HÜDA PAR Sözcüsü Yunus Emiroğlu, partisinin genel merkez
binasında Gazze'de devam eden Siyonist saldırganlık ile ABD ve işgalci rejimin
Filistin üzerindeki planlarına dikkat çeken değerlendirme ve çağrılarda
bulundu.
HAMAS'ın öncülüğünde direniş gruplarının 7 Ekim sabahı
başlattığı "Aksa Tufanı" operasyonunun bir asırdır devam eden işgale
ve Mescid-i Aksa’ya yapılan hürmetsizliğe karşı verilen bir hürriyet mücadelesi
olduğunu belirten Emiroğlu, Filistinlilerin mücadelesinin bütün yönleriyle
meşru ve haklı bir mücadele olduğunu ifade etti.
Aksa Tufanı operasyonu ile başlayan ve yaklaşık bir aydır
devam eden bu son süreçte Batı dünyası ve uluslararası birtakım güçlerin bütün
imkanlarıyla Siyonistlerin saldırılarına arka çıktığını söyleyen Emiroğlu,
çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan yaklaşık on bin Filistinlinin hunharca
katledildiği hatırlattı.
Emiroğlu, "Siyonist şebekenin sivil halkı açıkça hedef
alarak mabetleri, hastaneleri, okulları ve diğer sosyal alanları bombalaması
tartışmasız bir şekilde savaş suçudur.
Birtakım algı operasyonları ile süreci manipüle eden Batı dünyası ve
İslam coğrafyasındaki yerli piyonlar açıkça Siyonist ideolojiye hizmet
etmektedir." dedi.
"İslam dünyasından somut bir adım atılmaması utanç kaynağı"
Siyonist işgalcilerin, kuşatma altındaki Gazze’ye insani
yardımların ulaştırılmasına bile engel olduğuna işaret eden HÜDA PAR Sözcüsü
Yunus Emiroğlu, "Yapılan ateşkes çağrılarına da ABD ve diğer Batılı
ülkeler karşı çıkmaktadır. İslam dünyasından halkların tepkileri dışında elle
tutulur somut bir adım atılmaması ayrıca bir utanç kaynağıdır." diye
ekledi.
Emiroğlu, "ABD, Filistinli mücahitler karşısında büyük
hezimete uğrayan işgal rejimini bu girdaptan kurtarmak için bütün kozlarını
oynuyor. Bu kapsamda ABD Dışişleri Bakanı Blinken, 5 Kasım'da Türkiye'ye
gelecek. Blinken’in gelişinin sıradan bir ziyaret olmadığı aşikardır. ABD ve
işbirlikçilerinin sinsi ve şeytani planlarına karşı uyanık olunmalıdır."
değerlendirmesinde bulundu.
"İşgal ve ablukanın kalıcı bir statükoya dönüştürülmesine müsaade edilmemeli"
"Bu kapsamda şu hususlara mutlak surette dikkat
edilmelidir" diyen Emiroğlu, şunları ekledi:
"Filistin meselesi Müslümanlar için bir akide meselesi
olmakla birlikte bölge ülkeleri için bir güvenlik, dünya için de bir insanlık
meselesidir.
Filistin halkının vatanlarını savunma hakkı göz ardı
edilmemelidir HAMAS başta olmak üzere direniş gruplarının mücadelesi haklı ve
meşru bir mücadeledir.
ABD, ilk günden beri Birleşmiş Milletler’de Siyonizm’in
katliamlarının durdurulmasına yönelik alınmış bütün kararları veto ederek
işlenen suçların ortağı olduğunu açık bir şekilde dünyaya deklare etmiştir.
Dolayısıyla bu katliamda taraftır ve suç ortağıdır. Suç ortağı olan bir ülkenin
arabulucu olarak işlev görmesi mümkün değildir. Bunun kabul edilmemesi gerekir.
'Barış gücü' ya da 'garantörlük' adı altında atılacak
adımlar hiçbir şekilde Siyonist İsraillin güvenliğine hizmet etmemelidir. İşgal
ve ablukanın kalıcı bir statükoya dönüştürülmesine müsaade edilmemelidir.
Seçimde halkın kahir ekseriyetinin oyları ile seçilen HAMAS’ın içinde olmadığı
bir denklem oluşturmamalı, Gazze'nin tek meşru yönetiminin HAMAS olduğu
gerçeğine halel getirmemelidir.
Filistin direnişi adına elde bir tek Gazze kalmıştır.
HAMAS'ın ve dolayısıyla Gazze'nin denklem dışı kaldığı bir durumda başta
Mescid-i Aksa ve Kudüs olmak üzere Filistin davası hepten kaybedilmiş
olacaktır. Planlamasını ABD ve dolayısıyla İsrail'in yaptığı bir garantörlüğün,
İsrail'in güvenliğine ve çıkarlarına hizmet etmeme şansı yoktur.
Filistinli kardeşlerimizin hangi gerekçe ile olursa olsun
Filistin topraklarından çıkarılması Siyonist rejimin bölgedeki varlığını kalıcı
hale getirecektir. Bölgenin insansızlaştırılması şeklinde bir teklif son derece
sinsi ve tam anlamıyla şeytancadır.
Türkiye ve diğer İslam ülkeleri tarihi bir sınavla karşı
karşıyadır. Bölgede huzur ve sükûnetin tesis edilmesi ancak işgalin sona
erdirilmesi ile mümkündür. İşgalin
sonlandırılması dışındaki hiçbir alternatif bölgeye huzur ve barış
getirmeyecektir.
Siyonist saldırılar derhal sona erdirilmelidir. Türkiye’nin
içinde olduğu diğer İslam ülkelerinin himaye ve korumasında deniz yoluyla bir
insani koridor açılarak Filistinli kardeşlerimize her türlü insani yardım
ulaştırılmalıdır.
Tüm dünyanın gözleri önünde savaş suçu işleyerek soykırım
yapan Siyonist çete bu suçu nedeniyle tüm İslam ülkelerinde yargılanarak mahkûm
edilmelidir.
Son olarak İslam ülkelerinin yöneticilerini, sivil
inisiyatifleri ve bütün halkları Filistinli kardeşlerimizin haklı ve meşru
davalarına daha güçlü destek vermeye davet ediyoruz." (İLKHA)
0 yorum