image

 

 

Nefsi eğitmenin ve terbiye etmenin yolunun bu ayda açıldığını belirten Erhan, “  Sabır ve metaneti,  her türlü insani ve islami duyguları, azami derecede bize bu ay hissettirir.  Bütün insanlar eşitlik eğitimine bu ayda tabi tutulur. Yardımlaşma ve dayanışma bu ayda zirve noktasına ulaşır. Kulluk şuuru ve müslüman olmanın lezzeti daha derinden hissedilir. Yani insan, insani vasıflarla tam olarak bezenir, mükemmelleşir, olgunlaşır.Hiç şüphesiz ramazan ayı, Kur’an-ı Kerim’in inmeye başladığı, oruç ibadetinin yerine getirildiği, içinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’nin bulunduğu sabır ve rahmet ayı olduğu gibi aynı zamanda açların doyurulduğu, çıplakların giydirildiği, düşenlerin kaldırıldığı, yoksulların himaye edildiği, dul ve yetimlere kol kanat gerildiği, bireysel ve toplumsal bazda nice güzelliklerin yaşandığı, bir sosyal yardımlaşma ve dayanışma ayıdır.” Dedi.

 GÜNAHLARIN YAKILDIĞI AY

Bu ayda günahların salih amellerle yakıldığını belirten Erhan, “Ramazan, şiddetli ve yakıcı sıcak demek olduğuna göre, bu ayda günahlar, salih amellerle yakılır. Oruç tutan insanların sıcaktan içleri yanarken bir taraftan da günahları yakılır. Çünkü oruçtan maksat, şuurlu bir şekilde, nefsin arzularını belirli bir süre Allah’ın emri olduğu için engellemektir. Mükâfatının sadece Allaha ait olduğu ve Allahın o mükâfatı takdir ettiği kadar vereceğini bildiğimiz Orucu, ihlas ve samimiyetle Allah rızası için tutmak o mükâfatı elde etmek için yeterli olacaktır.” ifadelerini kullandı.

 PEYGAMBER AFFETMEYİ SEVİYORDU

Kişinin öncelikle kendine karşı dürüst ve saygılı olması, insana ve mahlukata karşı aynı doğrultuda davranış sergilemesi, anne, baba, eş, çocuk, komşu, arkadaş, engelli, mülteci ve yetim başta olmak üzere toplumun bütün katmanlarına karşı insani ve örnek yaklaşım göstermesi gerektiğini söyleyen Erhan, “ Yüce kitabımızın model insan olarak takdim ettiği Peygamberimiz (sav) affetmeyi seven, kimseyi incitmeyen, nezaket sahibi örnek bir şahsiyettir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de onun bu özelliğinden övgüyle bahsedilir. “Andolun ki Rasulullah, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir”. (Ahzab,33/21) Diğer taraftan Peygamberimiz (sav) mü’min şahsiyeti tanımlarken “Müslüman, kendisi ve başkaları ile iyi geçinen kimsedir. Başkaları ile iyi geçinmeyen kimsede hayır yoktur.” (Müsned II,400)  “Mü’min canları ve malları hususunda insanların kendisinden emin oldukları kişidir.” (Tirmizi, İman,12) buyurarak gönül kırmanın, insanı incitmenin ona maddi ve manevi zarar vermenin olgun bir mü’minin tavrı olmayacağını açıkça ortaya koymaktadır. Gerçek zenginliğin gönül zenginliği olduğu gerçeğini de unutmamak gerekir.” Dedi.

 

 

İNSANLIK GÖNÜL DİLİNİ KAYBETTİ

Gönülleri fethetmenin en müessir yolunun insanlara değer vermek, onlara sevgi ve saygı ile muamele etmek olduğunu söyleyen Erhan, “ İnsanlık ne zaman ki gönül dilini kaybetti, kıskançlık bencillik ve adavet gibi insanı değersizleştiren olgulara mahkûm oldu. Ne zaman ki paylaşma, hoşgörü ve diğergamlık gibi değerler semamızdan çekildi gönüller kuraklaştı, vicdani duygular köreldi. Nice gönüllerin kırıldığı, onurların zedelendiği, insani değerlerin örselendiği günümüzde insanı insan kılan gönlün keşfi ve fethi için birey ve toplum olarak topyekün gayret etmemiz gerekmektedir.Kargaşa, tefrika, kin, ayrılık ve düşmanlığı ancak gönülden gönüle yol bularak, karanlıkları dağıtarak, barış, güven ve iyi niyetlerle gönül fetihlerini çoğaltarak ortadan kaldırabiliriz.”açıklamasında bulundu.

HERKESİ İYİLİK YAPMAYA ÇAĞIRDI

 Herkesi iyilik yapmaya çağıran Müftü Erhan, “Kalpten kalbe, gönülden gönüle giden yol ve her gönlün insana “ gel” diyen yanı iyilik, sevgi, merhamet, şefkat gibi insani ve islami güzelliklerdir. Yeter ki insanların gönlüne giden bu yolu bulmak için gayretli ve gönüllü olalım. Zaten Müslüman, hayatını iyiliğe, hayra, güzelliğe adayarak anlamlandıran kişidir. Gönül bağlarının kopmaya başladığı, bireyselliğin ön plana çıktığı, insani ilişkilerin zayıfladığı ve paylaşımların oldukça azaldığı, mahalle ve caddelerin bir ev sıcaklığını yaşadığı günlerin geride kaldığı, insanların artık tanıdıklarını bile görmezden gelmeye başladığı, güven sorunun zirveye ulaştığı günümüz dünyasında sevgi, saygı ve kardeşlik temeline dayalı medeni bir toplumun oluşturulması için; “İnsanlık için atsın kalbimiz”,”Mahsunlar için atsın kalbimiz”, ”Yetimler için atsın kalbimiz”, “Garipler için atsın kalbimiz”, “Engelliler için atsın kalbimiz”, “Mülteciler için atsın kalbimiz”” ifadelerini kullandı. İlhan Yıldız

 

                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                 

 

 

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *