Bu yeni sistemin olumlu ve olumsuz yanlarının olduğunu belirten Sütçü,
toptan reddiye uygulamanın ya da sistemin tamamen faydası olduğunu söylemenin
yanlış olabileceğini bunun için zamana ihtiyaç duyulduğunu belirtti. İstihdam
alanlarının genişletilmesi gerektiğini belirten Sütçü, aksi durumda
üniversiteli işsiz sayısında yığılma olabileceğini vurguladı.
Ortaöğretimde eleme sisteminin başladığını hatırlatan Sütçü,
"Yükseköğretimdeki bu değişim ne ilktir ve ne de sondur. Bu değişimi
bütünü ile olumlu ya da olumsuz görmek doğru değildir. Aslında çok fazla büyük
bir değişiklik yok. Kamuoyunda bu değişiklik kalite sorunu olarak algılanıyor.
Yükseköğretime öğrenci girmeden önce aslında bu eleme sistemi ortaöğretimde
başlıyor. Yani siz ortaokuldan sonra Türkiye'de belli liseler var, çocuğunuzu o
liselere gönderdiğinizde nereye gideceği hemen hemen bellidir. Bizde piramitsel
bir yerleşim sistemi var. Belli liseler piramittin tepesinde üniversite
sürecinde yerleşiyorlar. Bugün ki sisteme baktığınız zaman çok da değişen bir
şey yok." dedi.
ÖNMELİ MESLEKLER İÇİN BARAJ DEVAM EDİYOR
Ülkenin geleceği için önem arz eden meslek grupları için barajın devam
ettiğinin altını çizen Sütçü, “Her meslek önemlidir ve meslek diğer mesleğin
yapısını tamamlıyor. Fakat ülkenin geleceği için önemli olan meslek grubunu
Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) tekrar baraj sistemi ile koruma altına almış. Tıp,
eczacılık, diş hekimliği, mühendislik fakülteleri, eğitim fakültesi gibi
alanlarda değişen bir şey yok. Sadece bunların dışında kalan programlarda baraj
kaldırıldı. Barajın kaldırıldığı bölümlere özellikle baktığımızda bu bölümlerin
büyük bir bölümünün açık öğretimin içinde olduğunu görüyoruz. Yani doğal olarak
çok değişen bir şey yok. Ve bu duruma olumsuz bakmamak gerekiyor.” Dedi.
Yeni sistem için net ifadeler kullanmanın yanlış olduğunu, sistemin ne
getireceğini zamanın göstereceğini belirten Sütçü, "Yüksek Öğretim
Kurumu'nun YKS'deki barajı kaldırmasının hem olumlu hem de olumsuz yönlerinin
olduğunu aşikar hepimiz biliyoruz. Tamamen reddiye uygulayarak yanlıştır
demekte doğru değildir, tamamen sağlıklı bir karardır demenin de. Henüz konunun
başında olmamız hesabı ile bu konuda da hassas davranmak gerekiyor. İşin açık
tarafı şuan sınav barajının kaldırılmış olması yükseköğretimin kapasite
kullanımı konusunda belki olumlu taraf daha ağır basabilir. Çünkü kapasite
artırımına gidilmiyor, mevcut kapasitenin kullanımı ile ilgili bir durum
ortadadır. En azından boş kalan kontenjanların, okumak isteyen öğrencilerimizin
bu kontenjanlardan faydalanarak okumalarını sağlamak bir nebze olumlu
bakılabilir." diye konuştu.
Öğrencilerin ilkokuldan itibaren becerilerine göre yönlendirilmelerinin
üniversiteli işsizler noktasında yığılmanın önüne geçebileceğini söyleyen Sütçü,
"Üniversitenin önündeki yığılmanın aslında aşılması çok daha önemlidir.
Ülkemizde genç nüfusun fazla olması hesabı ile bu yığılmanın yönlendirme ile
halledilebilir. İşte ilkokuldan sonra özellikle ortaokul seviyesindeki
öğrencilere bilgi, beceri kabiliyetleri doğrultusunda ek dersler düzenlenerek
çocuğun sayısal zekâsı mı iyi burada sayısal derslerin artırılması, sözel
zekâsı iyi ise sözel derslerin, beceri derslerde artırıma gidilerek ortaokul
süresince dört yıl boyunca veli ve öğretmen işbirliği ile sağlıklı bir
yönlendirme sonucu lisede branşlaşmaya gidildiğinde öğrencinin beceri ve
kabiliyetine göre bir lise okuması hem bireyi meslek noktasında mutlu eder, hem
de daha başarılı kılar ve üniversite önündeki yığılmaları da azaltır."
şeklinde konuştu. M. EMİN URAZ
0 yorum