image

Ramanlı yaptığı açıklamada, “Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden çok ileri tarihe randevuların verilmesi hastaları mağdur etmektedir. Aynı durum tahlil ve tetkikler için de söz konusudur. Bu mağduriyetin giderilmesi için doktor göçünün önüne geçilmeli, sağlık alanında İhtiyaç olan tüm branşlarda yeterli sayıda hekim ve sağlık personeli istidam edilmelidir.” Dedi.

Açıklamanın devamında şu ifadeler kullanıldı: “Görüntüleme cihazları başta olmak üzere gerekli tüm tıbbi malzeme ihtiyaçları giderilmelidir. Yapımı devam eden şehir hastaneleri en kısa sürede tamamlanıp hizmete açılmalıdır. Uzman hekim sayısını artırmak için vakit kaybetmeden gerekli altyapı hazırlanmalıdır. Devlet imkânlarının ihtiyacı karşılayamadığı yerlerde ücretleri devlet tarafından ödenmek şartıyla sosyal güvencesi olanların, özel hastanelerde muayene ve tedavi olmaları sağlanmalıdır. Polikliniklerdeki yığılmayı kısmen de olsa hafifletecek olan mesai sonrası hasta muayenesi uygulamasının daha faydalı olabilmesi için hastalar bu konuda bilgilendirilmelidir. Neticede Hükümet, temel insanî haklardan olan sağlık hizmetlerine ulaşmayı kolaylaştırıcı adımları en kısa sürede atmalı, halkımızın yaşadığı bu mağduriyetler bir an önce gidermelidir.”

CEZAEVLERİNDE ÇIPLAK ARAMA İDDİALARI

Cezaevlerinde çıplak arama iddialarına da değinen Ramanlı, “Geçmişten bu yana, cezaevleri ve gözaltı süreçleri birtakım insan hakkı ihlalleri ile anılmaktadır. İşkenceye sıfır tolerans politikasıyla bu tür muameleleri kısıtlama girişimleri büyük ölçüde karşılık bulmuş olsa da ihlaller zaman zaman gündeme gelmektedir. Temel insan haklarının uygulayıcılarca yeterince özümsenmemiş olması, hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmamaktadır. İhlal ve suiistimal yaşanması muhtemel alanlarda görevli tüm personelin, başta işkence ve kötü muamele yasağı, özel hayata saygı başta olmak üzere temel hak ve hürriyetler konusunda yeterli bir eğitim ve denetimden geçirilmelidir.” İfadelerini kullandı.

Ramanlı şunları söyledi: “Günümüzde yaşanan ihlallerden biri de cezaevlerindeki çıplak arama uygulamasıdır. Bu konuda yaşanan mağduriyetler, insan onur ve haysiyetini zedeleyici boyuttadır. Hükümet, bu yanlış uygulamayı savunma psikolojisinden kurtulmalı, bu vahim iddiaların üzerine gitmeli, bu gibi uygulamalara yasal zemin oluşturan bütün hükümleri mevzuattan ayıklamalıdır. Bununla birlikte, insan hakkı ihlallerinin her türlüsü ile mücadeleyi siyaset ahlakı içerisinde değerlendirmelidir. Çünkü mücadele edilmeyen, hesabı sorulmayan her ihlal, devleti gün geçtikçe hukuk devleti olmaktan uzaklaştırma potansiyeli taşımaktadır. Bu sebeple, personelin vazife sırasında temel insan haklarına ve hukuka uygun hareket etmesini sağlayacak etkin bir denetim ve disiplin mekanizması oluşturulmalıdır.” HABER MERKEZİ

0 yorum

FİKRİNİZİ BELİRTİN

Zorunlu alanları doldurunuz *