Hacı Bayram Veli
Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Dilek, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi
Doç. Dr. Mehmet Çevik ve Aksaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Onur Alp
Kayabaşı’nın konuşmacı olarak katıldığı söyleşiye Batman Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. İdris Demir, dekanlar, akademik ve idari personel ile öğrenciler
katıldı.
Düzenlenen
program, Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü öğrencileri tarafından “Yunus
Emre” müzik dinletisi sunulmasıyla başladı.
Programın açılış
konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. İdris Demir, tarih açısından büyük öneme
sahip bir mutasavvıf olan Yunus Emre’nin aynı zamanda büyük öğretileri bulunan
bir öğretmen olduğunu belirtti.
Yunus Emre’nin
çeşitli şehir ve ülkeleri gezerek öğretilerini halka anlattığını ve bu sayede
toplumun bilgi dünyasını genişlettiğini ifade eden Rektör Demir, Yunus Emre’nin
sadece ülkede değil küresel çapta bir öğretmen olduğunu kaydetti.
Öğretilerinin
evrenselliği sebebiyle dillerden dillere, nesillerden nesillere ulaşabildiğinin
altını çizen Rektör Demir, böyle bir günde tüm dünyaya söyleyecek sözleri olan
büyük mütefekkiri anmaktan memnuniyet duyduklarını dile getirdi.
Geçmişten
günümüze Yunus Emre’nin defalarca anlatıldığını ancak Yunus Emre hakkında
farklı fikirler sunmak istediklerini belirten Prof. Dr. İbrahim Dilek, Yunus
Emre’yi anlamak için günümüz şartlarında düşünmek gerektiğini ifade etti.
Düşüncelerin bir
coğrafyası olduğunu ve yaşanan coğrafyaya göre şekillendiğini söyleyen Dilek,
insanların dünya hakkındaki görüşlerinin ekolojiden, kültürden ve felsefeden
etkilendiğini bu sayede fikirler üreten düşünürlerin de fikirleriyle halkın
düşünce sistemini etkilediğini dile getirdi.
Ünlü düşünürlerin
toplumda yaşanan kaos dönemlerinde ortaya çıktıklarının altını çizen Dilek,
Yunus Emre’nin de 13. yüzyılda Moğolların istilası ile kaos döneminde olan
Anadolu coğrafyasında yaşadığını ve bu şartların Yunus Emre’nin fikirlerinin
gelişimine zemin hazırladığını söyledi. Yunus Emre’yi anlamanın ona günümüz
bakış açısıyla yaklaşmakla mümkün olabileceğini belirten Dilek, düşünürleri
anlayıp onları topluma iyi yansıtarak kültür dünyamızın genişleyeceğini de
sözlerine ekledi.
Yunus Emre’yi
zaman bağlamında ele alan Doç. Dr. Mehmet Çevik, zamanın ötesinde arayışta
olunması gerektiğini, sadece yaşamış olduğu 13. yüzyıl ile sınırlı
tutulmamasını çünkü fikirleriyle günümüze kadar zihinlerde yaşayabildiğini
anlatarak sözlerine başladı.
Yunus Emre’ye din
ve tasavvuf açılarından bakılması gerektiğini ifade eden Çevik, bu sayede onun
anlattıklarının daha iyi anlaşılıp fikirlerin şekillendirebileceğini söyledi.
İnsanların Yunus Emre’nin “Kendini Bil” sözünün özünü anlayıp kendilerinin
farkına varması gerektiğini dile getiren Çevik: “Kendimizi bilir ve düzeltirsek
dünya güzelleşir, hepimiz bir Yunus Emre olamayız ancak onu anlamayı
başarabilirsek Yunus Emre’nin ruhunu aramızda yaşatabiliriz.” dedi.
Mekân bağlamında
Yunus Emre’yi anlatan Doç. Dr. Onur Alp Kayabaşı, mekânı içinde yaşanılan yer
olarak tanımlarken Yunus Emre’nin içinde yaşadığı mekânın karmaşa içinde
olduğunu ve bu karmaşanın onun düşüncelerine şekil verdiğini belirtti.
Kayabaşı, Yunus
Emre’nin sözlerinin gönülden çıkıp gönüllere girdiğini kaydetti. Yunus Emre’nin
doğduğu topraklar konusunda çeşitli rivayetler olduğunu ancak onu fiziksel
mekânlara sığdırmanın yanlış olduğunu vurgulayan Kayabaşı, onun sığdırabileceği
tek mekânın gönüller olduğunu söyledi. MEHMET EMİN URAZ
0 yorum