HÜDA PAR Batman İl Başkanlığı, CHP'nin İslam düşmanlığı, zam
ve asgari ücret artışları, öğretmen meslek kanunu, mülakat zulmü, evden
uzaklaştırma ile Avrupa'daki İslam düşmanlığı ile Siyonist işgal rejiminin
saldırılarına değindi.
CHP’nin yüz yıllık Kur’an düşmanlığı yaptığını belirten HÜDA
PAR Batman İl Başkanlığı, "Kurulduğu günden beri Müslüman halkımızın
inancıyla uğraşan ve adeta bunu varlık sebebi olarak gören CHP, yaklaşık yüz
yıldır inanç ve etnik aidiyetler üzerinden toplumu ötekileştirmektedir.
Türkiye’de tek parti döneminde Kur’an-ı Kerim’e ve ezana yaptığı düşmanlıkla
tanıdığımız CHP, her fırsatta düşmanlığını sürdürmüş, aradan geçen onca zamana
rağmen halkın değerlerine saygı hususunda bir arpa boyu yol kat edememiştir.
CHP Grup Başkanvekilinin 4-6 yaş grubu çocukların gittiği Kur’an kursları için
kullandığı “orta çağ zihniyeti, bilim dışı kurumlar’ şeklindeki ifadeler açık
bir İslam ve Kur’an düşmanlığıdır. Tek Parti ve 28 Şubat Süreci zihniyetini
tekrar hortlatmak isteyen CHP, halkın kutsallarına aleni olarak saldırmakta
beis görmemektedir.” İfadelerini kullandı.
Açıklamanın devamında, “Geçmişte yaptıkları hatalar
nedeniyle halk ile helalleşmeden söz eden CHP Genel Başkanı, eğer samimi ise bu
helalleşmeye partisinin çatısı altında, Kur’an öğrenimini çağdışı olarak
niteleyen meş’um zihniyetlileri ihraç etmekle ve halkımızdan özür dilemekle
başlasın. CHP başta olmak üzere her fırsatta inancımıza ve manevi değerlerimize
pervasızca saldıranlar bilmelidirler ki İslam, bu milletin mayasıdır. Kur’an bu
milletin kutsal kitabıdır. İslam’ı milletimizin kalbinden söküp atmaya hiç
kimsenin gücü yetmeyecektir.” Denildi.
Zam yağmuruna da değinen HÜDA PAR şu ifadeleri kullandı: “Hükümetin
düşük faiz, yüksek ihracat, üretim, yatırım ve istihdam vaadiyle yeni bir
ekonomi politikasına geçildiğini ifade etmesi sonrasında hiçbir şey eskisi gibi
kalmadı. Yaşanan ekonomik dalgalanma nedeniyle bireysel ve toplumsal büyük
mağduriyetler yaşandı. Bu durumun iktisadi sonuçları kadar siyasi ve sosyal
sonuçları da olacak ve daha uzun bir süre konuşulacaktır. Ancak şimdi yapılması
gereken; tahribatları asgariye indirebilmek için harekete geçmek ve kısır
ekonomik tartışmaları terk etmektir. Döviz kurunun düşmesinin ardından piyasada
büyük bir indirim beklentisi oluşmuştu. Ancak yeni yıl ile birlikte özellikle
doğalgaz, elektrik ve akaryakıtta astronomik fiyat artışları, oluşan olumlu
havayı dağıtmaya yetmiştir. Asgari ücrette yapılan iyileştirme daha şimdiden
geri alınmış oldu. Ekonomik kararlar alınırken bu kararların topluma ve
piyasaya yansımaları mutlaka hesaba katılmalıdır. Son süreçte hükümet, toplumla
ve piyasayla olan iletişimde ciddi kopukluklar yaşamaktadır. Bu yüzden alınan
karaların sonuçlarının neler olabileceğinin hesabı yapılamamaktadır.”
Açıklamanın devamında, “Yeni ekonomi yönetiminin verdiği
iyimser mesajlar halkın beklentilerini yükseltmesine rağmen kurdaki düşüş fiyat
etiketlerine şimdiye kadar yansımadı. Merkez Bankası 2022 yılı enflasyon
hedefini yüzde 5 olarak ilan ederken daha şimdiden bunun gerçekleşmesinin
mümkün olmadığı görünmemektedir. Diğer yandan dört kişilik bir aile için açlık
sınırı 4 bin, yoksulluk sınırı ise 13 bin TL seviyesini aştı. Yılbaşında
yapılan son zamlarla birlikte bu rakamlar daha da yükseldi. Temel ihtiyaç
mallarının raf fiyatlarının dalgalanmadan önceki seviyeye inebilmesi ve fiyat
istikrarının sağlanması sadece kontrol ve denetim mekanizması işletilerek
gerçekleştirilemez. Kurlardan kaynaklanan fiyat artışlarının, kurdaki düşüşler
sonrasında geri alınmamasının yeterli izahı yoktur. Kamunun belirlediği
fiyatlar, enflasyonu ve hayat pahalılığını tetikleyen en önemli unsurdur.
Kamunun yüksek zamlar şeklinde ortaya koyduğu irade, piyasaya da yansıyacak,
özel sektör de aynı stratejiyi uygulayacaktır. Kamunun ortaya koyduğu bu
pratik, fiyat istikrarının sağlanmasını geciktirecek, ekonominin düzelmesini büyük
oranda engelleyecektir.” Denildi. HABER
MERKEZİ
0 yorum