Döviz kurlarında yaşanan hareketlilik ve ekonomik sıkıntılara ilişkin
açıklamalarda bulunan Ekonomist Mehmet Başaran, konuyla ilgili çözüm
önerilerinde bulundu.
Pandemi süreciyle birlikte hemen hemen dünyanın bütün ülkelerinde
ekonomilerde küçülmelerin yaşandığını belirten Başaran, bu küçülmeleri gidermek
adına özellikle Avrupa başta olmak üzere gelişmiş ülkelerin piyasaya aşırı bir
nakit pompalama yoluna gittiklerini söyledi.
Bununla beraber ülkelerin piyasalarını canlandırmak, enflasyon
kaygılarını da ortadan kaldırmak için para politikalarının yanında farklı
ekonomik stratejiler de uygulamaya başladıklarını ifade eden Başaran, bu farklı
stratejilerinin yansımaları ve Türkiye’deki iç para politikalarının
yansımalarının şu an ülkede döviz ve altın fiyatlarının yükselmesine neden
olduğuna işaret etti.
Etkilerinin halen devam ettiğini vurgulayan Başaran, döviz kurlarının
dalgalı olmasının hem üreticiyi hem tüketiciyi hem de yatırımcıyı tedirgin
ettiğini kaydetti.
“HAM MADDE FİYATLARININ ARTMASI GİRDİ MALİYETLERİNE YANSIDI”
Son dönemlerde halkın daha çok yüksek oranda artan zam fiyatlarından
şikayetçi olduklarına dikkat çeken Başaran, şöyle devam etti: “Bu vatandaşı çok
zor bir duruma sokmuştur. Haliyle vatandaş bunun sebeplerini soruyor. Bunun
sebepleri bir değil birden çoktur. Pandemi sürecinde ülkeler ürettikleri malı
satmak yerine stoklama yoluna gittiler. Piyasaya sürülen aşırı para politikası,
bununla beraber ham madde fiyatlarının artışına sebep oldu. Ham madde
fiyatlarının artması demek üretici için girdi fiyatlarının yüksek maliyete
binmesi demektir. Bu da piyasadaki ürünlerin otomatikman yükselmesi demektir.
Akabinde bu durum spekülatif (vurgun amaçlı) hareketlerin doğmasına ve
stokçuluk mantığının gelişmesine yol açtı.”
“ÜRÜNLERİN İTHAL EDİLMESİ YÜKSEK MALİYETLERE YOL AÇIYOR”
Özellikle üretim konusu olan ürünlerin üretimi için kullanılan teknik ve
mekanik malzemelerin hemen hemen yüzde 80-90’ının ithal olarak geldiğini
vurgulayan Başaran, bu durumun yüksek maliyetlere yol açtığını anlattı.
“Dolayısıyla üretici istediği gibi ürünü ortaya çıkaramıyor” diyen
Başaran, “Bunun için bu döviz kurlarının dalgalı olması hem üreticiyi hem
tüketiciyi hem de yatırımcıyı tedirgin ediyor. Bu durum rahat bir piyasa
ortamını oluşturmuyor.” dedi.
“EN ÖNEMLİ ŞEY ÜRETİM ALANLARINI AÇMAKTIR”
Başaran, yapılması gereken en önemli şeyin üretim konusunda bir
seferberlik ilan edilmesi olduğunu dile getirdi ve “Ülke olarak yapabileceğimiz
en önemli şeylerden birisi de dışa bağımlılığı azaltmak, üretim alanlarını
açmak, üreticiye ve çiftçiye destek olabilmektir.” diye ekledi.
“ÜRETİMİN DEVAMLILIĞI İÇİN ÜRETİCİYE DESTEK VERİLMELİ”
Gündemin bir diğer konusu olan gıda fiyatlarındaki artışa da değinen
Başaran, “Sayın Cumhurbaşkanımızın da belirttiği tarım kredi kooperatifleri
marketleri politikası gündemde. Bence bu çok da sadra şifa olmayacaktır. Yine
aynı şekilde etiketlere baskı yapmakta sadra şifa olmayacağını düşünüyorum. Ne
yapılabilir? Yapılabilecek en büyük adımlardan biri üretime ve üreticiye,
çiftçiye destek vermektir. Çiftçiye bir nefes, alan açalım ki ona üretimin devamlılığını
sağlayabilelim.” vurgusu yaptı.
“DIŞA BAĞIMLILIĞI AZALTMAMIZ LAZIM”
Konuşmasında; traktör, gübre, ilaç ve tohumun da dışardan ithal olarak
geldiğinin altını çizen Başaran, ithal olarak geldiği için döviz kuru üzerinden
üreticiye bir maliyet bindirdiğini, bu durumun piyasada yüksek fiyatlarda ürün
ortaya çıkmasına sebep olduğunu belirtti.
Hükümetin dışa bağımlılığı azaltması gerektiğini söyleyen Başaran
“Hayvancılıkla ilgilenen çiftçimiz için yem olayı var. Yem de dışardan alındığı
için bu da yüksek maliyetli oluyor. Bu da et ve süt ürünlerinde direk etki
ettiği için yemde de dışa bağımlılığı azaltmamız lazım. Gıda ürünlerinde KDV
olayı gözden geçirilebilir. Spekülatif ve stokçuluk mantığı için de enetimler
yapılabilir. Haksız rekabete karşı marketler denetlenebilir.” ifadesini
kullandı.(İLKHA)
0 yorum