Teknolojinin gelişmesi; yetişkin insanların yaşam ve çalışma
koşullarını değiştirdiği gibi çocukların da oyun şekillerini değiştirdi.
Eskiden hemen hemen her sokakta koşup zıplayan çocuklar, artık evlerinde
saatlerce bilgisayar ya da tablet başında beden gücü harcamadan vakit
geçiriyor.
Gelişim çağındaki çocukların maruz kaldığı hareketsiz yaşam
başta obezite olmak üzere birçok hastalığa davetiye çıkarıyor.
Uzmanlar; eskiden sokakta oynanan ve artık 'geleneksel oyun'
olarak tanımlanan oyunların, çocukların eğitimi ve kişiliği üzerindeki olumlu
etkileri olduğunu vurguluyor. Geleneksek oyunlar, çocukların hem kültür ve
gelenek kodlarını tekrarlıyor hem de farklı kültürlere aşinalık kazanarak
gelişimine katkı sağlıyor. Ayrıca çocuklar oyun oynarken; oyunların eğitsel,
toplumsal ve ahlaki değerinden de faydalanmış olur. Mevlâna, Mesnevi'de konuyla
ilgili olarak, "Çocuk oyunla akıllanır, oyun oynaya oynaya aklı başına
gelir." ifadelerini kullanmıştır.
Okulların tatile girmesi ile birlikte aileler de
çocuklarının sokakta oynayabileceği oyunları araştırıyor. Çocukların sokakta ve
evde oynayabileceği oyunları derledik.
ÇELİK ÇOMAK
Biri uzun diğeri kısa iki sopa kullanılarak oynanır. Kısa
olan ve sürekli yerde kalan sopa, uzun sopayla uç kısmına vurularak
havalandırıldıktan sonra, en uzak noktaya ulaştırılmaya çalışılır. Kısa sopaya,
üç kez havalandırıp vuramayan oyuncu, sırasını rakibine verir. Sopayı en uzak
noktaya atan oyuncu, oyunu kazanmış olur.
İSTOP
Oyuncular bir daire oluşturur. Oyunu başlatmak için
çocuklardan biri ebe olur. Ebe, oyunculardan birinin adını söyleyerek topu
havaya atar. Top yere düşerken, adı söylenen oyuncu topu havada yakalarsa,
başka birinin adını söyleyerek topu yeniden havaya atar.
Topu havada tutamayan çocuk, topu yerden eline aldığında
“istop” diye bağırır. Kaçışan oyuncular "istop" denildiği anda
oldukları yerde durmak zorundadır. Bu durumda ebe, duran oyunculardan birini
topla vurmaya çalışır. Vurulan oyuncu 1 puan kaybeder ve ebe olur. Üç kere vurulmuş
olana bir ad takılır ve oyun o isimle devam eder.
SAKLAMBAÇ
Oyundan önce sayışma yapılarak ebe belirlenir. Bir kale
belirlenir. Ebe kalede gözlerini kapatarak belirlenen sayıya kadar sayar. Sayma
bitince "Yanın yören, sağım solum sobe, saklanmayan ebe" der ve
gözlerini açar. Ebe saklanan oyuncuları bulmaya başlar. Ebe herkesi bulursa
içlerinden birini ebe seçer veya en önce sobelenen ebe olur. Eğer ebe yanlış
kişiyi sobelerse "çanak çömlek patladı" olur ve oyun yeniden başlar.
DEVE CÜCE OYUNU
Grup halinde oynanır. Bir kişi ebe olur. Deve diye bağırınca
herkes ayağa kalkar, cüce diye bağırınca herkes yere çöker. Ebe bunları artarda
ve hızlı şekilde karışık olarak söyler. Ebenin talimatlarına uymayan yanar ve
oyundan çıkar. En son kalan oyunu kazanır ve ebe olur.
ELİM SENDE OYUNU
Çocuklar bir tekerleme söyleyerek aralarında bir ebe
seçtikten sonra ebeden kaçarlar. Ebe ise onlara eli ile dokunmaya çalışır. Ebe
kime dokunursa bu defa o çocuk ebe olur.
HIMBIL OYUNU
Grup halinde oynanır. Kaç kişi oynayacaksa o sayıda meyve
grubu oluşturup isimlerini küçük kâğıtlara kişi sayısı kadar yazılır. Sonra bu
kâğıtlar karıştırılıp oyunculara dağıtılır. Oyuncular ellerinde aynı meyve
grubunu biriktirmeye çalışırlar. Sıra ile her seferinde bir meyve değiştirilir.
Aynı meyve grubunu elinde ilk tamamlayan kişi
"Hımbıl" diyerek elini ortaya koyar. Eli en üstte kalan hiç puan
alamaz. En çok puan toplayan oyunu kazanır.
İSİM-ŞEHİR OYUNU
Grup oyunudur. Herkes eline kâğıt kalem alır. Kâğıtlara
İsim-Bitki-Şehir-Hayvan-Ünlü-Ülke vs başlıklarını yazarlar. Oyunculardan biri
içinden alfabeyi saymaya başlar. Diğerleri dur deyince hangi harfi söylerse o
harfle başlayanları ellerindeki kâğıda yazarlar. İlk tamamlayan 10'a kadar
saymaya başlar. 10 deyince herkes kalemleri bırakır. Her başlık 10 puan
değerindedir. Aynı şeyleri yazanlar puanın yarısını alır. En çok puan toplayan
oyunu kazanır.
KELİME OYUNU
Oyunculardan biri ortaya bir kelime atar ve sıradaki oyuncu
o kelimenin son harfiyle başlayan bir kelime söylemek zorundadır. Bu oyunun
insan adıyla oynanan sürümü de vardır. Kelime bulamayan oyuncu önce bir uyarı
alır daha sonrada oyun dışı kalır. Bu oyun çocukların kelime dağarcığını
geliştirir.
KÖREBE
Körebe gözleri bağlı olan ebenin öteki oyunculardan birini
yakalaması, bazen de yakaladıktan sonra kimliğini söyleyebilmesine dayanır.
Yakalanan oyuncu yeni ebe olur.
MENDİL KAPMACA
İki grup halinde oynanır. Ortaya bir mendil konur ve gruplar
eşit uzaklıkta ikiye ayrılır. Orada, oyunu yöneten (ebe) kişinin işaretiyle
gruplar, mendili öncelikle kapıp eşlerine getirmeye çalışırlar. Mendili kapan,
eşlerine zamanında yetişemezse, diğer gruplar tarafından mendille sırtına
vurulur ve karşı grubun adamı olur. Yenen grup, yenilen grubun sırtına binerek,
önceden belirlenen yerde tur atar.
YAKAN TOP
İki grup oluşturulur. Bir grup ortada kalır diğer grubun
yarı elamanı bir tarafa, diğer yarısı diğer tarafa geçer. Öyle ki ortadaki
grubun önünde ve arkasında düşman grup olmuş olur. Grup elemanlarına ilaveten
bir de top alınır. Top uçlardaki grup elemanlarından birine verilir ve oyun
başlar. Amaç ortadaki grup elemanlarının hepsini vurmaktır.
DOKUZTAŞ
Bu oyun için bir topa ve dokuz tane yassı taşa ihtiyaç
vardır. Öncelikle çocuklar iki gruba ayılır. İlk grup elemanları çizgiden topu
taşlara doğru sırayla fırlatırlar. Amaç taşları yıkmaktır. Eğer hiç kimse taşı
yıkamazsa sıra diğer gruba geçer. Taşlar yıkılınca taşın başındaki oyuncular
taşları iyice dağıtır. Taşı yıkan oyuncular ise kaçmaya başlarlar. Kaçan
kişileri diğer grup topla vurmaya çalışır. Onlarda vurulmadan yıkılan taşları
tekrar üst üste dizmeye çalışır. Bu arada vurulan olursa o yanmış olur ve
kenarda bekler. Sıranın diğer gruba geçmesi için herkesin vurulması gerekir.
Vurulmadan taşı dizmeyi başarırlarsa tekrar onlar devam eder. (İLKHA)
0 yorum