Dünyada yılda 18 milyon kişinin ölümüne sebep olan kalp ve
damar hastalıkları, en çok ölümün yaşandığı hastalık olarak ilk sırada yer
alıyor. Uzmanlar, salgın süreciyle birlikte kalp krizlerinde artış yaşansa da
aslında bu hastalıklar yıllar önceden başladığına dikkat çekiyor.
Kalp ve damar hastalıklarının sebepleri ve önlenebilmesi
için alınacak tedbirlerle ilgili Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ömer Türker, "Kalp
ve damar hastalıkları maalesef ki hala günümüzde ülkemizde ve tüm dünyada
birincil ölüm nedeni olarak görülmektedir. Geçen yıllarda yaşadığımız Covid-19
pandemisinde bir yıl boyunca ölen insan sayısı 3 milyon iken kalp ve damar
hastalıklarından vefat edenlerin sayısı 18 milyon. Kalp ve damar hastalıkları
hakkında yeterli farkındalık oluştukça bu sayı azalacaktır." dedi.
KALP HASTALIKLARINI
ETKİLEYEN FAKTÖRLER NELERDİR?
Kalp hastalıkların çocukluk döneminde başlayabildiğini,
yıllar içerisinde çeşitli risk faktörlerinin etkisiyle de hastalığın
ilerlediğini belirten Türker, "Yüksek tansiyon, kolesterol, stres
bozukluğu sigara, alkol, yanlış beslenme, hareketsiz yaşam gibi risk
faktörlerinin artmasıyla beraber maalesef hastalık tetikleniyor. Bazı risk
faktörlerin etkisiyle damar içerisinde hasar oluşarak, oluşan hasara kolesterol
ve kalsiyum birikmesi sonucunda plak dediğimiz hafif daralmalarla başlayıp
sonraki yıllarda ciddi düzeyde daralma ile seyreden bir hastalıktan
bahsediyoruz. Kalp ve damar hastalıkları önlenebilir hastalıklardır. Hatta
yüzde 80'i elimizde olan bir durum. Bu hastalıkta genetiğin de rolü var ama
değiştirilebilir risk faktörleri dediğimiz alkol, sigara, hareketsiz yaşam,
şeker, kilo, kolesterol yüksekliklerinin tedavisiyle bu iş tamamen önlenebilme
ihtimali var." diye konuştu.
HASTALAR EN ÇOK HANGİ
ŞİKÂYETLERLE DOKTORA BAŞVURUYOR?
Hastaların başvurduk şikâyetlerle ilgili de konuşan Türker,
"En çok rastladığımız kalp krizi şekli yıllar içerisinde oluşan damar
plağının çatlaması sonucunda ani bir göğüs ağrısıyla başvuran hastalardır.
İkinci olarak da gittikçe artan göğüs ağrısı, özellikle göğsün ortasında oluşan
ağrının kollara, omuza, çeneye yayılan ağrı, çabuk yorulma, çarpıntı, terleme,
tipik dediğimiz bu belirtilerin dışında karın ağrıları ve halsizlik gibi
şikâyetlerle de başvurabiliyorlar. Özellikle kadın ve diyabet hastalarında
alıştığımız şikâyetlerden farklı olarak terleme ve halsizlik şikâyetlerinden
başvuru yapabiliyorlar. O yüzden zamanında ve gerekli kontrollerin önemli
olduğunu düşünüyoruz. Gençlerin bir kez bile olsa kolesterol değerlerine
baktırması, 35 yaşından sonra da 2 yılda bir, 45-50 yaşından sonra da her yıl
düzenli olarak kontrole gitmelerini öneriyoruz." şeklinde konuştu.
Sigara ve alkol kullanımının yanında stres, gıdalara
kimyasal bulaşması, toprağın bozulması nedeniyle kalp ve damar hastalıklarının
artmaya devam ettiğini hatırlatan Türker, gelen hastalarda kilo sorunu olmasa
bile kolesterol ve kan şekerine rastlandığını, bunun da sıklıkla yanlış
beslenme, paketli ürünler ve şeker tüketilmesinin çok artması, hazır gıdalarda
çokça bulunan trans yağlar ve katkı maddelerinin tüketilmesi nedeniyle
oluştuğunu söyledi.
"SAĞLIKLI
BESLENME VE EGZERSİZ ÖNEMLİ"
Kalp hastalıklarının önlenebilmesi için tavsiyelerde bulunan
Türker, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Öncelikli olarak her zaman evde pişen yemekleri
tüketmeliyiz. Basit karbonhidrat içeren tüm paketli ürünler, özellikle
hayvansal gıdalar da dâhil olmak üzere trans yağlar, tatlılar, tuzlular,
hamburger, cips ve kan şekerini ani olarak yükselten ürünlerden mümkün mertebe
uzak durmamız gerekiyor. Mutlaka yeterli düzeyde sebze ve meyve tüketimine özen
gösterilmeli. Kırmızı et hafta bir kez sınırlı bir şekilde tüketilmeli. Kalp
hastalarına özellikle balıketi ve beyaz et tüketmelerini öneriyoruz. Beslenme
işin çok önemli bir kısmı ama yeterli düzeyde spor egzersizleri de yapılmalı.
Mümkünse günlük 45 dakika yürüyüş ve hafif koşu yapılması ve stres yönetimi
önemli." (İLKHA)
0 yorum