Batman Barosu Başkanı Avukat Erkan Şenses,
Türkiye’deki cezaevlerinde yaşanan sorunlar ve hak ihlallerine ilişkin önemli
açıklamalarda bulundu.
Açıklamasında tutuklu ve hükümlülerin yaşadığı sıkıntılara
dikkat çeken Hukukçu Şenses, cezaevlerinde din ve vicdan özgürlüğü, ifade
özgürlüğü, dışardan gönderilen yayınların içeriye alınmaması, çıplak arama ve
kötü muamelelere ilişkin vahim iddiaların olduğunu ifade etti.
Mahkûmların adil yargılanmadıkları yönde de ciddi
şikâyetlerinin olduğunu vurgulayan Şenses, bu durumun genel bir sorun olduğunu
anlattı.
Cezaevlerinde kötü muamele iddialarının olmasına rağmen
bunun yeterince soruşturulmadığını ileri süren Şenses, suç işleyen infaz koruma
memurları veya cezaevindeki askeri personelin mutlaka yargılanması gerektiğini
kaydetti.
Cezaevlerindeki sorunların çözümü için köklü bir değişime
ihtiyacın olduğunu, cezaevlerinin ıslah edilmesi gerektiğini belirten Şenses,
yetkililere hükümlü ve tutukluların haklarına riayet etme çağrısında bulundu.
“CUMA NAMAZI TALEBİNİN REDDEDİLMESİ, DİN VE VİCDAN
ÖZGÜRLÜĞÜNÜN İHLALİ SAYILDI”
Şenses, “Cezaevleri her hükümet döneminde de sorun olmuştur
ve olmaya devam ediyor. Dolayısıyla cezaevi sorunu aslında Türkiye’de
sistematik bir sorun olduğu gerçeğini belirtmek gerekir. Bugün Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi yine Türkiye’deki cezaevleriyle ilgili bir karar verdi.
Abdullah Şahin kararında Diyarbakır’da cemaatle cuma namazı kılmak isteyen bir
hükümlünün talebini reddetmesi üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi din ve
vicdan özgürlüğünün ihlaline karar verdi.” diye konuştu.
“ŞİDDET SONUCU BİR MAHKÛMUN HAYATINI KAYBETTİĞİ İDDİASI VAR”
Cezaevlerinde vahim iddiaların olduğuna işaret eden Şenses,
konuşmasına şöyle devam etti: “Dolayısıyla cezaevlerinde din ve vicdan
özgürlüğü olsun, ifade özgürlüğü olsun, dışardan gönderilen yayınların içeriye
alınmaması sistematik bir sorun. Anayasa Mahkemesi bu konuda onlarca karar
verdi. En son bir pilot karar verdi ve dedi ki mevzuatın değişmesi lazım.
Dışardan gönderilen süreli, süresiz yayınların içeri alınmasıyla ilgili büyük
sıkıntılar mevcuttur. Kısaca cezaevine gönderilen yayınların alınmaması, çıplak
arama iddiaları, cezaevinde kötü muamele iddiaları… En son Ferhan Yılmaz isimli
bir Batmanlı hemşerimiz Silivri Cezaevinde iddiaya göre infaz koruma
memurlarının şiddeti üzerine hayatını kaybetti. Maalesef bunlar çok vahim
iddialar.”
“MAHKÛMLAR ADİL YARGILANMADIKLARINI SÖYLÜYORLAR”
Şenses, Türkiye’de cezaevleri rejiminin bir ıslaha tabi
tutulması gerektiğinin altını çizdi. Açıklamasının devamında mahkûmların
ilettiği sorunları aktaran Şenses, şunları söyledi: “Cezaevlerinden gelen
mektuplarda en büyük sorun, mahkûmların adil yargılanmadıkları şikâyetleri var.
Cezaevindekiler, anladığım barolar dâhil tüm kurumlara mektuplar gönderiyorlar
ve adil yargılanmadıklarını iddia ediyorlar. Adli suçlar, siyasi suçlar dâhil
böyle bir sorun var. Bu genel bir sorun. Çünkü Türkiye’deki yargının maalesef
çok iyi yargılamalar yürütmemesi, kalitesiz bir delil sistemi var. Zayıf
delillerle mahkûmiyet kararları veriliyor. Dolayısıyla bu insanlar cezaevine
girdiğinde adil yargılanmadıkları yönde şikâyette bulunuyorlar.”
“CEZASIZLIK POLİTİKASINA SON VERİLMELİ”
Şenses, cezaevinde girişte çıplak arama, yine kötü muamele
iddialarının yeterince soruşturulmaması, cezaevlerine dışardan süreli ve
süresiz yayınların alınmaması gibi birçok sorunun olduğunu belirtti.
Bu sorunların aşılması için öncelikle suç işleyen infaz
koruma memurları veya cezaevindeki askeri personelin mutlaka yargılanması
gerektiğini dile getiren Şenses, “Yargılanmazsa bu devam eden bir suç haline
dönüşüyor ve diğer görevlileri cesaretlendiren bir durum oluyor. Biz buna
cezasızlık diyoruz. Cezasızlık politikasına son verilmesi gerekiyor.”
ifadelerini kullandı.
“CEZAEVİNE SÜRELİ, SÜRESİZ YAYINLARIN ALINMAMASI DA BÜYÜK
BİR SORUN”
Cezaevindekilerin bilgiye erişim hakkının olduğunu kaydeden
Şenses, “Yine cezaevine süreli, süresiz yayınların alınmaması da büyük bir
sorun. Bu konuda da Anayasa Mahkemesi kararını belirtti. Mutlaka bir mevzuat
değişikliği gerekiyor. Çünkü şu an tamamen keyfi bir biçimde… Mektup okuma
komisyonu var. Bu komisyon aykırı bulduğunda o yayın içeriye alınmıyor.
Cezaevlerinde de olsa bireylerin bilgiye, habere erişim hakkı var. O bilgi,
haber şiddeti, nefreti körüklemiyorsa cezaevine girmesini sağlama yükümlülüğü
var. Özellikle bu hususta sorunlar var.” dedi.
“CEZAEVİNDEKİLER İKİNCİ SINIF VATANDAŞ DEĞİL”
Cezaevleri sorununun Türkiye’de on yıllarca devam eden bir
sorun olduğuna dikkat çeken Şenses, konuşmasını şöyle sürdürdü:“Bu sorunun
çözümü için köklü bir değişime ihtiyaç var. Cezaevinde de olsa insanlar temel
haklara sahiptir. İşkence görmeme hakkı, ifade özgürlüğü hakkı, bilgiye erişim
hakkı, din ve vicdan özgürlüğü hakkı, özel hayata saygı hakkı… Yani onlar
ikinci sınıf vatandaş değildir. Sadece bir suç işlediği iddiasıyla tutuklanmış
veya mahkûmiyet kararı nedeniyle hükümlü hale gelmişlerdir. Bunlarda birinci
sınıf yurttaştır. Sadece özgürlüklerinden alıkonulmuşlardır. Bunlarında
anayasal hakları mevcuttur. Kamu görevlilerine, yetkililere cezaevlerinde kalan
hükümlü ve tutukluların haklarına riayet etme çağrısında bulunuyoruz.”(İLKHA)
0 yorum