image

İslam'ın yaşlılara verdiği değer ile ilgili konuşan İTTİHADUL ULEMA Üyesi Molla Süleyman Kızılçınar, Kur'an-ı Kerim'de yaşlıların hor ve hakir görülmemesi, onlara hürmet gösterilerek 'öf' bile denilmemesi gerektiğinin vurgulandığını hatırlattı.

Kızılçınar, "Öncelikle şunu söylemek gerekir. Yaşlılık bir kısır değildir. Bugünün yaşlıları dünün gençleriydi. Bugünün gençleri de eğer ölüm onları erken yaşta bulmazsa yarının yaşlıları olacaklar. Bundan dolayı yaşlılığı bir kusurmuş gibi görmemeliyiz. Yaşlılık, Allah'u Teala'nın bizi nihayete erdirdiği bir süreçtir. Allah'u Teala Kur'an-ı Kerim'e o dönemden bahsederken insanın en zayıf olduğu süreç olarak söz eder. Onun için yaşlılarımıza hürmet etmemiz gerekiyor. Yaşadığımız coğrafya, mensubu olduğumuz din itibarıyla yaşlılara hürmet eden bir topluluktan geliyoruz. Dinimiz, yaşlılara nasıl değer vermemiz gerektiğini hem Kur'an-ı Kerim'de hem hadislerde onlarca örnekle bize göstermiştir. Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de, 'rabbiniz sadece kendisine kulluk etmenizi, anne-babanıza iyilikte bulunmanızı emretmektedir. Olur da yanında birisi veya her ikisi yaşlanacak olursa onlara öf bile deme' diye buyurur. Bir sonraki ayette de onları hor ve hakir görmememiz gerektiğini, hatta yanımızda yaşlandıklarında onlar için 'Allah'ın onlar nasıl ki küçükken bana merhamette bulunup yetiştirdilerse sen de onlara merhamette bulun' şeklinde dua etmemizi istemektedir. Onlara 'öf' demek bile günah ise nasıl olur da yaşlılarımızı huzur evleri dedikleri yaşlı bakım evlerine terk ederiz." diye konuştu.

Yaşlı bakım evlerinin tarih boyunca var olan mekânlar olduğunu belirten Kızılçınar, "Yaşlı bakım evleri daha çok kimsesiz kalan, kendisine bakmakla yükümlü olanların kendisinden önce vefat etmiş olanlar içindir. Ancak çocukları hayatta olan, kendisine bakmakla yükümlü olan insanlar hayatta olduğu süreçte yaşlılarımızı böyle yerlere terk etmek büyük zulümdür. Bu, Müslümanlara yakışmaya bir durumdur. Türkiye'de bugün yüzlerce bakım evi ve oralarda bulunan on binlerce yaşlı varsa bu bizim için utanç vesilesidir. Aslında yaşlıların olması gereken yer evlerimizdir. Yaşlıların torunları ile birlikte olmaları gerekir. Hayatlarının son demlerini yetiştirdikleri çocukları, torunlarının yanında geçirmeleri gerekir. Ancak biz onları kusurluymuş, hastalıklıymış gibi kenara itiyorsak bu büyük bir eksikliktir." şeklide konuştu.

Peygamber efendimiz ve sahabelerin yaşlılara çok fazla değer verdiğini hatırlatan Kızılçınar, İslam'ın hâkim olduğu Hazreti Ömer döneminde yaşlanmış gayrimüslimlere dahi emekli maaşı bağlandığını ifade etti.

Peygamber Efendimizin 'eğer bugün beli bükülmüş yaşlılarınız, takvalı gençleriniz, süt emen bebekleriniz ve yayılan hayvanlarınız olmasaydı belalar sel gibi üzerinize yağardı' manasındaki hadisine vurgu yapan Kızılçınar, yaşlıların bela ve musibetler karşısında bir güvence olduğu, gelen belaların da yaşlılara yeterince değer verilmemesinden kaynaklanıyor olabileceği hatırlatmasında bulundu. (İLKHA)

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *