Şevket Başak Camisinde, bu haftaki cuma hutbesinde "Üç
Aylar: Rahmet ve Mağfiret Vesilemiz" konulu hutbe verdi. Türkiye genelinde
tüm camilerde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından irad edilen hutbede,
"Üç aylar; Allah'ın insanlara olan sonsuz rahmetinin bir eseridir. Feyiz
ve bereketin sağanak sağanak üzerimize yağdığı bir mevsimdir." denildi.
Cuma hutbesinde, şu ifadelere yer verildi:
"Allah'ım, Receb ve Şaban aylarını hakkımızda mübarek
eyle ve bizi Ramazan'a ulaştır." (Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, IV, 189)
Muhterem Müslümanlar!Rahmet ve mağfiret, muhabbet ve bereket
vesilesi olan üç ayların manevi gölgesi üzerimize düştü. Önümüzdeki çarşamba
günü Receb ayına kavuşmuş olacağız. Perşembeyi cumaya bağlayan gece ise Regaib
Gecesini idrak edeceğiz inşallah.
Bizleri bu müstesna günlere ulaştıran Yüce Rabbimize sonsuz
hamd ü sena, mübarek vakitleri nasıl değerlendireceğimizi öğreten Peygamberimiz
Hazreti Muhammed Mustafa'ya salat ve selam olsun.
Aziz Müminler! Üç aylar; Allah'ın insanlara olan sonsuz
rahmetinin bir eseridir. Feyiz ve bereketin sağanak sağanak üzerimize yağdığı
bir mevsimdir. Sevgili Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem), çok kıymetli
ve faziletli olan bu mevsime ulaştığında Cenâb-ı Hakk'a şöyle niyaz ederdi:
Allah'ım, Receb ve Şaban aylarını hakkımızda mübarek eyle ve
bizi Ramazan'a ulaştır.
Kıymetli Müslümanlar! Rahmet mevsiminin ilk cemresi, Regaib
Gecesidir. Regaib Gecesi, bizler için büyük bir fırsat... Bu gecenin kadir ve
kıymetini bilip Cenâb-ı Hakka tam bir teslimiyetle yönelmek için... Gündelik
hayatımızı sorgulamak, bu gidiş nereye diye kendimize sormak için... Ömrümüzü
nerede ve ne uğrunda tükettiğimizi düşünmek, ölmeden önce kendimizi hesaba
çekmek için... Dünya ve ahiretimize faydası olmayan şeyleri terk edip hak ve
hakikat mayasıyla yoğrulmak için… Çirkin ve kötü huylardan arınıp, güzel ahlakı
kuşanmak için… Hata ve günahlarımızdan pişman olup nasuh tevbelerle Rabbimizin
engin merhametine sığınmak için... Kişinin kardeşinden, anasından, babasından,
eşinden, çocuğundan bile kaçacağı, hiç kimsenin kimseye fayda veremeyeceği o
dehşetli mahşer gününe hazırlanmak için…
Değerli Müminler! Elbette bize düşen Rabbimizin ilâhi lütuf
zamanları olarak bahşettiği, duaların kabulüne ve günahların affına vesile
kıldığı üç ayların manevi ikliminden istifade etmektir. Ancak biz biliyoruz ki
Allah'a kul olmak, sadece belli vakitlere mahsus değildir. Yılın hangi ayı,
hangi günü ve hangi saati olursa olsun kulluk bilinciyle geçirilen her ânımız
kıymetlidir. Nitekim Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem), bir
kutsî hadiste Allah azze ve celle'nin şöyle buyurduğunu bize haber vermektedir:
"Ey âdemoğlu! Her durumda kendini bana kulluğa ada ki, gönlünü zenginlikle
doldurup ihtiyacını gidereyim."
Aziz Müslümanlar! Dünya ve ahiret saadeti, Cenâb-ı Hakk'a
iman eden, sadece O'nun rızasını gözeten ve her ânını salih amellerle
bereketlendirenlerin olacaktır. Hutbemi Asr suresiyle bitiriyorum:
"Andolsun zamana ki insan gerçekten ziyan içindedir.
Ancak, iman edip, sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler,
birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka, onlar ziyanda değillerdir." HABER
MERKEZİ
0 yorum