İslam dininde Kur'an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin kız
çocuklarına karşı gösterilen önemi vurgulayan Kılınç, İslâm'ın gelişiyle
birlikte kadının da insan olması hasebiyle erkek ile aynı yerde
konumlandırıldığını ifade etti.
İslam dininde kardeşler arasında yapılan miras taksimi
hakkında da konuşan Kılınç, İslam'dan önce mal gibi mirasa konu olan kadının
artık mirasta pay sahibi olduğunu belirtti.
İslam'dan önce kadınlara karşı yapılan tavırları aktaran
Kılınç, "İslam'dan önce cahiliyenin hâkim olduğu Arap yarımadasında
kadınlar, kız çocukları, köleler ve kimsesiz insanlar toplumda ikinci sınıf
insan muamelesi görüyordu. Arap toplumunda erkek gücü temsil etmekteydi.
Savaşlarda erkeklere ihtiyaç vardı. Kabileler arası baskınlar yaygın olduğu
için erkeklere ihtiyaç duyuluyordu. Ancak kadınlar savaşabilecek durumda
değillerdi. Hatta kabilenin yenilmesi ile kadın ve çocuklar esir alınır daha
sonra da cariye olarak satılırdı. Bu da o insanın kabilesi için utanç verici
bir durumdu. Bundan dolayı Arabistan'ın muhtelif yerlerinde doğan her bir kız
çocuğu utanç vesilesi olarak görülürdü. Ayrıca cahiliye toplumunda gerek
kadınların gerekse kız çocuklarının hiçbir hakları yoktu. Kadınlar ve kız çocukları
bir nevi sosyal hayattan izole edilmişti. Sadece birer hizmetçi olarak
görülüyordu. Bundan dolayı bazıları kız çocuklarını öldürüyorlardı."
şeklinde konuştu.
Kılınç, cahiliye devrinde kızlara karşı gösterilen
muamelenin sebeplerini sıralayarak, "Bunu 3 sebepten dolayı yapıyorlardı.
Rızık endişesi, namus meselesi ve başkalarının eline esir olarak geçeceği
korkusu. Bununla birlikte dinî gerekçeler, sosyal hayattaki baskı ve doğan
çocuğun kusurlu doğması da çocukların öldürülmeleri için yeterli birer sebepti.
Fakat yüce Allah onların bu inançlarını yererek hem çocuklarının hem de
çocuklarını öldüren ebeveynlerin rızıklarını kendisinin verdiğini
hatırlatmaktadır. Ayrıca çocuklarını öldürenlerin ciddi bir ceza ile
cezalandırılacaklarını belirtmektedir. Kur'an-ı Kerim'de, mutlak olarak hangi
düşünce ile olursa olsun çocukların öldürülmesi yasaklanmıştır. Bununla ilgili
yüce Allah, 'Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin sizi de onları da
rızıklandıran biziz' buyuruyor." ifadelerini kullandı.
"İSLAM'DAN ÖNCE MAL GİBİ MİRASA KONU OLAN KADIN ARTIK
MİRASTA PAY SAHİBİ OLMUŞTUR"
Kardeşler arasında paylaştırılan miras hakkında da önemli
bilgileri aktaran Kılınç, "İslâm'ın gelişiyle birlikte kadın, insan olması
hasebiyle erkek ile aynı yere konumlandırılmış, İslam'dan önce mal gibi mirasa
konu olan kadın artık mirasta pay sahibi olmuştur. İslam dini kız çocuklarına
karşı süregelen bu negatif tutumu değiştirme mücadelesi verdi ve sonunda bu
mücadelede başarı ile çıktı. Miras konusunda kızlar gerçekten mahrum bırakılıyor
bu doğru bir şey değildir. Erkekler kendi aralarında paylaştırıyor mirası.
Kızlarımızı da mirastan mahrum bırakmamalıyız. Bununla birlikte yine İslam'ın
kız çocuklarına tanıdığı bir takım haklar vardır. Toplum olarak İslam'ın
öngördüğü hakları onlara tanımalı ve onlara gerekli kadr-u kıymeti
vermeliyiz." dedi.
Hazreti Muhammed'in (Sallallahu Aleyhi Vesellem) kız
çocuklarına verdiği önem ve tavsiyeleri aktaran Kılınç, "Peygamberimiz
'kız çocuklarına ilim öğretin, onları zorla evlendirmeyin, eşlerini seçme
hakları olsun, kadınlara haklarını verin, kötü davranmayın. Kadın erkek
eşittir. Onları evlerinizden atmayın, kovmayın, yediğinizden yedirin,
giydiğinizden giydirin, onları dövmeyin, onlara çirkin sözler söylemeyin' gibi
nice güzel öğütlerde bulunmuştur. Hazreti Peygamber'in bu konudaki
uygulamaları, söz konusu tavsiye ve telkinlerinin nasıl pratize edileceğini
ortaya koyan canlı örnekler doludur. Hazreti Peygamber her zaman ashabına
kızlarına, kimsesiz kız çocuklarına bakmalarını, onları erkek çocuklardan
ayırmamalarını tavsiye etmiştir. Cahiliye dönemindeki 'soyu erkek evlat
sürdürür' anlayışının aksine dört kız babası olan Hazreti Peygamber'in soyu
kızları ile devam etmiştir." ifadelerini sıraladı.
"KIZ ÇOCUKLARININ STATÜLERİ İLE İLGİLİ NASLARIN TELKİNİNİ
İSLAM TOPLUMU OLARAK KENDİMİZE ŞİAR EDİNMELİYİZ"
Kız çocuklarına verilen önemle ilgili Peygamber Efendimiz
Aleyhisselam'ın Hadis-i Şeriflerini aktaran Kılınç, "Ebu Dâvud'un
naklettiği bir rivayete göre Hazreti Peygamber'e kimlerin cennete gideceği
sorulmuş o; 'Nebiler cennettedir, şehitler cennettedir, diri diri gömülen kız
çocukları cennettedir' buyurmuştur. Hazreti Peygamber, kız çocukları konusunda
Kur'an ve sünnete uygun davranan babaları ve bakıma muhtaç kız çocuklarını
himaye eden ümmetini cennetle müjdelemiştir. Ebu Said el-Hudrî'nin naklettiği
bir hadiste Allah'ın Resulü şöyle buyurur, 'Kimin üç kızı veya üç kız kardeşi
veyahut da iki kızı veya iki kız kardeşi olup da geçimlerini sağlar, onlar
hakkında Allah'tan korkarsa, o kişi için cennet vardır." ifadelerini
kaydetti.
Kılınç, "Sonuç olarak Kur'an'ın birçok ayetine
bakıldığında; kızı da erkeği de veren Allah'tır. Erkek kadın için, kadın da
erkek için bir libas durumundadır. Üstelik hangisinin kişiye daha faydalı
olacağı bilinemez. Evlatlar arasında cinsiyet ayrımı yapmamamız ayetlerle
bildirilmiştir. Allah'ın Resulü Aleyhisselam bu ayırımı yapmamış doğan
her kız ve erkek çocuğu Allah'ın bir lütfu olarak görmüş, doğumun ilk
haftasında akika kurbanını kesmeyi ve ziyafet vermeyi emretmiştir. Kız
çocuklarının statüleri ile ilgili Nassların telkinini İslam toplumu olarak
kendimize şiar edinmeliyiz." ifadelerine yer verdi. (İLKHA)
0 yorum