoze etmeye başladı.

Son yıllarda özellikle Kürt toplumunda bilinçli bir şekilde İslami isimlerinin değiştirildiğine dikkat çeken Batmanlı âlim Molla Beşir Şimşek, bu şekilde Müslüman Kürt halkının öz kimliğinin de değiştirilmek istendiğine dikkat çekti.

Şimşek, “Düne kadar her Kürt çocuğu ismini peygamberlerden,  sahabelerden veya bir İslam âliminden alırken, son yıllarda ise Marksist,  Leninist zihniyete ait isimlerden alıyor. Bugün birçok Müslüman ailenin çocuğuna Zerdüştlüğü çağrıştıran ‘Zerdeşt’ ismini verdiğini görüyoruz. Diğer taraftan kin ve nefreti çağrıştıran Şervan,  Çîya, Agir ve Birûsk gibi İslam düşmanlarının taşıdığı ve hiçbir manası olmayan abuk-subuk isimler veriliyor. Bu da bilinçli bir şekilde neslimizin değiştirilmek istendiğini gösteriyor. Aslında değiştirilmek istenen sadece isim değil bütün bir hayattır.” diyerek Müslüman halkın bu konu dikkat etmesi gerektiğini söyledi.

Anne-babanın çocuğuna isim koyarken anlamsız ve hoş olmayan isimlerden kaçınması gerektiğini belirten Şimşek,  çocuklara İslam dünyasında kullanılan ve anlamı güzel olan isimlerin konulmasını tavsiye etti.

Şimşek,  Peygamberin birçok sahabenin ismini değiştirdiğinin altını çizerek,  “Huzuruna gelen bir sahabeye isim sormuş, ‘Zahim’ cevabını alınca bu ismi beğenmemiş ve ‘Beşir’ ismini vermiştir. Böylece sıkıntı manasına gelen bir ismi neşeli, müjdeci manasına gelen bir isimle değiştirmiştir. Yine ‘Asi’ (isyan eden) isimli bir sahabenin adını ‘Muti’ (itaat eden) ismiyle değiştirmiştir.” dedi.

“FITRATA UYGUN OLMAYAN İSİMLER BIRAKILMAMALI”

Çocuğa konulan isimlerin çocuğun ruhuyla uyum içinde olması gerektiğini ve bu hususun mutlak surette dikkate alınması gerektiğine vurgu yapan Şimşek,   Cenab-ı Hakk’ın kudret, azamet ifade eden isimlerini İnsan ruhunun kaldıramayacağını ve böylesi isimleri kullanmanın dini açıdan uygun olmamasının yanı sıra psikolojik açıdan da doğru olmadığını söyledi.

Şimşek, “Örneğin; Samed ismi Hz. Allah’ın isimlerinden bir isimdir ve anlamı ‘hiçbir şeye muhtaç olmayan ama her şeyin ona muhtaç olduğu zat’ demektir. İşte bir insana bu tür isimle sürekli hitap etmek çocuğun kendini beğenmiş ve kibirli olmasına sebep olmakla beraber kişiyi fıtratında olmayan bir şeye zorlamaya sebep olabilir.” ifadelerini kullandı.

“Eğer illaki Cenab-ı Hakk’ın isimlerinden biri konulmak isteniyorsa başına kul manasına gelen ‘abd’ kelimesi gelmelidir.” diyen Şimşek,  Abdurrahman ve Abdüssamet gibi isimlerin uygun olduğunu belirtti.

“İSMİN İNSAN ÜZERİNDE PSİKOLOJİK ETKİSİ VARDIR”

İsmin, insan üzerinde psikolojik etkisinin olduğunun da altını çizen Şimşek,  “Birincisi o kelimenin kullanıldığı toplumda kendisine yüklenen manadır. İkincisi ismin çağrıştırdığı anlamdır. Mesela Ateş denilince kişide yanmayı çağrıştırması gibi, bununla beraber kaya gibi sert olsun diye düşünülerek konulan Kaya ismi kişinin ruhunda negatif etkilere sebep olabilmektedir.  Vural, Savaş, Volkan, Alev gibi isimler kişilerde saldırganlık, agresiflik, heyecanlılık gibi tepkiler geliştirebilir.” dedi.

Şimşek, Son olarak çocuklara konacak isimlerin güzel ve insan ruhuyla uygunluk sağlayacak karakterde olması gerektiğini belirtti. Haber Merkezi

 

 

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *