14 Mart Tıp Bayramı
münasebetiyle açıklama yapan Sağlık- Sen Batman Şube Başkanı Maruf Yalçın,
sağlık çalışanlarının sorunlarını gündeme getirip çözüm önerilerini sundu.
Yalçın yaptığı açıklamada, “Bunun
yanında, pandemi ile iş yükü kat be kat artan sağlık çalışanları, insanımıza
şifa dağıtmak için insanüstü bir gayretle çalıştı ve halen de bu şekilde
çalışmaktadır. Şunu net bir şekilde ifade edebiliriz ki salgın bizlere ülkemizde
kısıtlı insan gücü ile yüksek düzeyde sağlık hizmeti sunulduğunu gösterdi. Elbette
bu sağlık çalışanlarının üstün fedakarlığıyla oldu. Ancak gelinen son noktada,
bunun bu şekilde sürdürülebilir olmadığı açıkça ortada. Bugün kamuda görevli
başta hekimler olmak üzere sağlık çalışanları tek tek istifa etmekte, sağlık
hizmetlerinin sunumunda önemli sıkıntılar yaşanmaktadır. Sorunların ve
sıkıntıların devam etmesi Türkiye “sağlık sisteminin” geleceği adına önemli
riskler içermektedir.” Dedi.
Yalçın şunları söyledi: “Sağlık
çalışanlarının sorunlarının temelinde istihdam yetersizliğinin önemli rol
oynadığı ise bilinen bir gerçektir. Bu sorun, ücret yetersizliği ve
adaletsizliği ile desteklendiğinde ise içinden çıkılmaz bir hale dönüşmektedir.
Buna karşın başta hekimler olmak üzere sağlık emekçileri çareyi özel sektöre
veya yurt dışına gitmekte bulmaktadır. Ülkemizdeki
sağlık hizmetindeki istihdam yetersizliğini daha iyi anlatabilmek adına; hekime
müracaat sayısı hemen hemen ülkemizle aynı olan Almanya ile bir kıyaslama
yapmak istiyorum. Almanya’nın Türkiye’ye
göre hemşire ve ebe sayısı yaklaşık 4.4, hekim sayısı ise yaklaşık 2.2 kat daha
fazladır. Bu demektir ki, Türkiye’de hemşire ve ebeler 4.4, hekimler ise 2.2
kat daha fazla çalışmaktadırlar. Benzer durum diğer sağlık personeli için de
geçerlidir. Ayrıca, ülkemiz hemşire ve ebe sayısı bakımdan AB ve OECD ülkeleri
arasında son sırada yer almaktadır.”
Yalçın açıklamasının
devamında şu ifadeleri kullandı: “Bu veriler Türkiye’nin mevcut sağlık
personeli kapasitesinin uluslararası standartların oldukça altında olduğunu net
bir şekilde göstermektedir. Unutulmamalıdır ki sağlıkta istihdam
yetersizliğinin getirdiği problemler beraberinde sağlık hizmet sunumunu da
olumsuz etkilemektedir. Bu noktada, nitelikli sağlık hizmetinin sürdürülmesi
için istihdamın artırılmasına yönelik politikaların bir an önce hayata
geçirilmesi gerekmektedir. Ayrıca son iki yılda 62 bin sağlık çalışanı
istihdamı gerçekleştirilmiş olmasına rağmen bazı branşlarda sağlık çalışanı
sayısının yaklaşık 5600 kişi azaldığı görülüyor. Zamanı gelen emekli oluyor
fırsatını bulan başka kuruma geçiyor. Bunun en önemli nedeni çalışma
sürelerinin uzunluğu ve iş yoğunluğudur. Her fırsatta ve her platformda dile
getirdiğimiz düzenli aralıklarla her yıl 60-70 bin sağlık çalışanı istihdamı
yapılması gerekliliğini buradan bir kez daha yineliyoruz. Hekimler, doğası gereği sağlık hizmetlerinin
omurgasını teşkil etmektedir. Her branştaki çalışanlar gibi hekimlerin de
birtakım sorunları bulunmaktadır. Kamuda hastanelerindeki istifalar ile bu
sorunlar bir defa daha gündeme gelmiş olsa da sorunların temeli birkaç yılla
sınırlı değildir. Sorunlar tıpkı diğer sağlık emekçilerinde olduğu gibi aşırı
iş yükü, düzensiz ve uzun çalışma süreleri, ücret adaletsizliği, malpraktis ve
şiddet gibi sorunlardan oluşmaktadır. Yapmış
olduğumuz çalıştaylar, saha incelemeleri ve anketlerle bu durum çok net bir
şekilde ortaya konmuştur. Bu sorunlar
karşısında bir arayış içine giren hekimler çareyi büyük ölçüde özel hastanelere
geçişte bulmaktadır. Elbette yurt dışına gidenler de olmaktadır. Ancak
hekimlerin bu tercihini “kaçış” olarak değerlendirmek doğru değildir. Bu durum
tamamen daha iyi şartlarda ve daha güvenli ortamda çalışma isteğinin bir
sonucudur. Durumun bu noktaya geleceğini aylar, hatta yıllar öncesinden ifade
ettik. Ne yazık ki sorunların üzerine kararlılıkla gidilmedi. Gelinen noktada ise Sağlık Bakanı Sayın
Fahrettin Koca’nın ve Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ’ın ‘Sağlık
Çalışanlarının Hukuken Korunması Sempozyumu’nda şiddet ve malpraktise bağlı
tazminat sorununun giderilmesine dair yapmış oldukları açıklamaları anlamlı ve
yerinde buluyoruz.
Sözde kalmayıp icraata
dönüşmesi süreci dikkatle takip edeceğiz. Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca’nın
bir haber ajansına yapmış olduğu açıklamada kendisi dahil dört bakanın
görevlendirildiğini ve tüm sağlık çalışanlarının haklarının teslim edileceği
bir 14 Mart tıp bayramı kutlanacağına dair sözlerinin yerde kalmamasını temenni
ediyoruz.”
Yalçın sözlerinin devamında,
“ Ülkemizdeki sağlıkta yetişmiş insan gücünü kaybetmemek ve nitelikli sağlık
hizmetinin sürdürülebilirliğini sağlamak adına “Bulma ve Tutma Stratejisi”
geliştirilmesini önermekteyiz. Salgın süreci, sağlık hizmetlerinin önemini
hepimize bir defa daha göstermiştir. O nedenle, bu süreçten de dersler
çıkararak sağlık sisteminin yükünü kaldıracak daha çok sağlık personelin
istihdam edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Elbette tek başına istihdam yeterli değildir.
Başta hekimler olmak üzere tüm çalışanların özellikle ücret noktasında bir
sorunu olmamalıdır.” İfadelerini kullandı.
“Raporumuzda önce çıkan bazı
çözüm önerilerini sizlerle paylaşmak istiyorum. “ Yalçın çözüm önerilerini şu
şekilde sıraladı:
- Türkiye’nin nüfus durumu ve
hizmet potansiyeli dikkate alınarak sağlıkta insan gücü istihdamı
artırılmalıdır.
- Sağlık emekçilerinin
motivasyonlarının ve iş doyumlarının arttırılması ve istifa sayılarının
azaltılması adına ekonomik özlük hakları ve sosyal hakları özel sektör ile
rekabet edecek şekilde güçlendirilmelidir. Çalışanların artan iş yüklerinin
azaltılması amacıyla mevcut işleyiş kapsamlı bir şekilde ele alınarak gerekli
müdahaleler yapılmalıdır
- Hekim işgücünden verimli
şekilde istifade edilebilmesi için makul ve kabul edilebilir ücret düzeyinin
sağlanmasına ilişkin gerekli düzenlemeler acilen yapılmalıdır.
- Sabit ek ödemeler 2,5 kat
arttırılmalı, merkezi bütçeden ödenerek hastane bütçesinden ödemeye son
verilmelidir.
- Halen Sağlık Bakanlığı
sağlık tesislerinde uygulanan performans sisteminin rehabilite edilmesi ve
yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
- Hekimlerin ve de diğer
sağlık çalışanlarının maruz kaldığı mobbing olgusunun azaltılması için gerekli
çözümler üretilmelidir. SABİM ve CİMER‟e ait şikayetlerin Mobbing amaçlı
kullanılmasının önüne geçecek tedbirler alınmalı, yapılan şikayetler ön
elemeden geçirilmeden ya da doğruluğu kesinleşmeden doğrudan sağlık
çalışanlarına soruşturma açılarak işleme alınmamalıdır.
- Malpraktis davalarının
getirdiği tazminat ödemelerine karşı tüm sağlık çalışanları tam koruma altına
alınmalıdır.
- Kamuda çalışan hekimlerin
mesai saatlerindeki hizmetlerinde etkililiği sağlamak kaydıyla, mesai dışı
çalışmaları ile ilgili kısıtlamaların azaltılması veya kaldırılması
düşünülmelidir.
- Sağlık hizmetine başvurudaki
aşırılıklar kontrol altına alınmalı ve hekim hemşire gibi sağlık
çalışanlarından insanüstü bir performans beklemek yerine verimliliğin esas
alındığı çalışma standartları belirlenmelidir.
- İstihdam probleminin önüne
geçebilmek adına tıp fakültelerinin kontenjanları arttırılmalıdır.
- Hemşire ve ebe eksikliğini
gidermek adına bu alanda daha çok istihdam sağlanmalıdır.
- Tıbbi sekreterden uzman
hekime kadar bütün sağlık meslek profesyonellerinin dengeli bir şekilde
istihdamı sağlanmalı, gelişmiş ülkelerdeki sayılarla kıyaslanarak kısa, orta ve
uzun vadeli bir istihdam politikası geliştirilmelidir.
- Konuya ilişkin yasal
düzenlemeler gözden geçirilerek şiddet uygulayanlara daha etkin ve caydırıcı
cezalar verilmelidir.
- Şiddet olaylarının sağlık kurumlarında izlenmesi, değerlendirilmesi, vakaya özgü çözüm önerileri getirilmesine yönelik olarak meslek profesyonelleri istihdamı (sosyolog, sosyal çalışmacı, psikolog vb.) sağlanmalı ve bu nitelikte meslek profesyonelleri yönetiminde Daire Başkanlığı düzeyinde idari bir yapı oluşturulmalıdır.” ŞEVKİ ASLAN
0 yorum