12 Eylül darbesinin üzerinden 42 yıl geçtiğini belirten
Yapıcıoğlu, ardından 1982'de cunta anayasasının hazırlanarak halka zorla
dayatıldığını söyledi.
Yapıcıoğlu, "40 yıldır memleket 12 Eylül askeri
cuntasının anayasasıyla idare ediliyor. Sadece askeri anayasa değil o dönemin
pek çok kanunu halen yürürlüktedir. Daha sonra bu darbeyi yapanlar yargılandı,
mahkûm edildi. Her ne kadar bazıları o tarihte hayatta olmadığı için hakkında
karar verilememiş olsa da ya da haklarında mahkûmiyet kararı verilenler yaşlılıktan
dolayı cezaevine girmemiş olsa da bu darbenin mahkûm edilmesi önemlidir fakat
maalesef o dönemin ürünü olan anayasayla idare ediliyor. Bu büyük bir ayıptır.
Bu ayıp Meclis'indir, Meclis'teki partilerindir. Bu vesileyle yeni ve sivil bir
anayasanın yapılması çağrısını bir kez daha yeniliyoruz. Mutlaka Türkiye askeri
cunta anayasasından kurtulmalıdır." dedi.
Akaryakıt fiyatlarındaki dalgalanmaya da değinen Yapıcıoğlu, "Vatandaş, dolar
ya da petrolün varil fiyatı artıyor ve pompaya yansıyorken petrolde düşüş
yaşanırken aynı hızla indirim neden yaşanmıyor, diye soruyor. Rusya-Ukrayna
Savaşıyla birlikte hem gıda hem de akaryakıt fiyatlarıyla ilgili küresel artış
yaşandı. Bunun sebeplerinden biri Rusya'ya Amerika'nın ve batılı ülkelerin
ambargo uygulamasıydı. Bundan dolayı enerji fiyatları yükseldi ama bazıları da
bunu fırsata çevirdi. Küresel piyasalarda dolar bazında petrol fiyatı 130
doları aşarken bile Rusya bu fiyatların yüzde 25-30 aşağısına, şu anda da 65
dolar seviyesine petrol satmaktadır. Rusya'nın ambargo nedeniyle daha ucuza
sattığı bu petrolden en fazla Çin, Hindistan ve Türkiye istifade etmektedir. Bu
dönemde Türkiye'nin Rusya'dan yaptığı petrol ithalatı yüzde 120 civarında
artmıştır. Rusya'dan alınan petrol Cenova'da İtalya merkezli olarak oluşturulan
fiyatın epey altında olmasına rağmen sanki bütün petrolü Cenova'da oluşan fiyat
üzerinden alıyormuş gibi yüksek fiyata vatandaşa satması halkın aleyhinedir. Bu
işi yapanların fahiş kâr elde etmesi anlamındadır. Hükümete çağrımız zaten
yüksek enflasyon altında ezilen halkın bir de bu yönüyle akaryakıt şirketlerine
ezdirilmemesi ve bu konuda denetimlerin daha ciddi bir şekilde yapmalarıdır.
Akaryakıt fiyatları hem doğrudan doğruya vatandaşın bütçesini etkilemekte hem
de nakliyeden dolayı vatandaşın ihtiyaç duyduğu bütün malların fiyatının
yukarıya doğru gitmesine neden olmaktadır. Bu konudaki denetim belki raftaki
denetimden daha fazla önemlidir." değerlendirmesinde bulundu. HABER
MERKEZİ
0 yorum