Türkiye'de karma eğitim modeli, Cumhuriyet'in kurucu
yapısının Batı'yı merkeze alarak "makbul vatandaş" üretme projesinin
en önemli ayaklarından birini oluşturmuştur.
Batı'da karma eğitim tartışmaları "eğitimin
kalitesi" üzerinden pedagojik zeminde yürütülürken Türkiye'de karma eğitim
meselesi, "laiklik" meselesine indirgenerek ideolojik tartışmalara
malzeme edilmektedir.
Karma olarak tek tip bir eğitim dayatması, bilhassa
inancından dolayı hassasiyetlere sahip olan ve inancı doğrultusunda karma
eğitim almak istemeyen oldukça geniş bir kitleyi mağdur ettiği düşünülüyor.
Uzmanlar karma eğitim modelinde kız ve erkek öğrenciler,
ruhi ve bedensel farklılıkları göz ardı edilerek aynı eğitim modeline
zorlandığı, kadın ve erkeğin beyin yapıları ve öğrenme stilleri birbirinden
farklılık arz ettiği belirtiyor.
Yapılan araştırmalar, kız ve erkeklerin ayrı okullarda veya
ayrı sınıflarda eğitim görmelerinin öğrencileri meşgul eden eğlence, kavga, suç
işleme, vakti boşa harcama, taciz ve gebelik gibi olumsuzlukların asgari düzeye
inmesini sağladığını gösteriyor.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin tarafından dillendiren karma
eğitim modeline alternatif olarak kız ve erkeklerin ayrı okullarda eğitimlerini
sürdürmelerinin hayırlı olacağına inandıklarını hatırlatan Ağrı İbrahim Çeçen
Üniversitesi İslami İlimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Salih
Geçit, kız ve erkeklerin ayrı okullarda eğitim almalarının kaliteyi artırdığını
söyledi.
"Ülkemizde de yasal olarak bu duruma engel
bulunmamaktadır"
İnsanın psikolojisi, sosyolojisi, pedagojisi açısından
bakıldığında dünyanın birçok yerinde erkek ve bayan okullarının açıldığını,
sınıfların ayrıldığının altını çizen Prof. Dr. Geçit sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milli Eğitim Bakanı tarafından dile getirilen karma
eğitim ile ilgili husus inanıyoruz ki hayırlı olacaktır. Karma eğitimin birtakım
sıkıntıları vardır. Yaklaşık 100 yıldır Türkiye'de ve dünyanın birçok yerinde
denenmiş bir model olmasına rağmen bugün dünyanın birçok yerinde karma eğitim
yerine insanların kendilerini daha rahat ifade edebilmesi, derslerde daha rahat
bir şekilde hareket edebilmesi insanın psikolojisi, sosyolojisi, pedagojisi
açısından baktığımız zaman dünyanın birçok yerinde erkek ve bayan okulları
açılıyor, sınıfları ayrılıyor. Bu özellikle Avrupa'da ve diğer dünya
ülkelerinde yeni uygulamalar karma eğitimin daha çok dışında isteyen insanların
kendi iradesine bağlı olması şartı ile veyahut devletin, milli eğitim
bakanlıklarının araştırmaları neticesinde daha verimli bir eğitim verilmesi
açısından kız okulları, üniversiteleri bazı yerlerde kız hastaneleri
açılmaktadır. Ülkemizde de yasal olarak bu duruma engel bulunmamaktadır. Hali
hazırda kız meslek liseleri ile imam hatip liseleri de bulunmaktadır."
"… hem dini ve hem de milli açıdan baktığımızda karma
eğitimin bir takım sıkıntılarının olduğu beyan edilmiştir"
"Anayasada Türk aile yapısına uygunluk şartı da
bulunmaktadır." diyen Prof. Dr. Geçit, "Bizler 1400 yıllık Müslüman
bir millet olarak hem dini ve hem de milli açıdan baktığımızda karma eğitimin birtakım
sıkıntılarının olduğu beyan edilmiştir. Kur'an ve Sünnette kadın ve erkek ile
ilgili mahremiyet esası konulmuştur. Dolayısıyla helal ve harama riayet eden
bir Müslüman millet olarak kız ve erkek sınıflarının ayrılmasında dinen
farziyet söz konusudur. Milli açıdan baktığımızda Türkler, Kürdler, Farslar,
Araplar eskiden beri örf adet açısından kadın ile erkekler arasında bir takım
adab-ı muaşeret açısından mesafeler koymuşlardır." ifadelerini kullandı.
"Dünyanın birçok çağdaş, modern ülkelerinde de karma
eğitim dışında kız ve erkek sınıflarına, üniversitelerine yönelik birtakım
açılımları yapılıyor." hususunu hatırlatan Geçit kız erkek okullarının
eğitim verdiği okullar ile ilgili şu verileri paylaştı:
"Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri'nde 506 okul tek
cinsiyetli olarak eğitim vermektedir, sadece kızların okuduğu 84 üniversite
bulunmaktadır. Avusturalya'da kız-erkek ayrı eğitim veren okul oranı yüzde 12
oranında yine İngiltere'ye baktığımızda kız erkek okullarının farklı olduğu
görülmekte ve bunun 400'den fazla olduğunu verilerle öğreniyoruz. Danimarka'da
da 2001 yılından itibaren bu uygulamaya gidilmiştir. Dünya ülkelerinde ortak
aklın vardığı bu sonucun ülkemizde de tatbik edilmesinde büyük yararlar
olacaktır. Çünkü son dönemlerde kadın erkek eşitliği veya cinsiyetsizlik,
feminizm tartışmaları neticesinde okullarda taciz ve tecavüz tartışmaları
bulunmaktadır." (İLKHA)
0 yorum