Peygamber Sevdalıları Vakfı tarafından Kur'an-ı Kerim'e
yönelik saldırıları telin etmek amacıyla Diyarbakır İstasyon Meydanında
düzenlenen Kur'an'a Saygı Mitingi'ne katılan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya
Yapıcıoğlu, Kur'an'a karşı yapılan saygısızlığın bir yönüyle de bütün
Müslümanlara, İslam âlemine ve kutsallarına yapıldığını ifade etti.
"MÜSLÜMANLAR KUR’AN’A BÜYÜK BİR AŞK VE ŞEVKLE SAHİP ÇIKACAKLARDIR"
Kur'an'ın kutsiyetine yönelik saldırı yapanları hayal
kırıklığına uğratacak şekilde meydanlarda Kur'ana sahip çıkılıp tepkiler ortaya
konulduğuna vurgu yapan Yapıcıoğlu, "Avrupa’da daha önce de İslam’a ve
onun kutsallarına yönelik çokça saldırı oldu. Mushaf’a yapılan bu saygısızlık
ve saldırı, bir yönüyle bütün Müslümanlara, İslam âlemine ve onların
kutsallarına yapılmıştır. Kur’an, Allah’ın kelamıdır, kıyamete kadar
korunacaktır. Kur’an’a yapışan ve hayatına tatbik eden insanlar Allah’ın
izniyle hep aziz olacaklardır. Onlar Kur’an’a yaptıkları hareketleriyle
Kur’an’ın kutsiyetine bir halel getirmek ve zarar vermem istiyorlar.
Müslümanların gözünde belki bunu yapabileceklerini düşünmüş olabilirler ama
Allah’ın izniyle şu meydan da şahittir ki dünyanın diğer bölgelerinde
Müslümanların sokaklarda, alanlarda ve meydanlarda gösterdikleri tepkiler şunu
göstermektedir ki, bu yaptıkları hareketlerle maksatlarının zıddıyla ve onları
hayal kırıklığına uğramalarına giden bir yol açacaktır inşallah. Kur’an’ın
kutsiyetine herhangi bir zarar gelmeyecektir ve Müslümanlar, Kur’an’a daha da
büyük bir aşk ve şevkle sahip çıkacaklardır. Hatta belki uykuda olan bazı
Müslümanların uyanmasına vesile olacaktır." diye konuştu.
"İSLAM ÜLKELERİ MUTLAKA DAHA GÜÇLÜ SİYASİ TEPKİLER VERMELİ"
'Gayrimüslimlerin de belki bu şekilde Kur’an’ın içeriğini
merak edip onunla tanışarak hidayetine giden bir yol açacaktır diye ümit
ediyorum' diyen Yapıcıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Fakat onların
yaptıklarını asla kabul etmeyeceğiz ve her türlü tepkiyi göstereceğiz. Meydanda
gösterilen sivil bir tepkidir. Müslümanların yaşadıkları toprakları idare eden
İslam ülkeleri de mutlaka daha güçlü siyasi tepkiler vermeli. Mesela Irak
hükümeti İsveç diplomatlarını sınır dışı etti ve kendi maslahatgüzarını da geri
çağırdı. Diplomatik ilişkilerinin aşığı seviyelere indirilmesi ve devam
edildiği takdirde tamamen kesilmesi ve diğer konularda da yapabilecekleri ne
varsa hep birlikte hareket ederek onlara geri adım attırmalıdırlar. Bu bir
ifade hürriyeti değildir. Çünkü bir şeyi ifade etmiyorlar ve bir fikri dile
getirmiyorlar. Sadece Müslümanların kutsalına hakaret ediyorlar ve tahrik
ediyorlar. Onlar kendi belalarını bulacaklardır ama onlara gerekli tepkiyi
göstermeyenleri, Müslümanlar ve tarih onları kaydedecektir ve bu yapılanları
unutmayacaktır."
"ACİLEN BÜTÜN SEMAVİ DİNLERİN KUTSALLARINA YAPILAN BU TÜR ÇİRKİN HAREKETLER SUÇ KAPSAMINA ALINMALI"
İsveç ve NATO konusunda daha önce tavırlarını
açıkladıklarını ve Kur'an'a yapılan hakaretin ferdi bir hareket olmadığını
ifade eden Yapıcıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Sadece oradaki belli
başlı İsveçlilerin ya da bazı kendi bilmezlerin yapmış olduğu hareketler
değildir. Şu açıktır ki İsveç hükümetinin kanunları ve resmi makamları bu
çirkin hareketleri ve saygısızlığı muhafaza etmekte olup onları korumaktadır.
Acilen her tarafta bütün semavi dinlerin kutsallarına yapılan hakaretlerin ve
bu tür çirkin hareketlerin suç kapsamına alınarak, yapanları ciddi şekilde
cezalandırılması gerekir. Yoksa farklı inançlardaki insanları birbirlerine
karşı kışkırtıcı hareketler, Allah korusun bir salgın halinde dört bir tarafa
yayılırsa yarın bir gün bu tepkiler çok farklılaşabilir ve bu toplumları
birbirine karşı kışkırtıp savaş pozisyona getirebilir." (İLKHA)
0 yorum