SADAT'ın
kuruluş amacı nedir?
SADAT'ın
resmi internet sayfasındaki "misyonumuz" sayfasında, kurumun kuruluş
sebebi şu ifadelerle açıklanıyor:
"Uluslararası
alanda Silahlı Kuvvetlerin ve İç Güvenlik Güçlerinin organizasyonu amacıyla,
stratejik danışmanlık, özel savunma ve güvenlik eğitimleri ile donatım
alanlarında hizmet vererek, İslam Ülkeleri arasında savunma ve savunma sanayi
işbirliği ortamı oluşturmak ve İslam Dünyasının kendine yeterli bir askeri güç
olarak da Dünya Süper Güçleri arasındaki hak ettiği yeri almasına yardımcı
olmaktır"
SADAT’ın kurucusu Adnan Tanrıverdi kimdir?
Emekli
Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, Genelkurmay Özel Harp Dairesi ve KKTC Sivil
Savunma Teşkilat Başkanlığı'nda yaklaşık 30 yıl görev yaptı. Kara Harp
Akademisi'nde eğitmen olarak derslere giren Tanrıverdi’nin öğrencilerinden biri
de Savunma Bakanı Hulusi Akar idi.
Tuğgeneralliğe
yükselen Tanrıverdi, 28 Şubat döneminde resmi olarak "kadrosuzluk"
gerekçesiyle emekli edildi. Fakat o dönemde birçok askeri personel gibi
"islamcı" olarak kategorize edildiği için askeri kariyerine son
verildi.
Tanrıverdi
askeri kariyerinden sonra, kendisi gibi emekli edilen askerler ile kurulan
Adaleti Savunanlar Derneği’ne (ASDER) katıldı, ve 5 yıl boyunca kurumun genel
başkanlığını pozisyonunda bulundu.
Daha sonra
Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği (ASSAM) aracılığıyla TSK’nın yeniden
yapılandırılmasına yönelik fikirleri gündeme gelmeye başladı.
SADAT'ı
kurmadan önce Tanrıverdi, ABD'de askeri strateji alanından danışmanlık yapan
Amerikalı özel şirketlerin işleyişi hakkında çalışmalar yürüttü.
ERDOĞAN
İLE NASIL TANIŞTI?
1994'te
Recep Tayyip Erdoğan İstanbul belediye başkanı seçildiğinde, askeri kanadından
nadir destekçileri arasında Tanrıverdi vardı.
Erdoğan’ın
adaylığı sırasında Tanrıverdi İstanbul Maltepe’de Tugay Komutanı olarak görev
yapıyordu. Bu sırada, ortak bir tanıdıkları vasıtasıyla tanışan Erdoğan ve
Tanrıverdi’nin ilişkisinin zamanla dostluğa dönüştüğü iddia ediliyor.
Erdoğan'ın
güvendiği bir isim olan Tanrıverdi, Ağustos 2016'da Cumhurbaşkanlığı
Başdanışmanlığına atanmıştı. Tanrıverdi, özellikle savunma alanında, Erdoğan'ın
en önemli danışmanlarından biri oldu.
Tanrıverdi'nin
Aralık 2019’da İstanbul'da düzenlenen bir kongrede yaptığı konuşma büyük
tepkilere neden olmuştu.
Tanrıverdi’nin,
"Mehdi’nin gelişine hazırlanmamız gerekiyor" şeklindeki açıklamasına
gelen yoğun tepkiler, Ocak 2020’de hem başdanışmanlık hem de Güvenlik ve Dış
Politika Kurul Üyeliği görevlerinden alınmasına sebep oldu.
SADAT'IN
15 TEMMUZ'DAKİ ROLÜ HAKKINDAKİ İDDİALAR
Danışmanlığa
atanmadan önce Tanrıverdi'nin SADAT örgütü ile 15 Temmuz Darbe Teşşebüsü'nü
püskürtmede önemli rol oynadığı iddia ediliyor.
O geceye
dair en önemli iddialardan biri de SADAT'ın öncülüğünde sivillere çok sayıda
ağır silah dağıtıldığı konusu. Ayrıca bu silahların şu an kimlerin elinde
olduğu bilinmediği iddia ediliyor.
Söz konusu
iddiaları kesin dille reddeden Tanrıverdi ise "Sizce 10'dan az danışmanı
olan bir şirket, darbe girişiminin bastırılmasında rol oynamış olabilir
mi?" diyerek SADAT'ın böyle bir misyonunun olmadığını söylemişti.
SADAT
HANGİ ÜLKELERDE FAALİYET GÖSTERİYOR?
SADAT'ın bu
konudaki resmi açıklamaları ile hakkındaki iddialar arasında farklılıklar söz
konusu.
Kurumun
internet sitesinde ifade edildiği gibi SADAT'ın faaliyet alanı başta Türkiye ve
Müslüman nüfusun yüksek olduğu ülkeler olarak gösteriliyor.
Ancak
SADAT'ın kurucusu Tanrıverdi, Ocak 2018'de Habertürk'ten Kübra Par'a verdiği
röportajda, SADAT'ın Türkiye'de hiçbir faaliyeti olmadığını savunarak,
"Tekrar söylüyorum. SADAT, yurtiçinde emniyet teşkilâtına, TSK’ya ve başka
hiçbir kuruma, örgüte veya sivil şahsa danışmanlık ve eğitim hizmeti
vermemektedir" diye konuşmuştu.
Aynı
röportajda, Türkiye’nin dış politikalarına uygun olan ülkeler ile
çalıştıklarının altını çizen Tanrıverdi, "Şu anda tek bir ülkede
faaliyetimiz var. Hangisi olduğunu söylemeyelim çünkü onların da kendi
mahremiyeti var" demişti.
SADAT
LİBYA'DA NASIL BİR ROL ÜSTLENDİ?
Fransız
İstihbarat Araştırma Merkezi adlı düşünce kuruluşuna göre SADAT halihazırda en
az 22 Müslüman ülkede askeri danışmanlık faaliyeti yürütüyor.
SADAT’ın
Libya’da Hafter’e karşı savaşan güçlere destek verdiği iddiaları öne sürülüyor.
Özellikle
SADAT'ın Libya'daki aktif rolü sayesinde, Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne
bağlık Libya ordusu, Halife Hafter güçlerine karşı sahada ciddi kazanımlar elde
etti.
Putin
yönetimine yakınlığıyla bilinen Federal Haber Ajansı, Özgür Suriye Ordusu militanlarının
SADAT ekipleri tarafından Libya'ya götürüldüğü iddia edilmişti.
TSK
güçlerinin Libya’ya gitmesini sağlayacak tezkerenin Meclis’ten geçmesinin
ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Muhalif güç olarak bizim orada farklı
ekiplerimiz olacak" açıklamasını yapmıştı.
SADAT'IN
SURİYE'DEKİ SİLAH TİCARETİ İDDİASI
Tanrıverdi,
şirketin Suriye'deki faaliyetleri hakkında çıkan iddiaları her zaman reddetti.
SADAT yönetimi, Suriye’de herhangi bir eğitim veya örgütlenme faaliyetinde
bulunduğuna dair iddiaları yalanlıyor.
2014'te
ortaya çıkan MİT TIR'ları skandalına bir yenisi eklendi. Türkiye'den
silahların, MİT tarafından Suriye'de faaliyet gösteren silahlı radikal
örgütlere yollandığı iddiası hala gündemde iken, Sedat Peker yeni bir iddiayı
gündeme taşıdı.
Sedat Peker
30 Mayis'ta yayınladığı videoda, "Mit tırları yakalandığında içindekilerin
(silahların) Türkmenlere ihtiyaç için gittiğini düşünüyordum. Fakat bu
silahların yollanması meselesini TSK'nın ve MİT'in değil, SADAT'ın içindeki bir
ekibin organize etti. Kendi üzerinden gönderilen bu malzemelerin Türkmenlere
değil, El-Nusra'ya gönderildiğini..." iddia etti.
SADAT'tan
açıklama: İftira sahiplerini iftiralarını ispatlamaya çağırıyoruz
SADAT'ın
internet sitesinde yayımlanan açıklamada Sedat Peker'in iddiaları yalanlandı.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Türkiye’de
yargılanmakta olan Peker’in, kendini aklamak amacıyla bir yandan suçlarını
itiraf ederken bir yandan da hedef saptırmak için pek çok isim de zikrederek
‘Çamur at, tutmasa bile izi kalır!’ mantığıyla hareket ettiği görülmektedir.
İşlediği
suçlar belgeli ve ispatlı olan firari suç örgütü liderinin, hedef saptırmak
için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin resmi kurumu Milli İstihbarat
Teşkilatı’nı, güzide şirketimiz SADAT Savunma’yı ve bazı bürokratları hedef
alması aklı selim sahibi kamuoyunun dikkatinden kaçmamıştır. İftira sahiplerini
iftiralarını ispatlamaya, ellerindeki belgeleri savcılığa teslim etmeye
çağırıyoruz. Peker videosunda terörist gruplara silah sattığını itiraf
etmektedir; fakat şirketimizin Peker tarafından terörist gruplara teslim edilen
silahlarla hiçbir ilişkisi yoktur."
AKŞENER'İN
'SİLAHLI EĞİTİM KAMPI' İDDİASI
İYİ Parti
Genel Başkanı Meral Akşener, 2018 yılında bir açıklama yapmış, silahlı eğitim
kamplarından söz ederek SADAT'ı şu sözlerle işaret etmişti:
"Son
dönemde üniformalar uzun namlulu silahlarla bazı kişiler ortalıkta dolaşıyor.
Bunlarla ilgili çok önemli iddialar var" diyen Akşener, "Örneğin
Tokat ve Konya'da silahlı eğitim kampları bulunduğunu duyuyoruz, bu iddialar
söyleniyor. Araştırılırsın ve bize bilgi verilsin. Bunların seçim döneminde rol
alacakları, istenmeyen bir sonuç çıkması halinde karışıklık yaratacakları
yolunda yoğun söylentiler var. Bunlardan birisi de Sadat diye bir yapı. İnanın
Sadat da diğer yapılar da benim için toz zerresidir. Bu malum yapılar insanları
çatışmaların içerisine sürükleyecekler. Şimdiden uyarıyorum ve önlem alınmasını
istiyorum"
Bugüne kadar
söz konusu iddialara yönelik herhangi bir hukuki soruşturma açılmadı. Şirket
hakkında son dokuz yılda meclise verilen soru önergelerine ise hükümet
tarafından yanıt verilmedi.
0 yorum