Türkiye'de son haftalarda yaşanan ve
büyük acılara neden olan depremlerin insanlar üzerindeki olumsuz etkileri
hafifletilmeye ve sağlanan psikososyal destekle de bireyler iyileştirilmeye
çalışılıyor.
Pek çok insan son dönemlerde
uyuyamama, sürekli deprem oluyor hissi yaşama, sevdiklerini kaybetme korkusunu
içinden atamama gibi duygular yaşıyor. Bu durumda kişinin uzman yardımı alması
büyük önem taşıyor.
Depremden etkilenen 11 ilimizde depremi
kendilerinin de yaşadığını ifade eden Prof. Dr. Abdullah Atlı deprem sonrası
psikolojik danışmanlar olarak depremin ilk gününden itibaren depremzedelere
hizmet verdiklerini belirtti.
Afetzede vatandaşlarla sürekli,
birebir temas halinde olduklarını vurgulayan Dr. Barış Can Salman ise
insanların psikolojik açıdan yıprandıklarını, gelen hastaların çoğunlukla
Adıyaman'dan geldiğini ve suçluluk duygularının ön planda olduğunu söyledi.
Yaşanan felaketin önemli ölçüde
sonuçları olacağını ifade eden Atlı, "Bilindiği gibi ülkemizde büyük bir
felaketle karşı karşıyayız yaşadığımız felaketin birinci ayı dolmak üzere.
Psikolojik ve psikiyatrik olarak bu felaketin önemli sonuçları tabi ki
olacaktır. İlk 2 ay içerisinde oluşabilecek psikolojik sorunları biz normal karşılıyoruz.
İnsanların sürekli sallanıyor gibi hissetmesi, sürekli avizeye bakması,
huzursuzluk, tedirginlik, ufak bir sarsıntıda büyük bir deprem olacakmış gibi
hissetme, kendisini ve yakınlarının başına bir şey gelecekmiş gibi hissetme ve
ölecekmiş gibi hissetme olabilecek doğal neticelerdir. Bununla beraber yaşanan
bu depremden sonra bizim de sık karşılaştığımız bir durum oldu. "diye
konuştu.
İnsanların tekrar deprem olacak
hissine kapılmasının normal bir durum olduğunu dile getiren Atlı,
"Bilindiği gibi depremden sonra mucizevi bir şekilde 10 ve 12'nci günlerde
insanlar enkazlardan sağ olarak çıkarıldı. İnsanlığa ve hayata dair ümitleri
besleyen bir durumdur. Ancak nadir de olsa bazı insanlarda şöyle bir his
oluştu; deprem olacak ve biz göçük altında kalacağız. Tabut gibi bir yerde
günlerce nasıl yaşayacağız gibi bir kaygı oluştu. İnsanların bu tür hislere
kapılması normaldir. Bu hislerin 1-2 ay içerisinde zamanla azalıp geçmesini
bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
"PSİKOLOJİK
RAHATSIZLIĞI OLAN KİŞİLERİN BİZLERE BAŞVURMASI GEREKİR"
Bu felaketi yaşayan insanlarda
güvenli bir ortamda yaşama korkusu oluştuğunu söyleyen Atlı, "Bilim
insanlarının söylediğine göre büyük bir depremin ardından uzun süre artçı
depremler devam edebilir. Burada en önemli şey, bilim insanlarının da
vurguladığı gibi 'Güvenli bir ortamda yaşama' biz psikiyatr olarak bu lafın
arkasındayız. Güvenli bir ortamda yaşama, binamız sağlam mı? ve en önemli şey
depremden etkilenen halkımızın yiyecek, giyecek ekmeği ve elbisesi varsa da
diğer belirtiler zaman la azalır. Önemli bir husus; deprem öncesi psikolojik
rahatsızlıkları olan bazı hastalarımızın depremle beraber şikayetleri
artabilir. Onların da bizlere muhakkak başvurması gerekiyor." dedi.
Depremin yaşandığı ilk günden beri
halka hizmet verdiklerini açıklayan Atlı, "Biz asistanımla birlikte Dicle
Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümünde psikososyal destek birimini
açtık ve depremden beri halkımıza destek veriyoruz. Bu anlamda önemli bir
hususta yakınları ölen insanların hissettiği ve yaşadığı şeyler. Bununla
ilişkili olarak maalesef kendilerini suçlayıcı davranışlar ve sözlerde
bulunabiliyorlar. Özellikle bu süreçte inkâr, bu olayı kabullenmeme ve pazarlık
yani; keşke o ölmeseydi ben ölseydim gibi düşünceler ve sonrasında depresyon
gibi belirtilerin yaşanması normaldir." diye ekledi.
Bu şikâyetlerden dolayı kendilerine
gelen insanlara danışan diye hitap etmenin daha doğru olacağını ifade eden
Atlı," Bu ölümcül tabloyla karşı karşıya olduğumuz süreçte inkâr, niye
ben, niye biz, keşke biz olmasaydık, mutsuzluk, hüzünlü olma haliyle beraber
depresif belirtilerin bir şiddette hissedilmesi ve sonrasında kabullenme
sürecine girecektir. Şu anki süreçte bunlara hasta dememekte fayda var, Bunları
danışan olarak kabul etmek lazım. Fakat özellikle ikinci aydan sonra bu tür şikâyetler
devam ediyorsa tekrar bize başvurup psikolojik destek almaları
gerekmektedir." şeklinde konuştu.
"SUÇLULUK
PSİKOLOJİSİ, ÖZELLİKLE ÇOCUĞUNU KAYBEDEN EBEVEYNLERDE ÖN PLANDA"
Kendilerine başvuran danışanların
genellikle suçluluk duygularının ön planda olduğunu ifade eden Dr. Barış can
Salman sözlerine şunları ekledi: "Adıyaman'dan bize çok fazla depremzede
danışan geldi. Hocamızın da bahsettiği gibi suçluluk duyguları ön planda.
Özellikle çocuklarını kaybetmiş olan ebeveynlerde bu durumu çok fazla
gözlemledik. Bu suçluluk duygularının yaz süreci ile birleşip biraz daha uzun
sürebileceğini, olabildiğince danışanlarımızı bu şekilde telkin ederek ve
ilerleyen dönemlerde de takibi kesmeyerek ilerde karşılaşabilecekleri
posttravmatik stres bozukluğu, anksiyete ve depresyon ile hayat kalitelerinin
düşmemesi için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Çalışmalarımız bu süreçte
devam edecek."
Yaşanan olumsuzlukların
ebeveynlerimizin elinde olmadığını onlara hatırlatıyoruz diyen Salman,"
Kliniğimize gelen özellikle ebeveynlerin yoğun suçluluk psikolojisi içerisinde
olduğunu ve bu yaşanan ölümleri engelleyebileceklerine dair düşüncelerinin
olduğunu görüyoruz. Danışanlarımızla görüşürken bu sürecin aslında normal bir
süreç olduğunu, belli bir süreye kadar bunun devam edebileceğini fakat bu
duygulardan dolayı kendilerini suçlamamaları gerektiğini söylüyoruz.
Ebeveynlerimize yaşanan bazı şeylerin onların elinde olmadığını ısrarla
hatırlatıyoruz." diye konuştu. (İLKHA)
0 yorum