image

 

 

 

Bayramın Müslümanlar için bir mükâfat olduğunu söyleyen Şimşek, “Müslümanlar nefis ile bir savaşa girmişler ve bunu başarı ile bitirmişlerdir. Böyle olunca büyük bir zaferin kutlandığı gündür bayram. Müslümanlar bağışlanmayı hak etmişlerdir. Peygamber efendimiz bayram günü meleklerin “Ey Müslümanlar topluluğu! Keremi bol olan Rabbinizin rahmetine koşunuz. O, bol iyilik ve ihsanda bulunur. Sonra onlara bol bol mükâfatlar verilir. Siz gece ibadet etmekle emrolundunuz ve emri yerine getirdiniz. Gündüz oruç tutmakla emrolundunuz, orucu tuttunuz ve Rabbinize itaat ediniz, mükâfatınızı alınız.” Bayram namazını kıldıktan sonra bir münadi şöyle seslenir: “Dikkat ediniz, müjde size! Rabbiniz sizi bağışladı, evlerinize doğru yola ermiş olarak dönünüz. Bayram günü mükâfat günüdür. Bugün semâ âleminde mükâfat günü olarak ilan edilir” diye müjde verildiğine dikkat çekti.

Bayramın, Ramazan ayı boyunca nefisle mücadele neticesinde ücretin hak edildiği gün olduğunu belirten Şimşek, “Ramazan boyunca her gün iftar açılırken bir sevinç yaşanıyordu. Bu o günün başarısının sevinciydi. O bir günlük ibadetin sevinciydi. Şimdi Ramazan`ın sonunda bütün bir ayın sevinci yaşanıyor. Müslümanlar bunu bayram olarak kutluyor. Bayram günü mükâfat günüdür. Bir işçi düşünün ki çalışıp yorulduktan sonra ücretini alınca, yorgunluğundan eser kalmıyor ve mutlu oluyor” dedi.

BAYRAM DA BİR İBADETTİR

“Bayramın kendisi de bir ibadettir, bu şuurla bayramı idrak etmek gerekiyor” diyen Şimşek, “Bayram aynı zamanda bir bağışlanmanın sevincidir. Çünkü Peygamber Efendimiz ‘her kim ki ramazan orucunu tutarsa Allah`ın mağfiretine nail olur, Allah onu af eder` diye buyuruyor. Bir mü`min için af olmak büyük bir mükâfattır. Buna sevinmezse insan neye sevinir acaba? Bayram ibadet neticesinde elde edilen bir sevinçtir. Bu sevincin de buna uygun bir şekilde idrak edilmesi gerekiyor. İbadet ile elde edilen bir mükâfatı, siz kalkıp ibadetsiz bir hale çevirirseniz bu doğru olmaz. Rabbimize ibadet ederek bütün bunları kazandık. O zaman bayramı da bu çerçevede değerlendirerek daha büyük bir mükâfat elde etmek gerekir” diye konuştu.

İBADET ŞUURU  İLE BAYRAM KUTLANMALI
Ramazan`ın bitip bayramın gelmesi ile insanın boşluğa düşmemesi ve Ramazan`da olduğu gibi kendisini günahlardan koruması gerektiğini belirten Şimşek, “Öncelikle bayramı ibadet şuuru ile yapmamız gerekiyor dedik. Bayramda eğlenilebilir. Bu harama kaçmadan helal dairesinde yapılır. Nitekim Peygamber Efendimizin Hz. Aişe validemizle birlikte camide yapılan eğlenceye beraber iştirak ettikleri ve Hz. Aişe validemizin seyrettiği rivayet ediliyor. Maalesef bu noktada bir zafiyet var. Sanki bayram geldiğinde artık ne yaparsam serbesttir diye düşünülüyor. Bir ay boyunca her şeyden korundular, bayram gelince her şey serbest eğlencenin ve haramın her türlüsü serbest gibi hareket ediliyor. Bayramda sevinç ve eğlence olmalı ama bu ibadetin ruhuna aykırı olmamalıdır. Bayram namaz ile başlıyor. Bayram günü bir sevinç, barış ve kardeşlik günündür. Sevinç günlerinde sevince zarara verecek şeylerden kaçınmak gerekir. Dargınlıklar, düşmanlıklar, kin ve nefretin bir tarafa atılması lazım. Bayram sevincinin bunları ortadan kaldırması gerekiyor. Müslümanlar bayram vesilesi ile her şeyi bir kenara bırakarak barışmaları ve kardeş oldukların hatırlamaları gerekir. İslam coğrafyasında kin, nefret ve adavetin her şeyin üstüne çıktığı bu zamanda buna çok ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.

RAMAZANDAKİ KAZANIMLARIMIZI İYİ KORUMALIYIZ
“İbadetin yalnızca Ramazan ayı ile sınırlı olmadığını, her ayda Ramazan gibi Allah`a itina ile kulluk yapma görevimiz olduğunu unutmamamız gerekiyor” diyen Şimşek, “Yüce Allah`ın emirleri yalnızca Ramazan ayını değil diğer bütün ayları kapsıyor. Allah`u Teala ‘Size ölüm gelinceye kadar bana kulluk edin` diye buyuruyor. Belli bir zaman diliminde kulluk et, sonra istediğin gibi serbestsin diye Allah`ın bir emri yoktur. Bu eğitimi aldıktan sonra bunu idame ettirmemiz lazım. Kazandığımız bu serveti daha büyük kârlara çevirmemiz lazım. Bu serveti kısa sürede çarçur edersek, bizi ömür boyunca geçindirmeyecektir. Bunun için ramazan bitti, artık ne yaparsam serbestim, ne yaparsam bir şey olmaz gibi bir yanlışın içine girilmemesi lazım. Ramazanda kazandığımız o nefis terbiyesini, takvayı daha ileri götürüp diğer on bir ayı günaha bulaştırmamamız lazım. Müslümanlara yakışan budur. Aldıkları eğitimin amacı da bunu gerektiriyor” şeklinde konuştu.

RAMAZAN BİR MEKTEPTİR
Ramazanın bir mektep olduğunu ve bu ayda nefsi ibadetlere alıştırma, kötülüklerden men etme eğitimi verildiğini söyleyen Şimşek, bunun Ramazandan sonra da devam etmesi gerektiğini ifade ederek şöyle konuştu: “Bu manada insan kendisini temizlemiş oluyor ve Allah`ın bağışlanmasını hak ediyor. Bütün bu emeklerden sonra tekrar ipleri nefsin eline verip haramlara bulaştırırsanız o zaman bu kadar emeğin, zahmetin ne kıymeti kalır? Müslümanların buna dikkat etmesi gerekiyor”

ŞEHİT VE MAHKÛM YAKINLARI UNUTULMAMALIDIR
Bayramda şehit, mahkûm ve muhacir yakınlarının en öncelikli insanlar olduğunu ve bunların ziyaret edilmesi gerektiğini dile getiren Şimşek, “Onları bayram sevincimize ortak etmemiz gerekiyor. Şehit, mahkûm ve muhacirlerin emanetleri olan eşleri ve çocukları sahipsiz bırakılmamalıdır. Kendi çocuklarımızdan önce onların çocuklarını sevindirmemiz, onları bayram sevincimize ortak etmemiz gerekiyor” diye konuştu.

BAYRAMDA İYİLİK   YAPMAYI UNUTMAYIN
Bayramda fakir fukaranın unutulmaması gerektiğini söyleyen Şimşek, “Ramazan`da unutulmadığı gibi bayramda da unutulmamalıdır. Bayramda, bayram yapamayanlar, hastalar var. Anne, baba, akrabalar unutulmamalı onlar ziyaret edilmelidir. Bunlar yapılırken de israfa kaçmamak gerekiyor. Fakir çocuklar gözetilmeli çünkü kendi çocuklarına üst baş almayan insanlar var. Bayram sabahında çocuklarına bir yemek pişiremeyen insanlar var. Bunları görmezden gelerek, giyim israfı, yeme israfı, eğlence israfı ibadetin ruhuna aykırıdır. Bayram günü dostlar ziyaret edilmeli, yaşlılar ziyaret edilmeli, çocukların sevindirilmesi lazım” dedi. Haber Merkezi

 

 

 

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *