image

Çemberlitaş'ta bulunan 2. Abdülhamit Han Türbesi önünde toplanan doktorlar, buradan Sultanahmet Meydanı'na kadar sessizce yürüyerek alanda basın açıklaması düzenledi.

"Sağlıkçılara büyük sorumluluk düşmektedir"

Doktorlar adın abasın açıklamasını okuyan Murat Can Çelik, "İşgalci israil tarafından, Filistin'e karşı yapılan saldırılar, 7 Ekim'de şiddetlenen çatışmalar ile yeni bir katliama dönüşmüştür. Bombardımanda tüm savaş kuralları ihlal edilerek hastaneler, okullar ve hatta Birleşmiş Milletlerin sığınakları dahi vurulmuş, 26 hastane, 55 sağlık merkezi yerle bir edilmiş, 5 binden fazlası çocuk olmak üzere 13 binin üzerinde sivil acımasızca katledilmiştir. Bunun üzerine yapılan kara harekâtları ile hastanedeki sivil ve çocuklar dahi öldürülmüş. Elektrik, internet ve suyun kesildiği Gazze’de bebekler kuvöze oksijen sağlanamadığı için vefat etmiştir. Hastaneler, hastalar, doktorlar ve sağlık çalışanları gibi en insani unsurlar bile saldırı altındayken, işte biz hekimlere, sağlıkçılara büyük sorumluluk düşmektedir." dedi.

"Vicdan sahibi bütün insanlara sesleniyoruz! İsrail zulmüne karşı durmak için daha neyi bekliyorsunuz?"

Hiçbir din, ırk yahut siyasi görüş hastanelerin, hekimlerin, çocukların bombalanmasını, sağlık hakkına ulaşımın engellenmesini onaylamayacağını, aksine buna karşı çıkacağını belirten Çelik, "Nitekim uluslararası hukuka göre de bu açık bir savaş suçudur! Biz buradan dini, dili, ırkı, vatandaşlığı, siyasi görüşü fark etmeksizin bütün hekimlere, sağlık çalışanlarına, vicdan sahibi bütün insanlara tekrar sesleniyoruz. İsrail zulmüne karşı durmak için daha neyi bekliyorsunuz? İşte biz buradayız ve saldırılar durana kadar her hafta aynı gün aynı saatte yürüyüşümüzü tekrarlayacağız. Kanıksamayacağız! Normalleştirmeyeceğiz! Sindirilmeyeceğiz! Sabırla ve azimle, hekimler olarak zulme karşı dur diye haykıranlar olacağız!" diye konuştu.

Basın açıklamasının ardından konuşan doktorlar, yaşanan katliamın modern dünyanın gözü önünde yaşananların vahşet olduğunu ifade ettiler.

Hekim olarak ilk öğrendikleri düsturun 'önce zarar verme' olduğunu söyleyen Dr. Oğuzhan Koyuncu, "Bu yapılan saldırı, soykırım, vahşet, insanlık suçudur. Bu yüzden bir hekim vicdanı bunu kabul edemiyor. Bu konuda tepki göstermek, duruşumuzun insanlıktan yana olduğunu göstermek için böyle bir organizasyon düzenledik. Bu katliamı çoğumuz gibi sosyal medyadan takip ediyoruz. Aslen Gazzeli olup ailesi orada olan arkadaşlarımızdan bilgi edinmeye çalışıyoruz. Gördüğümüz şeyler hepimizin yüreğini, zihnini o kadar acıtıyor ki, orada bu acıyı yaşayanların acısına bir nebze olsun ortak olmak istiyoruz. Bu yaşanan şey 2023 yılında, modern dünyanın gözü önünde alenen işlenen bir vahşettir." şeklinde konuştu.

"Öyle bir durumdayız ki, çocuklarımızı sevmeye, kucaklamaya, yaşamaya utanır hale geldik"

İşgalcilerin yıllardır sürdürdüğü ve şu anda soykırıma varan zulmüne dünyanın bu kadar sessiz kalmasına tepki göstermek için düzenlenen etkinliğe katıldığını vurgulayan Dr. Muhsin Kefçi ise şu ifadeleri kullandı:

"Hekimler olarak yaşananlara sessiz kalmayıp sessiz yürüyüşümüzle protesto etmek için buradayız. Artık orada yaşanan acılar hayal edemeyeceğimiz bir duruma geldi. Buraya çocuğum ile geldim. Öyle bir durumdayız ki, onları sevmeye, kucaklamaya, yaşamaya utanır hale geldik. Böyle bir duruma dünyanın yöneticileri nasıl sessiz kalabiliyorlar? Hangi siyasi, hangi dini şuurla bunu yapabiliyorlar? Bunu anlamış değiliz. Biz de zulüm dinene kadar, kanıksamadan, sindirilmeden, kabullenmeden zulme karşı ses olmaya her hafta devam edeceğiz." (İLKHA)

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *