Toplumda kolay yoldan zengin olma hayali kuranlar, bu
hayallerine ulaşmak için "şans oyunları" adı altında kumara
bulaşıyor. Maddi ve manevi olarak birçok problemi beraberinde getiren kumar,
kısa vadede bir kazanç kapısı olarak görülse de aslında büyük felaketlere zemin
oluşturuyor.
Şans oyunları ve kumarın hükmü ile ilgili İLKHA muhabirine
önemli değerlendirmelerde bulunan İTTİHADUL ULEMA üyesi Molla Nizamettin Yaçin;
şans oyunlarının tamamının Kur'an-ı Kerim'in ifadesiyle birer pislik olduğu ve
kesinlikle haram kılındığını belirterek Müslümanların bu illetten mutlaka sakınması
gerektiğini ifade etti.
Yaçin, şans oyunlarının, Maide Suresi'nde, "Ey iman
edenler! İçki, kumar, dikili taşlar, fal okları şeytan işi iğrenç şeylerden
ibarettir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şüphesiz şeytan içki
ve kumar yoluyla aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve
namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?" şeklinde
belirtilerek haram olduğunun açık olarak beyan edildiğini belirtti.
"Allah bizlere hem bireysel hem de toplumsal zararları
olan şeyleri yasaklamıştır"
Rabbimizin bize bireysel ve toplumsal olarak gerçekten
zararlı olan şeyleri yasakladığını hatırlatan Yaçin, "Bu ayette dört
tanesi sayılıyor. 'Şüphesiz ki içki sizin için zararlıdır' deniyor. Allah
Resulünün de bu konuyla ilgili birçok Hadis-i Şerif'i vardır. Allah Resulü
'İçki kötülüklerin anasıdır' buyuruyor. Ayette kumardan bahsediliyor, kumar da
aynı şekilde hem ferdi hem de toplumsal olarak büyük bir bağımlılık yapan ve
çok zararlı bir amel olduğu için yasaklanıyor. İnsanları; gevşekliğe,
haksızlığa, israfa, çoluk çocuğunun malını yanlış yerde harcamaya sebep olduğu
için Allah-u Teala kesinlikle kumarı da yasaklamıştır. Allah putları, dikili
taşları da yasaklamıştır çünkü insanın fıtratında tapmak vardır. İnsanın
muhakkak bir şeylere tapması gerekiyor. İnsan kendisini boşlukta hissettiği
zaman, hakiki manada Rabbine tabii olmadığı zaman bir şeylere tapmaya başlar.
Bunda da en başta gelen cismi olarak insanların heykellere tapmasıdır. Birde
falcılık; fal yapmak, sihir yapmak yasaklamıştır. Fal oklarına o zaman şans
okları diyorlar, şimdi de şans diyorlar. Onlar bir torbanın içine birkaç tane
ok veya top atıyorlar; sonra 6-7 tanesinin üzeri dolu yani kazanan kişiler,
içine 2-3 tanesi de boş atılıyor. Oradaki torbacı kişi karıştırıyor ve
çıkardığında şansı olan kişi dolu çıkarsa zaten kazanıyor. Boş çıkanlar ise
masrafları ödüyorlar; kazananlar da çıkan parayı fakir fukaraya dağıtıyorlar,
kendilerine harcamıyorlar. Allah buna rağmen yasakladı. Allah, 'Bunlar pistir,
şeytanın amelidir. Kesinlikle bunlardan kendinizi muhafaza edin, bunlardan
çekinmeniz sizin için kazanımdır, ferahtır, huzurdur.' diyor." ifadelerini
kullandı.
"Müslümanın Allah'ın yasaklarını dinlemesi ve
hikmetlerini araştırarak öğrenmesi gerekir"
Allah'ın yasaklarını bizlere açık bir şekilde beyan ettiğine
vurgu yapan Yaçin konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İnsanı özellikle bu şeylere sürükleyen şey ise
şeytanın tuzaklarıdır. Allah, şeytan sizin düşmanınızdır, şeytanı düşman olarak
bilin diyor. Şeytanın insanı bu şeylere sürüklemesinin nedeni insanların
arasına nefreti, düşmanlığı bulaştırmaktır. Şeytan, bu şekilde hem insanı
Allah'ı anmaktan hem de namazdan uzaklaştırmakta ve kötü şeylere insanı
sürükleyerek bu şekilde insanları bataklığa ve cehenneme sürüklemek istiyor.
Müslüman bir insanın Allah-u Teala'nın bu yasaklarını muhakkak dikkatli bir
şekilde dinlemesi ve bunların hikmetlerini araştırarak öğrenmesi gerekir. Allah
bu ayeti kerimede bizlere bu şeyleri sunuyor fakat bir müminin, Allah'ın
kesinlikle yasakladığı ve aksi takdirde yapanların cezalandırılacağı,
müeyyideler koyacağı bilinciyle bu tür şeylerden sakınması gerekir." dedi.
"Bir peygamberin doğum yıldönümünü içkiyle, kumarla,
çeşitli oyunlarla kutlamak O peygambere büyük hakarettir"
Yılbaşı kutlamalarının Hristiyanların bir geleneği olduğunu
hatırlatan Yaçin, "Diyelim ki Hazreti İsa o zaman doğmuş ve O'nun
kutlamasıdır. O dinin mensubu olanlar, Hazreti İsa'ya büyük bir hakaret
yapmaktadır. Bir peygamber gelmişse, onun yıldönümünün kutlanması peygambere
yakışır bir şekilde olmalı. Böyle melanetli, ifsatçı, kendini şaşırmış olduğu
şeylerden insanları uzaklaştırmak için gelen bir Peygamberin, tam O'nun
yasakladığı şeylerle kutlanması büyük bir hakarettir. Bir peygamberin doğum
yıldönümünü içkiyle, kumarla, çeşitli oyunlarla kutlamaları O peygambere büyük
hakarettir. Hristiyan aleminin bunu bilmesi lazım. Peygamberini seviyorsan,
layık bir şekilde anman gerekir. Biz Peygamberimizin doğum yıl dönümünü
kutladığımızda nasıl kutluyoruz. O'na yakışır bir şekilde kutluyoruz. Biz,
Allah'ın O'na gönderdiği ayetleri ve O'nun kötülüklerle olan mücadelesini
anlatırken gerçekten Peygambere yaraşır bir şekilde kutlama oluyor.
Hristiyanların yapmış olduğu kendi peygamberlerine aynı zamanda bizim de
Peygamberimize hakarettir. Hepimiz peygamberleri kutsal biliyoruz. Bu,
peygamberlere bir hakarettir ve bir Hristiyan'ın yapması dahi doğru olmadığı
halde bir Müslüman'ın bunu yapmasının daha da kötü bir şey olduğunu özellikle
vurguluyorum. Müslümanın buna yanaşması asla doğru değildir." diye konuştu
"Haram olan bir şeyin Allah katında değeri yoktur"
"Piyango kuyruklarında ne yapıyorsunuz, kazanırsanız ne
yapacaksınız?" diye sorulduğunda "Kazanırsam hayır yapacağım"
diye cevaplayan Müslümanların olduğunu hatırlatan Yaçin, şu ifadeleri kullandı:
Böyle şeyleri yapan o insanların, ne kadar cahil ve kendi
inancından uzak halde olduğunu görüyoruz. Haram yollardan kazanılan hiçbir
şeyin hayrı yoktur. O adam isterse kazandığı piyango biletiyle İstanbul'daki
tüm fakir fukaranın sıkıntılarını karşılasın, tüm camileri, medreseleri,
insanların faydalandığı şeyleri imar etsin Allah katında zerre kadar değeri
yoktur. Çünkü o işin aslında haram yatmaktadır. Allah katında değerli olan
hayırlı işler, helal olandır. Haram olan bir şeyin Allah katında bir değeri
yoktur. Müslümanların buna çok dikkat etmesi gerekir. Böyle asılsız, bilgisiz
düşüncelerle; kazanırsam hayır kurumlarına vereceğim, fakirlerin ihtiyacını
karşılayacağım, bununla camii yapacağım, yol yapacağım demeleri kendilerini
kandırmalarıdır. Böyle bir şeyin Allah katında hiçbir değerinin olmadığını
Allah açıkça söylüyor. Yarın böyle şeylerle kendilerini kandıran insanlar amel
defterlerini gördüklerinde hiçbir şey yok ve tam zıddı olarak içerisinde büyük
bir vebal olarak görecekler. Tıpkı abdestsiz bir adamın namaz kılması gibi.
Namazın şartı abdestli olmasıdır. Abdest olmadan namaz olmadığı gibi helal
olmayan bir şeyin, ne kadar harcansa da Allah katında geçersiz olduğu açık bir
şekilde ayetlerde, hadislerde bellidir. Müslümanların böyle şeylere girişmesi
asla doğru değildir.
"Yılbaşında yılın muhasebesini yapmak gerekir"
Müslümanların, yılın ötesinde her günün muhasebesini
yapmaları gerektiğinin altının çizen Yaçin, "Bugün ne yaptım, nasıl
yaşadım, benim yaşantım nasıldı, Allah'ın rızasına uygun muydu değil miydi?
Muhasebelerini yapmak gerekiyor. Müslüman, nasıl günlük olarak hesabını
görüyorsa, yıllık olarak da bir yıldan başka bir yıla geçtiği zaman muhasebe
yapmalı. Tıpkı bir ovadan yürüyerek tepenin üzerine yorgun bir şekilde insanın
arkasına bakarak, nereden, nasıl geldiğini, nelerle karşılaştığını tefekkür
ettiği gibi tefekkür etmek gerekir. Müslüman bir insan; 'Ben bir yıl geçirdim,
365 günlük bir zamanı nasıl harcadım, acaba Rabbimin rızasına göre bir hayat mı
yaşadım yoksa Allah'ın razı olmadığı bir hayat mı yaşadım' diye tefekkür etmesi
gerekir. Eğer Allah'ın razı olduğu bir hayat yaşamışsa şükretmeli ve daha
çoğaltmalı, yanlış yapmışsa fırsat varken tövbe etmeli, Allah'ın huzuruna
varmadan önce kendisini düzeltmelidir. İnsanın öldükten sonra tövbe etmesi,
pişman olması, kendimi düzelteyim demesinin hiçbir anlamı, faydası yoktur.
Müslüman bir insanın bu şeylere her yönüyle farklı bir şekilde yanaşması
gerekir." şeklinde konuştu. (İLKHA)
0 yorum